Azalan tarım alanları Türkiye'yi açlığa sürüklüyor

Türkiye'deki verimli tarım topraklarının amaç dışı kullanım ve erozyon nedeniyle yok olduğu bildirildi. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Gürol Ergin, "Türkiye'nin kararlı adımlarla açlığa gittiğini" belirtti.

"Eğer bugün buğdayı, pirinci, bitkisel yağ hammaddelerini veya bitkisel yağı, şekeri, eti, sütü ithal etmezsek ülkemiz aç kalacaktır" diyen Ergin, yurt içinde üretilenin ihtiyacı karşılama oranının sürekli düştüğüne dikkat çekti.

Ergin, bu nedenle Türkiye'nin her yıl bir öncekine göre daha fazla gıda ithalatı yapmak durumunda kaldığını kaydetti. Ergin, bu durumun nedenini, "Türk tarımı her yıl sürekli gerilemekte, verimli tarım toprakları giderek daha fazla mikrda tarım dışı amaçlarla kullanılmaktadır" şeklinde açıkladı. Türkiye'nin tarım toprakları açısından zengin bir ülke olmadığını vurgulayan Ergin, açıklamasını şöyle sürdürdü:

 "Uluslararası çalışmalar Türkiye'yi toprak rezervi kalmayan 19 ülkeden biri olarak göstermektedir. Türkiye'de kişi başına düşen tarım arazisi miktarı 1934'de 7.4 dekar iken 1960'a dek sürekli artarak 9.5 dekara çıkmış, sonra azalma trendine geçerek 1990 yılında 4.9 dekara inmiştir. Bugünkü miktarın daha da düşük olduğu söylenebilir"

Ergin, tarım topraklarının amaç dışı kullanımı yanı sıra erozyonun da Türkiye tarımının bugün en büyük sorununu oluşturduğunu dile getirdi. Ergin, 1986 yılında 50 milyon hektar alanda erozyon olduğunu ancak bugün bu alanın 62 milyon hektara çıktığını belirtti. Ergin, "Türkiye'nin toplam alanının yaklaşık 78 milyon hektar olduğunu düşünürsek sorunun ne denli büyük olduğu ortaya çıkar. Bu denli büyük olan, Türkiye'yi çölleşmeye götüren erozyonun sonu yetmezmiş gibi en verimli tarım topraklarını tarım dışı amaçlarla heba ediyoruz" dedi. Ergin, tarım topraklarının korunması için şu çözüm önerilerinde bulundu:

 "Yakın geleceği gözeten faydacı anlayış, yerini sağlıklı beslenme, sağlıklı kalkınma ve sağlıklı çevreyi birlikte kavrayan somut politikalara terk etmelidir. Anayasanın 45. maddesiyle tarım topraklarını koruma görevini üstlenen devletin, kamu yatırımları eliyle toprakları yok etmesi aymazlığı sona erdirilmelidir.

Özerk yapıda Tarımsal Varlıkları Koruma Kurulu oluşturulmalıdır. Tarımsal varlıkların (toprak, su, bitki, hayvan) korunması için yeterli kaynak tahsisatı yapılmalıdır. Kentleşme ve sanayileşmenin tehdidi altındaki yüksek verimli topraklara sahip bölgelerde tarımsal SİT alanları oluşturulmalıdır."