Bakanlar Kurulu’na her kesimden insanı alacağım

BU SEÇİMDE KİMSE KAYBETMEYECEK

“Türkiye’de bu seçimde, ilk kez hiç kimse kaybetmeyecek. Ne CHP’liler, ne AK Partililer, ne ülkücüler, ne solcular; herkesin kazanacağı bir seçim olacak bu. Çünkü aday olduğumda parti rozetini çıkardım Türk bayrağı taktım. Herkesi kucaklayan, hepimizin cumhurbaşkanı diyoruz ya, işte cumhurbaşkanı seçildiğimde Bakanlar Kurulu’nu göreceksiniz, sadece CHP’lilerden değil, her kesimden insanı Bakanlar Kurulu’na alacağım.
Erdoğan kazanırsa dolar 8- 10 lira olur. Ben kazanırsam dolar düşer, Türkiye’ye demokrasi gelir. Bir baba evlatları arasında ayrım yapar mı? Bir cumhurbaşkanı da yapmaz. İmam hatipliler de fen liseliler de, sağcılar da solcular da, başı açıklar da kapalılar da, Türkler de Kürtler de, Alevi çocukları da Sünni çocukları da, başka inanç topluluklarından olanlar da benim çocuklarım.

PARALARLA LABORATUVAR YAPTIRDIM

30 sene önce benim şiir kitabımı almış eline. Ben Erdoğan değilim. O şiirleri ben yazdım. Sen ne anlarsın şiirden. Sen promterden okursun. Yok erotikmiş. Oku bakalım Necip Fazıl’ı. Onu da bilmiyorsun cahil adam. O şiir kitabını parayla satmadım. Yalova eşrafını topladım, kitapları alabilirsiniz ama sandığa para atacaksınız dedim. Toplanan paralarla okuduğum ilkokula fen bilgisi laboratuvarı yaptım. Cahil adam. Eğer eski defterleri açmaya çok meraklıysan ben hazırım. 

SEN BU İŞE KARIŞM

Yönümüz Avrupa Birliği olacak. Avrupa Birliği’nin saygın bir üyesi olacağız. Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağız. Gerek askeri, gerekse de sivil vesayet, hiç birisi olmayacak. Demokrasi meydanında söylüyorum. Türkiye’de hukuk, demokrasi, bağımsız mahkemeler olacak. Özgür bir Türkiye olacak. Siyaset uzun ince bir yoldur. Uzun kısmı bitti ince kısmı başlıyor.

Memleketin haline bak. Danıştay üyesi aleyhime tweet atıyor, hakim milletvekili adayı ile esnaf ziyareti yapıyor, kaymakam AK Parti milletvekili adayının mikrofonunu tutuyor, Diyanet İşleri Başkanı kıraathane övgüsü diziyor. Hoca, ey hoca, Ey Diyanet İşleri Başkanı yapma bunu, ortada bir seçim var. Sen en üstteki din adamısın, dinimize zarar verme, yazıktır, günahtır sen bu işe karışma.

KİLİSLİ Mİ ÇOK SURİYELİ Mİ

Türkiye’nin sınırları delik deşik, kalbura dönmüş, bu böyle gitmez. Böyle devlet olmaz. Kilis’te Kilisli mi çok Suriyeli mi çok? Suriyeli çok. Böyle bir devlet olur mu? Olmaz. Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş. Suriye içinde yaşayanlar ve Suriye dışında yaşayanların katıldığı BM gözetiminde bir seçim yapılmalı ve bundan sonra da davulla zurnayla Suriyeliler memleketine geri dönmeli. Bunu başaracağız. Suriye politikası sırf bir inat uğruna buralara geldi.

ÇİLLER’DEN MEDET UMUYOR

BUGÜN devletten yardım alan vatandaşlarımız var. Bu parayı Tayyip Erdoğan mı, AK Parti mi veriyor? Devlet veriyor. Benim dönemimde bu yardımları arttıracağız. Çünkü benim dönemimde hırsızlık olmayacak, devletin çok parası olacak. Ben buraya bir uçakla geldim. Kiraladık, onunla geldim. Parayı nereden bulduk, sizin paralarınızla, yapılan bağışlardan uçağı kiraladık geldim. Erdoğan dün İstanbul’a üzerinde Türkiye Cumhuriyeti yazan devletin uçağıyla geldi. Bir baktım Tansu Çiller de oraya gitmiş. Erdoğan, sürekli 1990’lara dönmekten söz ediyor, 1990’ların simgesi orada. Sürekli geçmişi kötülüyor ama Çiller’den medet umuyor. O başarılı olsaydı partisini kalkındırırdı. Bu yorgun adam, memleketin sorunlarını çözemez.

CAMİDEN ELİNİ ÇEK

Üzüldüğüm bir konu var. İstanbul mitinginde ‘Seçim yaklaştı Muharrem İnce camilerden çıkmıyor’ diyor. ‘Senin seçimden önce camide fotoğrafın var mı?’ diyor. Biz camiye fotoğraf çektirmeye değil, ibadet etmeye gidiyoruz. 15 yaşımdan beri cuma namazı kılıyorum, saklı gizli bir şey değil ki bu. Seçim dönemi yaptığım bir iş de değil. Camiye gitmemden niye rahatsız oluyorsun? Sana mı soracağım camiye giderken? Sen Allah’ın tahsildarı mısın, sen kimsin? Camiden elini çek, orası meydanlarda konuşulacak şey değil. Sana bunları açıklayacak değilim.