Bergamalı köylüye tazminat

Güncelleme Tarihi:

Bergamalı köylüye tazminat
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2001 10:55

Yargıtay, 'siyanürlü altın' davasında dönemin başbakanı Başbakanı Yılmaz ve bakanlar Ersümer, Özsoy, Topçu ile İzmir Valisi Çakır'ın, Bergamalı köylülere tazminat ödemelerine karar verdi.

Haberin Devamı

Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi`nin tazminat istemlerini reddettiği davacı köylülerin, bu  kararı temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, dosyayı inceleyerek, davanın, bazı davalılar aleyhine bozulmasını kararlaştırdı.

Bergamalılar sevindi
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi`nin, kararı Bergama köylülerini sevindirdi.
Davacılardan eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın, yaptığı açıklamada, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi`ninkararının, Türkiye`nin hukuk devleti olduğunu göstermesi bakımından büyük önem taşıdığını söyledi. Taşkın şunları kaydetti:
``Bu davada önemli olan kazandığımız tazminat değil hukuk kurallarına uymayanların, üst düzey yetkililer dahi olsa cezalandırılacağının ortaya konmasıdır. Yargıtay`ın bu kararı, hukuk ilkelerinin üstünlüğünü ve idarenin hukuk kararlarını uygulamakla yükümlü olduğunu göstermektedir. Başbakan ve ilgili bakanlar gibi üst düzey yetkililer de olsa yanlış yaptığında ve hukuk kurallarını yerinegetirmediğinde, cezalandırılacağının kanıtlanması bakımından, Yargıtay kararı önem taşıyor.``
Bergama`da Normandy firmasının siyanürlü yöntemle deneme üretimi yaptığını hatırlatan Taşkın, ``Şimdi sıra Danıştay`da süren davada. Şirketin bu faaliyetine izin veren Başbakanlık genelgesinin yürütmesinin durdurulması için açtığımız dava da köylülerin istediği yönde sonuçlanırsa, altın madeni şirketine, Türkiye`yi terk etmek düşecektir. Asıl o zaman sevineceğiz`` diye konuştu.
Bergama Çevre Yürütme Kurulu Sözcüsü Oktay Konyar da, Cumhuriyet tarihinde ilk kez idarenin üst düzey yetkilileri hakkında tazminat kararı verildiğini ifade ederek, ``Umarız herkes Yargıtay`ın bu kararından gereken dersi çıkarır. Bergama köylülerinin haklılığı bir kez daha kanıtlanmıştır. Bu karar, pamuk hasadından yorgun argın dönen Bergama köylülerini sevindirmiştir`` dedi.
Eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın ile 69 köylü, Danıştay 6. Dairesi`nin ``siyanür liçi yöntemiyle altın aranmasına izin verilmesinde kamu yararı bulunmadığına`` ilişkin kararını uygulamadıkları iddiasıyla dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, Çevre Bakanı İmren Aykut, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy, Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu ile dönemin İzmir Valisi Çakır hakkında, toplam 70 milyar lira manevi tazminat davası açmıştı.

Haberin Devamı

Davayı görüşen Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, ``istenilen manevi tazminatın şartları oluşmadığı`` gerekçesiyle davayı reddetmişti.

Haberin Devamı

Davacı köylülerin, bu kararı temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, dosyayı inceleyerek, davanın, bazı davalılar aleyhine bozulmasına karar verdi.

Bozma gerekçesinde, dosyadaki delillere göre, İmren Aykut hakkında temyiz isteminin reddine karar verildiği belirtildi.

Gerekçede, dosyadaki bilgi ve belgelerden, Danıştay 6. Dairesi`nin, Bergama`daki Ovacık ve Çamköy köyleri çevresinde EurogoldMadencilik A.Ş. tarafından ``siyanür liçi yöntemiyle altın çıkarılmasında kamu yararı bulunmadığına`` karar verdiği ifade edilerek, bu kararın, gereği için Çevre Bakanlığı`na gönderildiği kaydedildi. Çevre Bakanlığı`nın, ``siyanürle altın çıkarılmasını engelleme yetkisi bulunmadığı`` anlatılan bozma gerekçesinde, Çevre Bakanlığı`nın, kararı, Başbakanlık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İzmir Valiliği`ne gönderdiği bildirildi.

Haberin Devamı

MAHKEME KARARLARI, DEĞİŞTİRİLEMEZ

Gerekçede, dönemin Başbakanı Yılmaz ve bakanlar Ersümer, Özsoy, Topçu ile İzmir Valisi Çakır`ın, ``öngörülen süre içerisinde siyanür liçi yöntemiyle altın madeni çıkartılmasını önleyici eylemde bulunmadıkları, işlem yapmadıkları`` belirtilerek, bu davalıların, böylece yargı kararlarını uygulamadıklarının anlaşıldığı kaydedildi. Bozma gerekçesinde, şöyle devam edildi:

``Anayasa`nın 112. maddesinde; Başbakan`ın, Bakanlar Kurulu`nun başkanı olarak, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlayacağı, her bakanın, başbakana karşı sorumlu olup, ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumlu olduğu, Başbakan`ın, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlü bulunduğu; yine Anayasa`nın 138/son maddesinde; yasamave yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları; bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretledeğiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği kuralı bulunmaktadır.``

Haberin Devamı

Gerekçede, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası`nın 28. maddesine göre, Danıştay`ın, bölge idare mahkemelerinin, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarına karşı idarenin, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde işlem tesis etmek veya eylemde bulunmak zorunda bulunduğu belirtilerek, mahkeme kararlarını 30 gün içinde yerine getirmeyen kamugörevlileri hakkında tazminat davası açılacağının da aynı yasada hükmebağlandığı kaydedildi.

KİŞİSEL SORUMLULUK...

Ceza hukuku yönünden de yargı kararlarının gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin eylemlerinin, Türk Ceza Kanunu`nun 228. maddesi kapsamında suç sayıldığına işaret edilen gerekçede, şu görüşlere yer verildi:

Haberin Devamı

``Uygulamada yargı kararlarını yerine getirmeyenlerin suç işledikleri, tazminatla da sorumlu tutulacakları kabul edilmektedir. Yargı kararını uygulamak durumunda bulunanların, kararın eksikliğini veya yanlışlığını tartışma yetkileri bulunmadığı gibi, bu kararları eksik uygulamaları, uygulamış gibi davranarak işlem yapar gibi görüntüvermeleri de kararın uygulandığı sonucunu doğurmaz. Kararın 30 gün içinde uygulanmamış olması, kişisel sorumluluk için yeter sayılmaktadır.

Bu durumda, açıklanan yasal düzenlemeler ve somut olaydaki olgularbirlikte değerlendirildiğinde, yargı kararının gereğinin yerine getirilmemesi biçimde gerçekleşen davalıların haksız eylemi sonucunda,davacıların kişilik haklarının zarar gördüğü benimsnmelidir. Yerel mahkemece, İmren Aykut dışındaki davalıların sorumluluğu yönünde hüküm kurmak gerekirken, dosyadaki olgulara yanlış anlam verilerek, istemin tümden reddedilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararınbozulması gerekmiştir.``

Yargıtay`ın bu kararının ardından tazminat davası, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi`nde yeniden görüşülecek.Â
  Â

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!