Avrupa'ya rest

Güncelleme Tarihi:

Avrupaya rest
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 1997 00:00

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine yanaşmayan Avrupa ülkelerine rest çekti. ‘‘Türkiye'nin dünyası sadece Avrupa Birliği'nden ibaret değildir'' diyen Cem, Türkiye'deki büyük ihalelerin paylaşımında Avrupa'nın ayrıcalığını kaybedeceğini de söyledi.

Koalisyon Hükümeti, Türkiye'nin Batı karşısındaki politikasında köklü değişikliklere yol açacak büyük adımlar atıyor. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in dün Hürriyet'e, ‘‘Türkiye'nin dünyası sadece Avrupa Birliği'nden ibaret değildir'' sözleriyle özetlediği yeni politikada, Amerika, Avrupa ile eşit konumda bir ağırlık merkezi haline geliyor. Hükümet, bu politika çerçevesinde ABD ile Körfez krizi sırasında gündeme gelen ‘‘Serbest Ticaret Anlaşması'' düşüncesini yeniden canlandırırken, AB başkentlerine de, ‘‘Tam üyelik olmayacaksa, Türkiye'deki büyük ihalelerin paylaştırılmasında Avrupa ayrıcalıklı durumunu yitirir'' mesajını veriyor. Yeni politikanın dayandığı ana düşünce ekseni şöyle özetlenebilir:

‘‘Avrupa Birliği, Türkiye'nin tam üyeliği konusundaki tutumunu netleştirmek zorundadır. Türkiye, AB ile kader birliği içinde olup olmayacağı konusunda önünü görmek durumundadır. Eğer tam üyelik mümkün değilse, Türkiye önümüzdeki dönemde ekonomik gelişmesini gerçekleştirirken kiminle birlikte hareket edeceğine buna göre karar verir.''

ABD'YE ‘BAŞAT' KONUMU

Nitekim Cem, dünkü sohbetimizde, ‘‘Türkiye'nin dış ekonomik ilişkilerinin çeşitlenmesi ve gelişmesi için önemli bir arayışa girdiklerini'' gizleme gereği duymuyor. Cem'in buradaki kilit ifadesi, ‘‘İlişkilerin çeşitlenmesinde başta ABD olmak üzere, büyük ölçekli ekonomilerle yürüteceğiz'' şeklindeki sözleri.

Dışişleri Bakanı, bu arayışta ABD'ye ‘‘başat'' bir konum atfediyor.

Cem'in şu sözleri, Türkiye'nin Batı politikasında Amerika'nın AB ile eşit ağırlığa geldiğinin açık bir ifadesi herhalde:

‘‘Biz Dışişleri Bakanlığı olarak AB için ne kadar emek sarfediyorsak, en az o kadarını ABD ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine ayırıyoruz.''

Cem, ‘‘Bu bir ikame anlayışı değildir. Bunlar birbirlerini tamamlayıcı boyutlardır. Türkiye'nin geleceğini tek boyutta sınırlamak doğru olmaz. Bu yeni anlayış dış politikamızda çok önemli bir yer tutuyor'' diye ekliyor:

Dışişleri Bakanı, ardından şu çarpıcı değerlendirmeyi yapıyor:

‘‘Eğer AB, genişleme perspektifinde Türkiye'yi Bulgaristan, Romanya Slovakya, Litvanya ve Letonya'nın yer aldığı ikinci beşli grubun da arkasına atarsa, bunun şu sonucu olur: AB, biçim açımızdan eski heyecanı yaratmaz. Olay hızını kaybeder. Ama biz yine de taahhütlerimizden geri dönecek, AB'yi uzak da olsa hedef konumdan düşürecek değiliz.''

Bakan'a ‘‘Ya tam üyelik olmazsa...'' diye sorduğumuzda, yanıtı şu oluyor:

‘‘Tam üyelik bizim için bir hedeftir, saplantı değil. Bu, ufkumuzun kararması, dünyamızın tükenmesi anlamına gelmez. Hedef devam eder. Türkiye de kendi çocuklarının yarınları için ilişkilerini dünya ölçeğinde geliştirir. Türkiye'nin dünyası sadece AB'den ibaret değildir.''

BOŞLUK DORDURMAYA HAZIRLAR

Sohbetin sonunda Cem'in yaptığı en önemli açıklama şu sözlerde yatıyor:

‘‘Bakanlığımız ABD ile serbest ticaret anlamasının olabilirliği üzerinde ciddi bir şekilde çalışmaktadır.''

Cem'in yukarıda aktarılan görüşlerinin diplomatik kanallardan Washington ve AB başkentlerine de aktarıldığı ve özellikle Amerika cephesinde büyük bir memnuniyete yol açtığı anlaşılıyor. Hafta başında Ankara'ya gelen üç Amerikalı Senatörün, Serbest Ticaret Anlaşması talebini masaya koymaları, bu mesajın Washington tarafından net bir şekilde alındığının en önemli işareti. Ankara'nın Avrupa cephesinde artan bir hoşnutsuzluk yaşadığını ve yeni seçenekler arayışına girdiğini gören Amerika, ‘‘bu boşluğu doldurmaya hazırım'' sinyallerini veriyor.

Bunda Amerika'nın stratejik çıkarlarının yanısıra, Türkiye'nin büyüyen dev pazarında, altyapı projelerinde Avrupa'dan daha büyük bir pay kapma arzusunun yattığı kuşkusuz. Herkes yeni koalisyonun DSP faktörü nedeniyle Amerika'dan uzaklaşacağını varsayarken, yeni hükümet Washington ile bölgeye dönük sonuçlar da taşıyacak önemli bir kader birliğinin altyapısını oluşturuyor.

DSP Lideri Bülent Ecevit'in, ‘‘ABD, Avrupa ülkelerinden daha anlayışlı. Türkiye'nin önemini Avrupalılar'dan daha iyi kavrıyor'' şeklindeki sözleri de bu çerçevede değerlendirilmeli.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!