Krize dört aÅŸamalı reçete

Ä°ÅŸte Cameron ve Reinfeldt’ın birlikte kaleme aldığı o makale:           Â

 

“Üç yıl önce Stockholm’da tanıştığımızda, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve eÄŸitim gibi konuları tartıştık. Ekonomiden nerdeyse hiç bahsetmedik. Ancak daha sonra bankaları batıran, iÅŸletmelere büyük zararlar yaÅŸatan ve insanların ciddi maddi sıkıntılar çekmesine neden olan küresel bir ekonomik kriz patlak verdi. Â

 

Bugün Avrupa’da benzer sıkıntıların baÅŸ gösterdiÄŸini görüyoruz. Kıtada iÅŸsiz sayısı 7 milyonun üzerine çıktı, Avrupa BirliÄŸi’nin kasasından 150 milyar euro silindi ve AB üyesi ülkelerin borç seviyeleri gayrisafi yurtiçi hasılalarına (GSYH) oranı yüzde 80 seviyesine kadar çıktı.     Â

    Â

Bunlar her ÅŸekilde insanları ÅŸoke eden istatistikler.      Â

 

Brüksel’de bir araya geldiÄŸimizde, ekonomik sıkıntılar tartışmaların merkezinde olacak.ÂAvrupa’nın bu sıkıntılardan kurtulup yeniden canlanması için atması gereken dört önemli adım olduÄŸuna karar verdik. Â

   Â

BORÇLAR AZALTILMALI  Â

İlk olarak borç seviyelerimizi azaltmamız gerekiyor. İsveç kendi kaynaklarıyla yaşayan bir ülke olduğu için mevcut krizi en iyi atlatan AB üyesi oldu. Diğer yandan İngiltere’de yeni koalisyon hükümeti AB’nin en büyük bütçe açığına sahip ekonomisini devraldı. Gelecek hafta İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, acil bütçede ülkenin bütçe açığıyla baş etmesini sağlayacak kapsamlı bir plan sunacak. Alınması gereken zor kararlar var ve hükümetlerin gereksiz harcamalarını kesmeleri hayati bir önem taşıyor. Artık maliyetini kaldıramadığımız bazı şeyler olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

 

Her ikimiz de AB genelinde bu konuya tutarlı bir yaklaşım geliştirilmesi için çalışacağız.

 Â

FÄ°NANSAL DÃœZENLEMELER GEREKLÄ°

Ä°kinci adım ise finansal sektörlerimizde gerçekleÅŸtireceÄŸimiz düzenlemeler olacak. Her ikimiz de bankaların iÅŸlemlerinin daha ÅŸeffaf olmasını ve ekonominin iyi olduÄŸu zamanlarda mevduat varlıklarını artırmaları gerektiÄŸini düşünüyoruz. Böylece, iÅŸler kötüye gittiÄŸinde vergi mükelleflerinin paralarına ihtiyaç duymak zorunda kalmazlar. Â

 

BÃœYÃœME TETÄ°KLENMELİ Â

Üçüncü olarak, ekonomik büyüme getirecek şartlar geliştirmemiz gerekiyor. Dünyanın en yetenekli çalışanlarına sahip olan, teknolojik olanakların merkezi ve dünyanın en büyük tek pazarı olan Avrupa aslında bu alanda büyük avantajlara sahip bulunuyor.

 

Ancak çok derin yapısal sorunlarımız var. Kıtada verimlilik azalıyor. Ortalama büyüme oranımız ABD, Hindistan ve Çin’in gerisinde kaldı. Ayrıca nüfusun yaÅŸlanması ve birçok kiÅŸinin emekliye ayrılıyor oluÅŸu yüzünden bir saatli bombanın üzerinde oturuyoruz. Â

 

Bu nedenle, Avrupa genelinde kapsamlı bir reform sürecinin başlatılmasının gerektiğini düşünüyoruz.

 

KORUMACILIKLA SAVAÅž

Atılacak son adım ise korumacılıkla mücadele etmek olmalı. Tarihe bakıldığında, zor zamanlarda ülkelerin kendi içine dönme gibi bir eğilimleri vardır. Her ikimiz de Avrupa ekonomisinin başarısının en önemli etkenlerinden biri olan tek pazarın korunması gerektiğini biliyoruz. “