Baykal: Dış politika Başbakan'a emanet edilemez

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Dış politika Başbakana emanet edilemez
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2005 00:00

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin Ortadoğu politikasını eleştirerek, “Artık öyle anlaşılmıştır ki Türkiye'nin dış politikası, bugünkü Sayın Başbakan'a ve Sayın Dışişleri Bakanı'na emanet edilemeyecek kadar ciddi bir tablo ile karşı karşıyadır” dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Irak'ta yapılan seçimler, SEKA Fabrikası'nın kapatılması kararı ile RTÜK üyelerinin seçiminin Bakanlar Kurulu tarafından yapılmasını öngören tasarıyı değerlendirdi.     CHP Genel Başkanı Baykal, Irak'ta seçimlerin yapılmasının ülkenin normalleşmesi, huzura kavuşması, barış ve istikrarın ön plana çıkmasının yolunu açması gerekirken, yeni tartışmalara yol açtığını ifade etti.  Irak'ta yapılan seçimlerin siyasi tercihi değil, etnik, mezhepsel, dini kimlikleri yansıttığını kaydeden Baykal, “Seçimler, Irak'ta müdahale sonrası ortaya çıkan kültürel, sosyal parçalanmanın somutlaşması anlamına geliyor” dedi.     "HERKES KENDİ ETNİK MÜCADELESİNİ GÖTÜRMEYE BAŞLADI" Seçimlerin, Irak'ta bir kimlik çatışmasına sürüklenildiğini gösterdiğine dikkati çeken Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:     “İnsanların kendilerini kimlikleri ile ifade eder, siyasetle etnik kimliklerini özdeşleştirir duruma gelmesi, Ortadoğu'yu çok ciddi sorunlarla sıkıntılarla karşı karşıya bırakabilir. Şu ana kadar görülen sıkıntıların altında da bu yatmaktadır. Bizi müdahale öncesi telaşlandıran 'Yapmayın, Pandora'nın kutusunu açmayın' diye feryat etmeye götüren kaygı buydu.   Seçim çerçevesi içinde herkes kendi etnik mücadelesini götürmeye başladı. Maalesef Irak'taki askeri güçler, bu gelişmeyi önleyici bir arayış içine girmeye yönelmedi. Irak'ta silahsızlanma gerçekleştirilmedi, kaynaştırmaya yönelik bir girişim ortaya çıkmadı. Birileri silahlı, birileri himaye altında silahlı...”     “TÜRKİYE'NİN TEZLERİ İTİBAR GÖRMEDİ”    Bu tablonun Irak'ta Türkiye'nin beklentilerine ters bir gelişme ortaya koyduğunu kaydeden Baykal, “Irak'taki bu etnik parçalanma bizi kaygılandırıyor. Bunun sonu etnik çatışma olur” diye konuştu.  Baykal, Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğünü temel alan tezlerini müttefiki olan ABD'ye anlatmayı başaramadığını savundu. Türkiye'nin bu konudaki duyarlılıklarının, tezlerinin itibar görmediğini ifade eden Baykal, şunları söyledi:     “Hükümet, etkisiz kalmıştır. Türkiye'nin görüşleri gündemden düşmekte, biz her yeni gelişmeye yeniden intibak etme çabasına girme durumundayız. Bu üzüntü vericidir, bir ciddi gerileme söz konusudur. Irak'ta bizi çok rahatsız eden bir parçalanma şekillenmeye başlamıştır.  "BİZİ İDARE ETMEYE YÖNELİK DEĞERLENDİRME YAPILDI" Kuzey Irak'ta bu tablo kendini göstermektedir, Kerkük'te çok net bir şekilde bu tablo ortaya çıkmıştır. Kerkük'ün nüfus yapısı koalisyon güçlerinin bilgisi altında çarpıtılmıştır. Türkiye'nin uyarıları etki sergilememiştir. Bu uyarılara karşı daha önce 'sizi anlıyoruz' deniliyor, gereği yapılmıyordu.  Bizi idare etmeye yönelik değerlendirmeler yapılıyordu.  Geldiğimiz noktada açıktan 'siz bu işi unutun' deniliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın üç numarası Feith 'siz işinize bakın' demiştir. Bizim hükümet bunları dinlemek durumunda kalmıştır.”     “KIRMIZI ÇİZGİLER ORTADAN KALKTI”     Konuşmasında Türkiye'nin Irak konusundaki kırmızı çizgilerinin ortadan kalktığını da savunan Baykal, son gelinen noktanın ”Soydaşlarımıza zarar verecek gelişmelere seyirci kalamayız” olduğunu söyledi.  Baykal, Türkiye'nin zamanında gereğini yapmamasının bu gelişmelerin altında yatan temel neden olduğunu ifade ettiği konuşmasında, niyet beyanı ile sonuç alınamayacağını kaydetti.  Kararlılık sergilenmesi gerektiğini bildiren Baykal, “Sadece niyet beyanı ile yetinilmiş, bunun, dostlarımız tarafından itibar göreceği, önemseneceği ve gereğinin tereddütsüz yapılacağı bir Pollyanna politikası içine Türkiye, Ortadoğu'da girmiştir. Geldiğimiz nokta hayal kırıklığıdır” diye konuştu.     “KARARLILIK SERGİLEME İRADESİ YOK”    CHP Genel Başkanı Baykal, Türk yetkililerinin sadece “şikayet” ifade eden açıklamalar yaptığını, Ortadoğu'nun Türkiye'nin kontrolü altından çıktığını, ancak bu arada da Türkiye'ye yönelik yoğun bir diplomatik trafik yaşandığına dikkati çekti.      Türkiye'nin dış politikada yeni bir kritik döneme sürüklendiğini ifade eden Baykal, şöyle konuştu:     “Karşımızda yer alan tablo, maalesef pek çok sıkıntıyı beraberinde getirmektedir. Türkiye'yi yönetenlerin bu gelişmeler karşısında irade, kararlılık sergileme durumunda olmadıkları açıktır. Ülke yararlarını gözetmek yerine talepleri idare etmek, sıyırmak anlayışı içine girmişlerdir. Giderek tünel daralmıştır. Şimdi çok sıkıntılı bir tabloya Türkiye sürüklenmektedir. Çok ciddi bir ulusal kararlılığa, kamuoyunun duyarlılıklarının ortaya konulmasına ihtiyaç vardır.  "DIŞ POLİTİKA BAŞBAN'A EMONET EDİLEMEYCEK KADAR CİDDİ"  Dış politikayı kapalı kapılar arkasında pazarlıklarla götürme, hükümetin bileğini bükerek, hükümete baskı yönelterek sonuç alma sonucunu doğuran bir dış politika tarzı yerine, sorunları halkla paylaşan yeni bir anlayışa ihtiyaç vardır.  Türkiye Ortadoğu'da yeni sıkıntılara çekilmek isteniyor. Türkiye'nin dikkatli olması lazım. Bu kararlılığı hep beraber sergilemek durumundayız. Artık öyle anlaşılmıştır ki Türkiye'nin dış politikası bugünkü Sayın Başbakan'a ve Sayın Dışişleri Bakanı'na emanet edilemeyecek kadar ciddi bir tablo ile karşı karşıyadır.”     RTÜK'ÜN YAPILANMASI    Baykal, RTÜK'ün de içinde bulunduğu kurumların yeniden yapılanmasını öngören tasarıya ilişkin görüşlerini açıklarken de bunu bir “geriye gidiş” olarak nitelendirdi.  RTÜK üyelerinin Bakanlar Kurulu tarafından atanmasının demokrasi açısından önem taşıdığını kaydeden Baykal, “RTÜK'ün tarafsız, güvenilen, televizyon yayıncılığının sorunlarını objektif bir şekilde çözebileceğini ifade etme olanağı bundan sonra olmayacaktır” dedi.  Baykal, bunun ”Demokrasiden geriye dönüş, demokrasiden, denetimden kaçma çabasının bir tezahürü” olduğunu söyledi. Bakanlar Kurulu'nun atadığı RTÜK üyelerinin TRT Genel Müdürü'nü belirlemesinin yanlış olacağını ifade eden Baykal, “Bu, TRT'yi Anayasa'da öngörülen konumunun dışına çıkarma anlamına gelir” diye konuştu.     SEKA  İzmit'teki SEKA Fabrikası'nın kapatılması kararını da eleştiren Baykal, bunun, üzüntü verici olduğunu söyledi. Baykal, fabrikanın “Üç daire fiyatına kurtarılabileceğini”, bunu yapmak yerine kapatılmasına karar vermenin anlaşılmaz olduğunu ifade etti.     Hükümetin özelleştirme politikalarını da eleştiren Baykal, “Bütün bunları konuştuğumuzda bize 'dinozor' deniliyor. Ülkenin hakkını korumak suç oldu, neredeyse bunları konuşmayı yasaklayacaklar” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!