Güncelleme Tarihi:
Başbakan Tayyip Erdoğan ile bugün “final” zirvesinde bir araya gelecek Akil İnsanlar, iki aylık saha çalışmalarının sonucunda hazırladıkları raporları sunacaklar. Raporlarda, “Bölünme ve Öcalan serbest mi kalacak” endişeleri ile “Kürtçe eğitim ve kamu hizmeti” taleplerinin öne çıktığı belirtiliyor.
Bugünkü görüşmede, Gezi Parkı eylemleri ile bu eylemlere müdahale eden polise yönelik “orantısız güç kullandığı” iddialarının da gündeme gelmesi bekleniyor. Hükümetin Gezi eylemlerine yönelik tavrına tepki olarak 'Akillik'ten istifa ettiklerini duyuran Murat Belge ve Baskın Oran’ın katılmayacağı toplantıya ilişkin kulislere yansıyan bilgiler ise Erdoğan’ın toplantı gündemini çözüm süreciyle sınırlı tutmak isteyeceği yönünde.
Marmara Grubu Başkanvekili Prof. Dr. Mithat Sancar, eylemlerin ilk günlerinde Hürriyet’e yaptığı değerlendirmede, Taksim Gezi Parkı’nda polisin orantısız şiddet uyguladığını, bunun ise barış kavramının ruhuyla bağdaşmadığını söylemişti. İçişleri Bakanı Muammer Güler’i de arayarak bunun bir an önce durdurulması gerektiğini söylediğini aktaran Sancar şu değerlendirmelerde bulunmuştu:
GEZİ DE SÜREÇLE İLGİLİ BİR MESELE
ÜÇ AYDA 122 BİN KİLOMETRE |
Akil İnsanlar Heyeti, yaklaşık 3 ayda 122 bin kilometre yol kat etti. Heyet, 81 il merkezinin yanı sıra 37 ilçe ve 22 köye giderek, 60 binin üzerinde kişiyle görüştü ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle yaklaşık 200 toplantı yaptı. Cezaevlerini ziyaret eden, üniversitelerde programlar gerçekleştiren Akil İnsanlar Heyeti üyeleri, şehit ailelerinin yanı sıra terör ve şiddet mağduru aileler ile 72 kanaat önderiyle görüştü. |
RAPORLAR YOL HARİTASINI ÇİZECEK
Erdoğan’ın, partisinin dünkü Meclis grubundaki, “Akil İnsanlarla final toplantısını gerçekleştireceğiz, ardından atacağımız adımları, yol haritamızın ayrıntılarını açıklayacak, kararlı şekilde süreci ilerleteceğiz” sözleri, dikkatlerin bugün sunulacak raporlara yöneltti. Erdoğan’ın da bu sözleriyle, sürecin geleceğine ilişkin büyük önem atfettiği raporlarda, halkın merak ettiği sorular da yer alacak.
Bu sorularda şunlar ön plana çıkıyor:
- PKK neyin karşılığında geri çekildi?
- Bölünecek miyiz?
- Özerklik mi verilecek?
- Öcalan ev hapsine mi çıkacak, serbest mi kalacak, genel afla dağdakiler de affedilecek mi?
- Kürtçe eğitim, kamu hizmeti verilecek mi?
- Türklük anayasadan çıkarılacak mı, başkanlık sistemine mi geçilecek?
- Kürtlerin anayasal vatandaşlığı nasıl sağlanacak?
- Seçim barajı indirilecek mi?
BİRİNİN TALEBİ DİĞERİNİN KORKUSU OLUYOR
Halkın öne çıkan taleplerinin de rapora yansıması bekleniyor. Kulislere yansıyan bilgilere göre bu talepler özetle şöyle:
- Doğu ve Güneydoğu’da, “tamam barış olsun ama insan haklarıyla ilgili iyileştirmeler ne olacak?” diyenler öne çıkıyor. ‘Bugün çözüme bağlansın biz hemen silahı bırakmaya hazırız’ diyen, 3-4 bin silahlı gücü olan korucubaşıyla bile karşılaşıldı. Aynı şekilde ana dilde eğitim, kamu hizmeti, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, güvenlik alanında boğan havanın dağılması, koruculuğun kalkması talepleri de yoğun. Bölgede özellikle BDP çizgisinde olanlarda Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi, tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılması talepleri öne çıkıyor. Genelde ise demokratikleşmeye hız verilmesi, insan hakları alanındaki iyileştirmelerin mutlaka süratle sağlanması ortak talebe dönüşüyor.
- Ancak, Doğu ve Güneydoğu’da, özellikle de BDP çizgisinde olanların talepleri diğer bölgelerde bir çok kişinin korkusuna dönüşüyor. Güneydoğu’da, “Kürt’üm diye kimse beni ikinci sınıf görmesin” talebiyle karşılaşılırken, Batıda bir çok çevrede ise Türklük üzerindeki son dönem ortaya çıkan tartışma ve uygulamalar büyük endişe kaynağı oluşturuyor. Bu durum sürece ilişkin daha ayrıntılı bilgilendirmeye gidilip, kafalardaki soru işaretlerinin mümkün olduğunca giderilmesi gereğini zorunlu kılıyor. Sürece muhalefetin de dahil edilmesi talepleri de öne çıkıyor. Alevi kesimdeki, sürecin Sünni Kürt-Türk ittifakı şeklindeki algılamanın da giderilmesi gerekiyor. Özellikle iş dünyasında, ki bu batıda da çok yaygın bir görüş, savaşa ayrılan payın yatırımlara ayrılmasının yaratacağı yeni imkanlara ilişkin heyecan da gözleniyor. Bunun istihdamda, gelir düzeyinde sağlayacağı iyileştirmeler önemseniyor.