Baykal: Skandal
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2006 13:39
CHP Lideri, Ağca'nın tahliyesini skandal olarak değerlendirdi. Kararı adliye bürokrasisinin aldığını söyleyen Baykal bakanı suçladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Yönetim Kurulu Toplantısı'nda soruları yanıtlarken, “Ağca'nın nerede olduğuna ilişkin açıklama yapılamıyor. Kardeşi de tehditler savuruyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” şeklindeki soru üzerine, “Çürüme. Yani hiç bir şekilde bunları hazmetmek, doğal karşılamak mümkün değil. Çok büyük rahatsızlığımız var bu konularda” diye konuştu.
Olayın sadece Ağca olayı olmadığını, “Türkiye'de adaletin bir süredir maalesef siyasetin tasallutu altında olduğunu, bürokrasi, adliye bürokrasisi, emniyet bürokrasisinin, maalesef yasaların, hukukun gerektirdiği ölçülerin ötesindeki etkilerle, dinamiklerle işlediğini” savunan Baykal, şöyle devam etti:
“Bunlar üzüntü verici gözlemlerimiz, bunları biliyoruz. Yani bir skandaldır bu olay. Düşününüz adliye bürokrasisi tahliye kararını alıyor. Bakan'ın bir süre sonra, tahliye kararı alınıp uygulandıktan sonra buna aklı yatmıyor. Bakan bu konuda itiraz yetkisini kullanma kararını alıyor. O kararın kullanılmasından önce tahliye ile ilgili kararlaştırılmış olan süreç bir kenara bırakılıyor, ne imza için karakola geliş var ne de nerede olduğu hakkında bir bilgi var. Açıklama yapılıyor, nerede olduğu hakkında bilgimiz yok diye... Bu adliyeye, hukuka, kanunlara , sağduyuya tam bir saygısızlık ifade
eden manzarıdır. Bu tabloyu Türkiye'nin bir büyük adalet reformu yapmak için bir vesile haline getirmesi lazım.
Yani şikayetler ortada, savunulacak bir tarafı yok, kimse savunamaz. Olay o anlayışta, bu anlayışta olma meselesi değil, o zihniyette, bu zihniyette olma meselesi değil, bunlarla hiç ilgisi yok. Böyle bir şey olmaz, bu yanlış bir şey. Bunu değiştirmek, düzeltmek zorunluluğu var, bunu vesile yapmalıyız. Kamuoyu gerçekten çok büyük tepki, tedirginlik içinde. Derhal Türkiye bir büyük adalet reformu için harekete geçmelidir. Ağlaşma zamanı geride kaldı, çok üzüntü verici bir manzara.”
TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, “Sayın Başbakan'ı ağırladınız. Sayın Baykal'ı davet ediş zamanlamanızda, o dönem aldığınız eleştirilerin payı oldu mu? Yoksa o süreçten tamamen bağımsız bir davet mi bu” sorusu üzerine, daha önceki yönetim kurulu kararı çerçevesinde onikinci ayda Başbakan Erdoğan'ın yönetim kuruluna davet edilip, 2005 değerlendirmesi ve 2006 için önerileri paylaşma, Ocak ayındaki toplantıda da Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'nı davet etmek konusunda yönetim kurulu kararı bulunduğunu kaydetti ve bunu uyguladıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
“Biz TOBB olarak, bugüne kadar çizgimizin tamamında, 4 yıllık başkanlık dönemimde her platformda, gerek siyasilerin, gerek başbakanların olduğu toplantıda ki 3 tane başbakanla çalıştım ben. Bütün siyasi partilere aynı yakınlıkta, aynı uzaklıktayız biz. Bu çizgimizde devam ediyoruz, bizim bu çizgimizde bir sapma yok. Biz bir eleştiri aldık, almadık noktasına bakmıyoruz, biz kendi doğrularımız neyse kendi tabanımız ve Anayasa'nın 135. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde üyelerimizin hak ve hukukunu korumak. Bizim meselemiz bu. Bizim tek siyasetimiz var ekonomi siyaseti.”
Baykal da aynı soruya ilişkin, “benim de söylemem gereken bir şey var. Çünkü Başbakan'ın ziyareti gerçekleşmeden önce, Sayın TOBB Başkanımız beni de Başbakan'ı çağırdıktan sonra çağırmayı düşündüklerini ve 2006 yılının başında bir toplantıda beraber olmayı planladıklarını söylemişti. O bakımdan böyle bir tereddütün hiç bir temeli yok. Antalya'dan uçakla gelirken orada bunları konuştuk. O niyet daha önceden vardı” dedi.
Tavukçuluk zirvesi ile ilgili soru üzerine ise Hisarcıklıoğlu, ”Sayın Başbakan Yardımcısı, toplantıdan sonra bir açıklama yaptı. Salı günü veya Çarşamba günü akşamına kadar teknik komitenin çalışıp, ondan sonra gerekli açıklamayı yapacaklarını ifade ettiler. Biz karşılanıp, karşılanmadığı noktasını kabul etmiyorum, tam tersine hızlı şekilde, bayram mesaisi yapılarak, bu noktada ne yapılabilir onla ilgili tedbirler görüşülüyor. Arkadaşlarımızda o teknik komite ile beraber çalışıyorlar” şeklinde görüş bildirdi.
Olayın sadece Ağca olayı olmadığını, “Türkiye'de adaletin bir süredir maalesef siyasetin tasallutu altında olduğunu, bürokrasi, adliye bürokrasisi, emniyet bürokrasisinin, maalesef yasaların, hukukun gerektirdiği ölçülerin ötesindeki etkilerle, dinamiklerle işlediğini” savunan Baykal, şöyle devam etti:
“Bunlar üzüntü verici gözlemlerimiz, bunları biliyoruz. Yani bir skandaldır bu olay. Düşününüz adliye bürokrasisi tahliye kararını alıyor. Bakan'ın bir süre sonra, tahliye kararı alınıp uygulandıktan sonra buna aklı yatmıyor. Bakan bu konuda itiraz yetkisini kullanma kararını alıyor. O kararın kullanılmasından önce tahliye ile ilgili kararlaştırılmış olan süreç bir kenara bırakılıyor, ne imza için karakola geliş var ne de nerede olduğu hakkında bir bilgi var. Açıklama yapılıyor, nerede olduğu hakkında bilgimiz yok diye... Bu adliyeye, hukuka, kanunlara , sağduyuya tam bir saygısızlık ifade
eden manzarıdır. Bu tabloyu Türkiye'nin bir büyük adalet reformu yapmak için bir vesile haline getirmesi lazım.
Yani şikayetler ortada, savunulacak bir tarafı yok, kimse savunamaz. Olay o anlayışta, bu anlayışta olma meselesi değil, o zihniyette, bu zihniyette olma meselesi değil, bunlarla hiç ilgisi yok. Böyle bir şey olmaz, bu yanlış bir şey. Bunu değiştirmek, düzeltmek zorunluluğu var, bunu vesile yapmalıyız. Kamuoyu gerçekten çok büyük tepki, tedirginlik içinde. Derhal Türkiye bir büyük adalet reformu için harekete geçmelidir. Ağlaşma zamanı geride kaldı, çok üzüntü verici bir manzara.”
TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, “Sayın Başbakan'ı ağırladınız. Sayın Baykal'ı davet ediş zamanlamanızda, o dönem aldığınız eleştirilerin payı oldu mu? Yoksa o süreçten tamamen bağımsız bir davet mi bu” sorusu üzerine, daha önceki yönetim kurulu kararı çerçevesinde onikinci ayda Başbakan Erdoğan'ın yönetim kuruluna davet edilip, 2005 değerlendirmesi ve 2006 için önerileri paylaşma, Ocak ayındaki toplantıda da Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'nı davet etmek konusunda yönetim kurulu kararı bulunduğunu kaydetti ve bunu uyguladıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
“Biz TOBB olarak, bugüne kadar çizgimizin tamamında, 4 yıllık başkanlık dönemimde her platformda, gerek siyasilerin, gerek başbakanların olduğu toplantıda ki 3 tane başbakanla çalıştım ben. Bütün siyasi partilere aynı yakınlıkta, aynı uzaklıktayız biz. Bu çizgimizde devam ediyoruz, bizim bu çizgimizde bir sapma yok. Biz bir eleştiri aldık, almadık noktasına bakmıyoruz, biz kendi doğrularımız neyse kendi tabanımız ve Anayasa'nın 135. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde üyelerimizin hak ve hukukunu korumak. Bizim meselemiz bu. Bizim tek siyasetimiz var ekonomi siyaseti.”
Baykal da aynı soruya ilişkin, “benim de söylemem gereken bir şey var. Çünkü Başbakan'ın ziyareti gerçekleşmeden önce, Sayın TOBB Başkanımız beni de Başbakan'ı çağırdıktan sonra çağırmayı düşündüklerini ve 2006 yılının başında bir toplantıda beraber olmayı planladıklarını söylemişti. O bakımdan böyle bir tereddütün hiç bir temeli yok. Antalya'dan uçakla gelirken orada bunları konuştuk. O niyet daha önceden vardı” dedi.
Tavukçuluk zirvesi ile ilgili soru üzerine ise Hisarcıklıoğlu, ”Sayın Başbakan Yardımcısı, toplantıdan sonra bir açıklama yaptı. Salı günü veya Çarşamba günü akşamına kadar teknik komitenin çalışıp, ondan sonra gerekli açıklamayı yapacaklarını ifade ettiler. Biz karşılanıp, karşılanmadığı noktasını kabul etmiyorum, tam tersine hızlı şekilde, bayram mesaisi yapılarak, bu noktada ne yapılabilir onla ilgili tedbirler görüşülüyor. Arkadaşlarımızda o teknik komite ile beraber çalışıyorlar” şeklinde görüş bildirdi.