Barzani ve Talabani'den son inci

KAYGILARINI ABD Dışişleri Bakanı Powell'a iletiyorlar. Geçmişi unutarak, çirkin bir üslupla ve gerçeği yüzde yüz çarpıtarak.Kürt liderler Barzani ile Talabani Bağdat'ta Powell ile görüşüyor. Çok normal. Konu, Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi. Bu tartışılırken, Kürt liderler, kayıt düşülmesi gereken bir itirazda bulunuyor:‘‘Irak'a Türkler gelmesin!.. Sonra, Güneydoğu'da PKK'ya yaptıklarını burada bize yaparlar!..’’Bu gerekçenin neresinden tutacaksınız?.. PKK terörü nedeniyle, otuz bin insan hayatını kaybetmiyor mu?.. O dönemde, aynı Barzani ve Talabani Ankara'ya sık sık gelerek, Türkiye'nin terörle mücadelesinde, kendilerinin de yardımcı olacaklarını söylemiyor mu?.. PKK ile kendi başlarının da belaya girdiğini anlatmıyor mu?.. Sadece Güneydoğu'da değil, Kuzey Irak'ta Türkiye'nin PKK kamplarına yaptığı operasyonları desteklemiyor mu?.. PKK ile mücadelede Ankara ile işbirliğine gitmiyor mu?..Bu soruların ortak yanıtı, evet!.. Ya şimdi?..Bunların da ötesinde, Ankara ile yakınlaşmalarından Barzani ve Talabani iki önemli kazanç sağlıyor.Bir, Ankara onlara kırmızı pasaport veriyor!.. Önemli bir ayrıcalık tanıyor. İkisini de, ciddiye alıyor. Her dertlerine çare arıyor.İki, Habur Kapısı yoluyla, her ikisi de önemli kazanç sağlıyor. Yılda 350 milyon dolarlık gelir. Ve bu uzun süre devam ediyor.Bu katkıyla, Kuzey Irak'ta yaşayan insanlar, adam gibi beslenme, barınma ve giyinme ihtiyaçlarını gideriyor. Kentlerin eli yüzü düzeliyor.Şimdi, bağımsız bir devlet kurmaya ramak kaldığına inandıkları bir aşamada, Powell'a en çirkin sözlerle, Türkiye'yi şikayet etmek!..Powell'ın yanıtı, onları üzecek türde:‘‘Türk Askerine Irak'ta ihtiyaç var!..’’Oysa, Ankara bu tür gerginliklerden hiç de yana değil. Ama, anlayana!..Sınırda ABD dayağıİKİ gün süren baskın ve dayak faslı!..Nedeni henüz belli değil. Ne oluyorsa oluyor, ABD askerleri aniden İbrahim Halil kapısına baskın düzenliyor. İbrahim Halil, bizim Habur Kapısı'nın karşısı. Kuzey Irak'taki kapı.ABD askerleri bu kapıya el koyuyor ve iki gün boyunca, sınırda eğitim gerekçesiyle, tüm işlemleri, giriş ve çıkışları denetim altına alıyor. Türkiye'ye giden ve Türkiye'den gelen her arabayı, herkesi didik arıyor, ama özellikle Kürtleri. Hatta, yiyeceklere el koyuyor, hatta Kürt şoförleri dövüyor!.. Sonra, geldiği gibi, yine aniden çekiliyor.Oysa, daha savaşın başlamasından önce ve sonrasında ABD ile Kürtler arasında su sızmıyor. Bu işten şu ana dek, kimse bir şey anlamış değil. Kokusu yakında çıkar!..