Atina anarşiye sürükleniyor
Güncelleme Tarihi:
Wall Street Journal yazarı Takis Michas, Yunanistan’daki mali krizle baş etmekle uğraşan hükümetin, ekonomik krizden faydalanarak anarşiyi yayan aşırı solcu grupları gözden kaçırdığına dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Michas, hükümetin mali krizden önce ülkede hızla yayılan anarşi ortamına müdahale etmesi, demokrat politikacıların da aşırı solcu gruplara karşı pasif kalmaması gerektiğini ifade etti.
Yunanistan’ın kamu borcu bu yıl GSYİH’sinin yüzde 150’sine ulaşabilir. Ancak son tahlilde, Yunanistan’ın yüz yüze olduğu en büyük sorun borcunu ödeyememe sorunu değil, yönetimi.
Yunanistan, aşırı solcu kesimin çeşitli gruplarından ilham alan militan aktivistlerin insafına kalmış durumda. Bu gruplardan bazıları Yunanistan Komünist Partisi ve Radikal Solun Stalinist Koalisyon’u. Cezalardan muaf olan bu partilerin destekçileri, vatandaşları tehdit etmeye ve kamu malına zarar vermeye, hatta köyleri kontrol altına almaya başladı.
Geçen yıl yaşanan bir hadisede, militanlar eski bir merkez sağcı bakanı kameraların önünde evire çevire dövdü. Hiç kimse tutuklanmadı. Bir başka olayda, serseriler seçkin bir Yunan gazeteciyi restoranda yemek yerken dövdü. Geçen ay, bir bakanın başına aynı şey geldi. Ancak bu olaylarda da hiç kimse tutuklanmadı. Mayıs 2010’da ise bir çete protestolar esnasında özel Martin Bankası’nın binasını ateşe verince, üç kişi boğularak öldü. Yine kimse tutuklanmadı.
Diğer yandan, Yunanistan’ın aşırı sol kesimi tarafından organize edilen “sivil itaatsizlik” hareketleri var. Bunlar arasında “Den plirono”cular (Ödemeyeceğim) bulunuyor. Bu harekete katılanlar, ödeme noktalarında bariyerleri kaldırıyor ve bilet ücreti vermeden araçlarıyla yola devam ediyor.
Bu tür hırsızlık ve barbarlıklar cezasız kalıyor. Hükümet, yeni bir soruşturma ekibini devreye soktu. Bu hafta, bir soruşturmacı bindiği otobüste karnından iki kez vurularak ağır yaralandı. Geçtiğimiz yaz, Komünist Parti yüzlerce sendika üyesini toplayarak, Yunan adalarına turist taşıyan feribotların kalkışını engelledi.
Birçokları, hükümetin mali kemer sıkma politikasını zorla uygulamaya çalışması nedeniyle Yunanistan’ın dağılmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Bu şüpheli bir durum. Bu çekirdek erimesi totaliter solun ekonomik krizi açıkça ifşa etme ve Yunanistan’ın demokratik ile ekonomik kurumlarını yok etme çabası. Tanık olduklarımız kaosa değil, organize edilmiş bir hukuksuzluğa gidiş. Bu durumu daha da endişeli hale getiren, aşırı solcu hareketin politik gücü değil. Ne de olsa, Komünist Partisi ve Radikal Solun Stalinist Koalisyonu’nun oy desteği yüzde 13’ten fazla değil.
Yunanistan’daki sorun, geniş orta sınıfı temsil eden partilerin politik ve ideolojik olarak pasif kalması. Bu demokratların, totaliter meslektaşlarına gösterdikleri tolerans, aşırı solcuların kamunun yoldan çıkmasında daha fazla rol almasını sağladı.
Yunanistan’ın elit sınıfı ne olup bittiğinin ciddiyetini fark edene ve demokratik hukuku yeniden kurana dek, ülkenin ekonomik sıkıntılarıyla mücadele için verdikleri çabalar anlamsız kalacak.
*Bu yazı, "Athens Descends Into Anarchy" başlıklı makaleden derlenmiştir.