Başarıları Monica'nın izini silemedi

Güncelleme Tarihi:

Başarıları Monicanın izini silemedi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2001 00:00



Kasım Cindemir
Haberin Devamı

Sekiz yıl dünyanın en güçlü koltuğunda oturan Bill Clinton, 20 Ocak'ta veda ediyor.

Tarihe ismini yazdıran bazı liderler para delisiydi, bazıları muhteşem savaşlardan zaferle çıkarak kitaplara geçtiler, bazıları ise tıp, insanlık ya da barışa yaptıkları altın katkılarla anımsanıyorlar. Başkan Bill Clinton ise hep kadınlarıyla öne çıktı ve olay oldu.

ABD'nin yoksul ve ücra eyaleti Arkansas'ta hala kimselerin pek bilmediği bir kasabada sarhoş bir üvey baba ve fedakar bir anne tarafından büyütüldü. En iyi okullarda eğitim almayı başardı. ABD tarihinin en genç eyalet başsavcısı oldu ve Arkansas'ta defalarca Vali seçildi. 1992'de, ilk kez girdiği başkanlık yarışında Beyaz Saray'ın ev sahibi ve Körfez Savaşı'nın galibi George Bush'u koltuğundan etti. 1996'da ikinci ve son kez yine ABD Başkanı seçildi.

Ancak, Clinton yaşamı boyunca ‘‘skirt chaser’’ (etek peşinde koşan) damgasını alnında hep taşıdı. Clinton'ın yüzlerle ifade edilen kadınlar listesinin sonu gelmedi. Barbra Streisand'den, Gennifer Flowers ve Paula Jones'a, yakın arkadaşlarının kızları ve eşlerine dek uzanan uzun bir liste. Ama, hiçbir kadın, kızı yaşındaki Monica Lewinsky kadar Clinton'ın canını yakmadı.

KÖTÜ YAKALANDI

Skandal 1997 sonunda patlak verdi ve bir yılı aşkın bir süre ABD'nin ve dünya gündeminin en ön sırasına oturdu.

Clinton, genç stajyer ile çalışma makamı olan Oval Ofis ve çevresinde oral seks ilişkilerinde bulunmuş ve Monica Lewinsky ile teleseks yapmıştı. Başkan'ın ilk yedi aylık stratejisi ‘‘inkar’’ oldu. Cinsel ilişkiyi kesinlikle reddetti ve Lewinsky'den, televizyon kameralarına öfkeli bir şekilde parmağını sallayarak ‘‘o kadın’’ diye söz etti.

Muhafazakar Bağımsız Savcı Kenneth Starr, liberal Bill Clinton'ı kötü yakalamıştı. Elinde kayıtlı bantlar, sperm lekeli ünlü mavi elbise ve tanık ifadeleri vardı. Starr, Clinton'ı, 17 Ağustos günü Büyük Jüri önüne çıkardı. Bill Clinton, bir çocuk gibi saatlerce kelime oyunlarına başvurdu. Aynı gece Clinton, halka hitaben yaptığı konuşmada özür diledi ve hata yaptığını kabul etti. Clinton, o dönem için ‘‘hayatımın en karanlık günleri’’ diyor.

Savcı Starr'ın suçlaması cinsel ilişki değil, bunun hakkında yeminli olarak ifade verirken Clinton'ın yalan beyanda bulunması ve adaletin akışını engellemesiydi. Bunlar, yasalarla belirlenmiş ağır suçlardı.

Starr, konuyu ABD Temsilciler Meclisi'ne sevk etti. Konu komitelerde tartışıldı ve Genel Kurul'a aktarıldı. Temsilciler Meclisi Aralık 1998'de Başkan Clinton'ı resmen suçladı. Clinton, Yasama Organı tarafından resmen suçlanan ‘‘ikinci Başkan’’ oldu ve yargılama süreci Senato'ya bırakıldı.

Senato'daki yargılama normal bir mahkeme gibi olmadı. Üyelerinin tümü seçilmiş birer siyasi olan Senato'da Bill Clinton mahkeme edildi ve aklandı. Aklanmakla beraber, ‘‘damgalı adam’’ haline de gelmişti.

Lewinsky skandalı hala Clinton'ın peşini bırakmış değil. Starr'ın yerini alan Savcı Robert Ray, kısa bir süre içinde Bill Clinton'ı resmen suçlayıp suçlamama konusunda karar verecek. Halen, Büyük Jüri konuyu inceliyor.

Gelecek dönemin bu konuda neler göstereceği bilinemiyor. Yeni Başkan George W. Bush'un Bill Clinton'ı affedeceği bile söyleniyor.

Bush'un, şimdi ne derse desin, sekiz yıl ABD başkanlık koltuğunda oturan birinin hapse girmesine izin vermeyeceği belirtiliyor. Birçok kişiye göre de, bu doğru bir davranış olacak.

Solda siyaset yapan Bill Clinton'ın görev başındaki ilk iki yılı istediği gibi olmadı. Ordu'daki gay personel konusunda Pentagon'u karşısına aldı. Kimseyi memnun etmeyen bir ara yol bulundu.

Sağlık alanında devrim yapmak istedi. Bu işin başına eşi Hillary'yi getirdi ama ilaç lobisi gibi çok güçlü kurumların tepkisiyle ‘‘devrim yerine aşamalı reformlar’’ tercihine yöneldi. Kasım 1994 ara seçimlerinde liderliğini yaptığı Demokrat Parti büyük bir yenilgi aldı. Newt Gingrich liderliğindeki rakip Cumhuriyetçi Parti 40 yıl aradan sonra Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğu ele geçirdi.

MERKEZE BAŞARI GETİRDİ

Amerikan halkı hırçın politikadan hoşlanmıyordu. Yakın danışmanı Dick Morris, Clinton'a ‘‘politikayı merkezde yapmalısın’’ önerisini götürdü. Bill Clinton, Dick Morris'i dinledi ve siyasetine değişiklik getirdi. İki yıl sonra ezici bir çoğunlukla yeniden ABD Başkanı seçildi.

Clinton, ABD ekonomisine mali disiplin getirirken global serbest ticaretin önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı. ABD ekonomisi, son sekiz yılda ortalama yüzde 4 oranında büyüme sergiledi. Clinton politikaları, 22 milyon işsize istihdam sağladı. İşsizlik oranı son 30 yılın en düşük düzeyi olan yüzde 4'e indi.

Yoksul kesimlere yüksek öğrenim yapabilme olanakları artırıldı. Bütün ilk ve orta dereceli okulların yüzde 95'i İnternet'e bağlandı.

Suç ile mücadelede başarı sağlandı ve suç oranı son 25 yılın en düşük düzeyine indi. Clinton 100 bin yeni polis memurunu devreye soktu. Yoksulluk oranı son 20 yılın en düşük noktasına indi.

Clinton, ABD tarihindeki en büyük bütçe artısına imza attı ve 360 milyar dolarlık ulusal borcu ödemeyi başardı.

Bill Clinton, ABD ekonomisindeki ‘‘en uzun refah’’ dönemine imza atan Başkan olmayı başardı.

DIŞ POLİTİKAYI SEVMEZDİ

Clinton, göreve başladığında dış politikayı sevmediğini ve bunun için seçilmediğini açıkça söyledi. Ama, Clinton zamanla uluslararası diplomasiye ısındı. Bosna'da müdahalede çok gecikti ve 200 bin kişi öldü. Kosova'da aynı hatayı yapmadı. Kuzey İrlanda ve Ortadoğu'da barış için fiilen devreye girdi. Ancak, Ortadoğu'da istediği noktaya ulaşamadı.

Bill Clinton, ABD'yi Asya ve Afrika'ya açmak için de yoğun çalıştı. Ancak, Afrika'daki kitle katliamlarına seyirci kaldı. Uluslararası terörizmle mücadele, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, uluslararası suç ögrütleriyle savaş, AIDS gibi ölümcül hastalıkların önlenmesi Clinton'ın global öncelikleri arasında yer aldı. Clinton döneminde, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kazakistan'ın elindeki tüm nükleer silahlar elimine edildi.

ABD'nin en uzun refah dönemi

ABD ekonomisine mali disiplin getirirken, global serbest ticaretin önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

ABD ekonomisi, son sekiz yılda ortalama yüzde 4 oranında büyüme sergiledi.

22 milyon işsize istihdam sağladı.

İşsizlik oranı son 30 yılın en düşük düzeyi olan yüzde 4'e indi.

Siyahlar ve diğer azınlıklar Bill Clinton ekonomisinden kitle olarak yararlandılar.

Yoksul kesimlere yüksek öğrenim yapabilme olanakları artırıldı. Bütün ilk ve orta dereceli okulların yüzde 95'i İnternet'e bağlandı.

Suç oranı son 25 yılın en düşük düzeyine indi.

Yoksulluk oranı son 20 yılın en düşük noktasına indi.

ABD tarihindeki en büyük bütçe artısına imza attı ve 360 milyar dolarlık ulusal borcu ödemeyi başardı.

Ev sahibi olan ailelerin sayısı en yüksek düzeye ulaştı.

Asla yenememesine rağmen, silah ve tütün lobilerine karşı önemli başarılar sağladı.

O Türkiye’yi sevmişti

ClInton, Türkiye'yi ‘‘yükselen on piyasa’’ ülkesinden biri ilan etti. Bölücü terörle mücadelede Washington hep Ankara'nın yanında oldu ve Kuzey Irak'taki operasyonları destekledi. Hazar Havzası petrol hatları Clinton döneminde önemli bir girişim haline getirildi. Clinton, Bakü-Ceyhan'ın ateşli bir destekçisi oldu. , Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için sürekli olarak çalıştı ve Avrupa nezdinde lobicilik yaptı.

Kardak nedeniyle Ege'de bir savaşı önledi. Kıbrıs için ve iç politik nedenlerle Ankara'ya yoğun baskı uyguladı. Aynı yoğun baskılar, insan hakları ve demokratikleşme alanlarında, hem de kamuoyu önünde açıkça gündeme getirildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!