Bir İstanbul polisinin hikayesi

Güncelleme Tarihi:

Bir İstanbul polisinin hikayesi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2019 08:00

Hakan Aydın Türkeli, 1996 yılında Türk polisinin DNA testiyle ortaya çıkardığı ilk cinayette başkomiserdi. Türkiye’nin yakın tarihindeki en önemli ağır suç soruşturmaları yürüttü. Mesleğe son noktayı Emniyet’e sızan Fetullahçı örgütün yaptığı yasadışı telefon dinlemelerini belgeleyerek koydu. Türkeli’nden bir İstanbul polisinin hikâyesini dinledik.

Haberin Devamı

İSTANBUL’un Şehremini semtinde, 1995 yılında biri 15 diğeri ise 8 yaşındaki 2 kız kardeşin öldürüldüğü cinayet, Türkiye’de polisin ilk defa DNA testi kullanarak çözdüğü vaka oldu. Bu cinayeti 1996’da çözen Hakan Aydın Türkeli (57), o dönemde başkomiserdi. Türkeli’nin meslek hayatının son soruşturması ise 2016’da oldu. Emniyete sızan Fetullahçı örgütün yaptığı yasadışı telefon dinlemelerini belgeledi. 1. sınıf Emniyet Müdürü ve Polis Başmüfettişi olarak yaptığı bu soruşturma ile mesleğine son noktayı koydu. Cinayet masasında başladığı meslek hayatında, ‘çözülemez’ denilen cinayetleri çözdüğü için ‘müthiş dedektif’ olarak nitelendirildi. Türkiye’nin yakın tarihindeki en önemli ağır suç soruşturmaları yürüttü. Türkeli ile o soruşturmaların perde arkasını konuştuk, bir İstanbul polisinin hikâyesini dinledik.

Haberin Devamı

Bir İstanbul polisinin hikayesi

Hakan Aydın Türkeli, ‘Müthiş Dedektif’ başlığıyla 1995 tarihli Hürriyet’in 1. sayfasında

POLİSLİĞİ TERCİH ETTİ

1977’de hem askeri lise hem de polis koleji sınavlarına giren Türkeli, her ikisini de kazandı. Ancak polis kolejini tercih etti. 1984’te Polis Akademisi’nden komiser yardımcısı rütbesiyle mezun oldu. Kurada doğup büyüdüğü İstanbul çıktı. O yıllarda Cağaloğlu’nda olan İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasında, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Yiğit’in karşısında görev yerlerinin dağılımı için bekleyen 12 genç komiser yardımcısından biriydi. Yiğit, Türkeli’yi Asayiş Şube’sinde görevlendirdi. İstanbul Asayiş Şube Müdürü ise daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapacak olan Mehmet Ağar’dı. Asayiş Şube Müdürlüğü’nde Ahmet Ateşli, Abdullah Perçin, İlhan Oker gibi namlı polis şefleri birim amiri olarak görev yapıyordu. Türkeli cinayet masasında göreve başladı.

FAİLİ MEÇHUL CİNAYET

Meslek hayatında belki de çözümsüz, faili meçhul kalan tek olay işte o ilk yıllardaki bir çifte cinayet vakası oldu. 3 yaşındaki Özlem ve 8 yaşındaki ablası Nesime Karakaş, anne ve babasıyla birlikte İstanbul’a bir akrabalarına ziyarete gelmişlerdi. Ertesi günü 2 kardeşin yanmış, birbirlerine sarılmış haldeki cesetleri Zeytinburnu Kazlıçeşme’deki bir arsada bulundu. İstanbul polisi aylarca bu korkunç cinayeti çözebilmek için uğraştı. Ancak ne bir delil, ne ipucu ne bir tanık ne de bir itiraf elde edilemedi. Aradan geçen 35 yıla rağmen cinayet çözülemedi. Hakan Aydın Türkeli bu vakayı hiç bir zaman unutamadı. 1995’te Şehremini’de bir apartman dairesinde Gönül Yalçın (15) ile yan odadaki Döndü Yalçın’ın (8) cesedinin bulunduğu olay yerine gittiğinde aklına yine Karakaş kardeşler geldi. Bu cinayet faili meçhul kalmamalıydı.

Haberin Devamı

Bir İstanbul polisinin hikayesi

DNA’DAN ÇÖZÜLDÜ

Olay yerindeki ilk incelemeler, Yalçın kardeşlerin öldürülmeden önce tecavüze uğramış olabilecekleri intibasını veriyordu. Emniyet teşkilatında o yıl ilk defa DNA incelemesi için yurt dışında eğitime gönderilen kriminal incelemeler yapabilecek polisler vardı. Cesetler Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek uzman ekip tarafından incelendi. Otopsiden önce Gönül Yalçın’dan sperm kalıntıları alındı ve Ankara’daki Kriminal Polis Laboratuarı’na gönderildi. DNA testine göre spermler, maktul kardeşlerin bir üst katında oturan doğramacı Tahsin Kaba’nındı. Bartın’da yakalanan Kaba, cezaevinde intihar etti. Fatih Şehremini’deki bu cinayet tarihe Türk polisinin DNA testiyle ortaya çıkardığı ilk cinayet olarak geçti. Soruşturmayı yürüten dedektif ise Türkeli’ydi. Teknik imkanların ve bilimsel çalışma yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte özellikle cinayet vakalarında polisin büyük bir yol kat ettiğini söyleyen Türkeli, “Elimizdeki bilimsel çalışma yöntemleri 1984’te olsaydı Özlem ve Nesime Karakaş kardeşlerin cinayeti de çözülebilirdi. O yıllarda polis, sadece his, kanaat, tecrübe ve zor kullanarak vakaları aydınlatmaya çalışırdı. Maalesef bilimsel yöntemler henüz Türk polisinin literatürüne girmemişti” diyor.

Haberin Devamı

Aynı yıl içinde Halkalı’da öldürülen 4 yaşındaki Buse Kocabıyık’ın cinayetini de benzer bilimsel yöntemler kullanarak çözen yine cinayet masası amiri Türkeli’ydi. O vakayı çözerken sadece bilimsel yöntemler değil, insanlarla konuşarak, görgü şahitleri arayarak da cinayetin peşinden gidiyordu. Bunun şahidi gazetecilerden biri de bendim. Hürriyet’in 1.sayfasında yer alan haber, ‘Müthiş dedektif’ başlığı ile yayınlandı. Buse’nin cesedi üzerinden alınan DNA örnekleri katilin kimliğini ele vermişti. Türkeli’nin komiser yardımcılığından başlayan emniyet amirliğine kadar süren cinayet masası dedektifliği, emniyet müdürü olmasıyla son buldu. Güvenlik Şube Müdürlüğü ve Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.

Haberin Devamı

KUMPASLARI GÖRDÜ

Türkeli, Hrant Dink cinayeti ve Ümraniye bombalarının bulunmasıyla başlayan süreçte de yer aldı. Fetullahçı polislerin bu soruşturmaları şekillendirmeleri ve kendi hedefleri doğrultusunda yönlendirilmesine şahitlik etti. Görev yaptığı dönemde itiraz etti, onlarla kavga etti, yapılan kumpasları çevresindekilere anlatmaya çalıştı. Karşılığını ise soruşturma geçirerek ve pasif görevlere atanarak ödedi. 17-25 Aralık sürecinden sonra ise Fetullahçı polislerin kumpasları ortaya çıkmaya başladığında müfettiş olarak görevlendirilenlerden biriydi. Yaklaşık 1 yıl süren araştırmaları sonunda FETÖ’cü polislerin yaptığı yasa dışı telefon dinlemelerini tespit etti, raporladı, delillendirdi ve savcılıklara gönderdi. Bu meslek hayatının son vakasıydı, ardından emekli oldu.

Haberin Devamı

TARAFSIZ DÜRÜST POLİSLER ÜLKENİN TEMİNATI

Türkeli artık TJK’nın güvenlik koordinatörü olarak görev yapıyor. TJK’nın 9 ildeki (İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır, Elazığ) hipodromlarındaki güvenliğin koordinasyonundan sorumlu. Veliefendi’de yarış atlarının arasında yaptığımız sohbeti ise Hakan Aydın Türkeli şu sözlerle noktalıyor: “Hiçbir partiye, gruba, cemaate aidiyet hissi duymayan, vatansever, dürüst, tarafsız, demokrasinin kurallarına ve Atatürk ilkelerine bağlı genç polislerin varlığı ile bu bilince sahip Emniyet mensuplarının cesareti, kararlılığı ülkemizin en büyük güvencesi olacaktır.”

BAKMADAN GEÇME!