Avrupa kemer sıkmaya hazır değil

Avrupa BirliÄŸi’nin birçok üyesi kendi imkânlarının ötesinde yaşıyor. Ãœlkelerin bütçe açıkları kontrol edilemez boyutlara ulaÅŸtı ve kamu kesimi borçları her geçen gün biraz daha artıyor.  Â

 

Eğer AB hükümetleri, harcamaları kontrol altına almak için yeni araçlarını kullanmazsa, piyasalarda yeniden tedirginlik baş gösterecek. Ne yazık ki Avrupalı seçmenler ve politikacılar, kendilerini bekleyen kemer sıkma önlemlerine hazırmış gibi görünmüyor.

Eskiden Avrupa’nın elinde güçlü bir silah olduğuna inanırdım. ABD’yi askeri süper güç, Çin’i de ekonominin süper gücü olarak görüp, Avrupa’nın yaşam standardının yüksekliği söz konusu olduğunda rakip tanımayacağını düşünürdüm.

Ancak görülüyor ki imparatorlukların dünyaya hükmettiği günler geride kalmış. Sanırım böylesi çok daha iyi. Avrupa hâlâ dünyanın en güzel şehirlerine, en güzel yemek ve şaraplarına, en zengin kültürel mirasa ve en iyi futbol takımlarına sahip. Sıradan bir Avrupalı için hayat daha önce hiç bu kadar rahat olmamıştı.

Aslında bu harika bir stratejiydi ama kendi içinde bir eksiklik barındırıyor. Ne yazık ki Avrupa’nın kendi emekliliğini finanse edebilecek mali gücü yok.

EN GÜZEL ÖRNEK YUNANİSTAN

Yunanistan’ın yaşadığı mali kriz, aslında Avrupa genelindeki sorunu en güzel şekilde göz önüne serdi. Yatırımcılar aylardır İspanya, Portekiz ve İrlanda’nın bütçe açıklarına ve ülke borçlarına korkulu gözlerle bakıyor.

Ancak Avrupa’nın dört büyükleri olarak gösterilen, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya’da tehlikeden çok uzak değil.

İtalya’nın kamu borcu, gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 115’ine ulaşmış durumda. Bu açığın yüzde 20’lik kısmının, bu yıl sona erene kadar kapatılması gerekiyor.

İngiltere’nin bütçe açığı ise GSYİH’nin yüzde 12’sine denk geliyor ve Avrupa’nın en büyüklerinden biri.

Fransa hükümeti yaklaşık 30 yıldır, denk bir bütçe oluşturmadı. Alman halkının Yunanistan’ı kurtarma paketine şiddetle karşı çıkmasının en büyük nedeni ise, Berlin hükümetinin kendi bütçesini dengelemekte sorun yaşadığını bilmeleriydi.

Diğer yandan, kemer sıkma önlemlerinin ardından, Atina sokaklarında gerçekleşen protestolardan da görüldüğü gibi, Avrupalıların büyük bir kısmının, bu önlemleri hoş karşılayacağını düşünmüyorum.

Ancak Avrupalılar bu önlemleri kabul etmezlerse daha şok edici gelişmelerle karşı karşıya kalabilirler. Ödenmeyen ülke borçları ve çöken bankalar gibi.

Birçok Avrupalı böyle şeylerin sadece Latin Amerika’da gerçekleşebileceğine inanıyor ancak Avrupa kısa zaman içinde Latin Avrupa’ya dönüşebilir.