Başbakan'a zirve çağrısı

Franny Armstrong, iklim değişikliği ve çevreciliğe hayatını adamış bir yönetmen. ınsanları bilinçlendirmek amacıyla çektiği “Aptallık Çağı” (Age of Stupid) adlı film, tüm dünyada ünlülerin de desteklediği önemli bir sosyal hareket haline geldi. �

2055’te tek başına yaşayan ve 2008’de çekilmiş görüntülere bakarak, neden iklim değişikliğinin durdurulması için harekete geçilmediğini sorgulayan yaşlı bir adamın gözünden anlatılan filmin ilk gösterimi, Londra’da güneş enerjisi ile çalışan bir çadırda yapıldı. Birçok bakan ve sanatçının bisikletle katıldığı gala, Guinness Rekorlar Kitabı’na bile girdi.  �

Bireysel yatırımcıların sağladığı 500 bin euro’luk bütçeyle 4,5 yılda tamamlanan film, ülkemizde ise 5 Ekim’de izleyiciyle buluştu.
İngiliz yönetmen Franny Armstrong şimdi de, aralık ayında Kopenhag’da toplanacak Birleşmiş Milletler iklim Zirvesi için hazırlanıyor.

Armstrong, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a da zirveye katılması için çağrıda bulunuyor.�

* “Aptallık Çağı”nın insanlar üzerinde ne tür etkiler yaratacağını düşünüyorsunuz?    �

- iklim değişimleri hakkında son 20-30 yıldır bilgiliyiz. Ama bunun için hiçbir şey yapmıyoruz. şu an kendimizi ve insanlığı kurtarmanın son noktasına geldik. Aralık ayında Kopenhag’da Birleşmiş Milletler iklim Zirvesi yapılacak. Bu, bizlerin bir sonraki nesil tarafından hatırlanmamızı sağlayacak bir olay. Ancak toplumun bundan haberi yok. Ne Türkiye’de ne de başka bir ülkede vatandaşlar bu toplantının insanlığın en önemli toplantısı olduğunu biliyor. Biz, yaptığımız filmle bu bilinci uyandırmaya çalışıyoruz.

* Filmi yapmak kimin fikriydi?     �

- Benim.

* Bu fikir ne zaman ortaya çıktı peki?

- Ben iklim değişikliğinden ilk kez 80’li yıllarda haberdar oldum. Okuldayken, öğretmenlerimden biri “Yüzyılın sonunda dünya yaşanmaz hale gelebilir” dedi. Bu beni çok etkiledi. Konuyla ilgili bir film yapmak istiyordum ama çok uzun bir süre aklıma iyi bir fikir gelmedi. Sonunda, 2002 yılında altı insanın dünya etrafındaki yaşamlarını belgesel olarak kaydetmeyi düşündüm.

FİLMİN GALASI GUINNESS’E GİRDİ

* “Aptallık Çağı” kaç ülkede izleyiciyle buluştu?

- ılk olarak mart ayında ıngiltere’de yayına girdi. Filmin galası Guinness Rekorlar Kitabı’na “en büyük gala” olarak geçerken, box office rekorları kırdık. Bu hiçbir reklam vermeden, tamamen insan gücüyle gerçekleşti. Bizler bağımsız bir kuruluşuz ve hiçbir maddi destek almadan bu projeyi yaptık.

* Bunu nasıl başardınız?

- Gala gecesi için binden fazla insan çalıştı. Broşür dağıtımından, sinemalarla görüşmeler kadar her yolu denedik. Sonra aklımıza uydu yayını geldi. New York’tan 61 ülkeye kadar tarihteki en büyük canlı yayını gerçekleştirdik.

* Gelen tepkiler nasıl?

- Her gün yüzlerce e-mail alıyoruz. Birçok insan filmden ne kadar çok etkilendiğini ve iklim değişikliği üzerine yapmak istedikleri yardımlardan bahsediyor. Bu, insanların olayın ciddiyetini kavradıklarında ne kadar çok katkıda bulunabileceklerini gösteriyor.

VİZYON TARİHİ TAMAMEN TESADÜF

* Filmin vizyon tarihi, iklim Zirvesi’nin hemen öncesine denk geldi. Bunu özellikle mi ayarladınız?

- Özel olarak yaptığımız düşünmek çok doğal ama gerçek olan ne yazık ki bu değil! 2004’ten beri filmin üzerinde çalışıyoruz. Ben yıllardır hiç tatil yapmadım ve filmi tamamlayınca, Kopenhag Zirvesi aklımıza geldi. Yani tamamen tesadüf oldu...

* Dünyanın gözünü diktiği bir projeye imza attınız. Sizin için iklim Zirvesi çok önemli. Peki sizce bu zirveden nasıl bir karar çıkacak?

- Bu zirveden ya kazanç ya da kayıp çıkacak. Eğer politikacılar ya da arabulucular doğru kararlar alırsa, bizleri ödüle götürecek. Bu da bizlerin ve gelecek nesillerin bu gezegen üzerinde yaşamamızı sağlayacak. Kayıp meselesini ise düşünmek bile istemiyorum. ışte tam bu noktada her ülkenin halkı çok önemli. Her birey politikacılar üzerinde Kopenhag’da doğru kararlar alması için baskı kurmalı. Eğer politikacılar Kopenhag’a gidip doğru kararlar almazlarsa, nasıl politikacı oluyorlar? Bu hepimizin ölüm raporuna imza atmak gibi bir şey.

KAMPANYAYA 1000 KURUM DESTEK VERDİ

* Önümüzdeki yıl ıngiltere genelinde gerçekleşecek bir kampanyanız var. Biraz da ondan bahseder misiniz?

- Tüm okullar, şirketler, hükümet, askeriye ve monarşiye dahil olan herkesten 2010 yılında çevre kirliliğini yüzde 10 indirmelerini istedik. Kampanyamızın adı buradan yola çıkarak “TENTEN” (ON ON) oldu.

* Bunun gerçekleşme ihtimali ne? Ne gibi yanıtlar aldınız?

- ılk yüzde 10 çok kolay. Arabaları daha az kullanmak, biraz daha az uçmak, yediğiniz yemeklerde değişiklik yapmak... ınsanlar bu kampanyaya hazır olduklarında hükümete gidip, “Bakın insanlar çevre kirliliği için bir şeyler yapıyor, siz ne yapıyorsunuz?” diye sorabiliriz. Kampanyaya 30 bine yakın vatandaş ve bin kurumdan yanıt geldi. Microsoft, B&Q Deniz Taşıma Yolları, ıngiliz Posta Servisi, Pret a Manger kampanyamıza “evet” dedi. Bu çok heyecan verici!

* Umarım bir an önce Türkiye’de de benzer önlemler alınır...

- Kesinlikle! Önce Başbakan’ın konuya el atması gerek, gerisi gelecektir. Çünkü hepimiz için tek gerçek, iklim değişikliği için bir an
önce bir şey yapılması...

ZİRVEYE GİTMEYİP GOLF MÜ OYNAYACAK

Türkiye’de gençler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da iklim Zirvesi’ne katılması için ‘One Minute’ (Bir Dakika) kampanyası başlattı. Bu kampanya için ne diyorsunuz?

- Kesinlikle destekliyorum. Buradan Başbakan Erdoğan’a ben de çağrıda bulunuyorum. Ve diğer politikacılara da. Tüm başkanlar bu önemli zirveye gidip, doğru karar almak zorunda. Başbakan Erdoğan, zirveye gitmeyip ne yapacak, golf mü oynayacak?