Aşkı en iyi anlatan vekil

AK Parti Adana Milletvekili Necati Çetinkaya’yı yakından tanıyanlar ‘şair’ yanını çok iyi bilirler. Ne zaman yorucu bir Meclis çalışmasının ardından milletvekilleri bahçeye soluklanmaya çıksa, Çetinkaya’nın oturduğu gruptan şiir ve şarkı nağmeleri yükselir. Zira Çetinkaya TRT arşivine güftelerini sokmuş nadir milletvekillerindendir. ‘Hasretinle Yanayım’, ‘Benim Canımın Canısın Efendim’, ‘Seni Sevmek Günah İse’ şarkılarıyla zaman zaman, çoğumuz farkında olmasak da, evlerimize de konuk olur.
Çetinkaya, son 40 yılda yazdığı şiirleri bir kitapta topladı. Önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak olan ‘Gönülden Nağmeler’, Çetinkaya’nın ‘Aşk Sızıntıları’ndan sonra ikinci kitabı olacak.
Çetinkaya yeni kitabının bir eserini Meclis’in son günlerinde, planlanan tasarıları yasalaştırmak için gece gündüz çalışan mesai arkadaşlarıyla paylaştı.
 “Git git dönme, hasretinle yanayım/ Aşkından yok olayım, her dem öleyim/ Yokluğunda ben kendimi bulayım/ Aşkın ateşiyle kavrulsun gönlüm/ Uğrunda sürünsün yok olsun gönlüm.”
Şiir bu kadar duygu yüklü olunca, doğal olarak akıllara ‘Bu şiir kime yazıldı” sorusu geldi. Çetinkaya bu soruya bir şair kıvraklığıyla yanıt verdi:
“Şaire bu sorulmaz.”
Yanıttan tatmin olmayanlar ikinci bir soruyla Çetinkaya’yı sıkıştırmak istediler:
“Şiirlerinizdeki ana tema Tanrı mı, yoksa kadın mı?”
Bir dönem emniyet müdürlüğü ve olağanüstü hal bölge valiliği gibi üst düzey görevlerde bulunan, beş dönemdir de milletvekilliği yapan Çetinkaya, bu kez siyasi kıvraklığını konuşturdu:
“Biri olmadan diğeri olmaz.”

BİR ŞİİR DE BDP EŞBAŞKANINDAN

Laf şiirden açılmışken BDP’nin şiirle imtihanına da değinelim dedik.
Malumunuz Ankara’nın gündemine yetişilmiyor. Perde arkasında konuşulanlar, önünde konuşulanlardan fazla olunca da, her taşın altında bir bit yeniği aranıyor. Bu da siyasetçileri zaman zaman temkinli konuşmaya itiyor.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş geçenlerde Twitter hesabından bir şiir paylaştı:
“Gittin işte - Oysa bu kent ikimize yetecek kadar ağlamıştı - Ceylanın son bakışı avcının namlusunda - Yüzünde bir çığlık patlar- Sana kal diyemem bilirsin”
Normal zamanda kulağa bir aşk şiiri gibi gelen bu dörtlük, Leyla Zana’nın barış sürecine ilişkin girişimlerde bulunduğu dönemde nasıl anlaşılır? Demirtaş da aynı kaygıyı taşımış olacak ki hemen arkasından ikinci tweet’ini attı:
“Sağa sola çekmeyin :) Güzel bir şiir sadece.”

Sare Hanım istediği tabloyu niye alamadı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Hanım’ın bilinmeyen bir yanı gün yüzüne çıktı. Daha doğrusu bizim bilmediğimiz bir yanı. Davutoğlu çifti, geçtiğimiz günlerde Hürriyet’in Ankara Bürosu’na konuk oldu. Sohbetin ardından yönetim katını gezen Sare Davutoğlu’nun gözü, Hürriyet Ankara Temsicisi Metehan Demir’in odasındaki tablolara ilişti. Ressamları tek tek tanıyan ve eserleriyle ilgili yorum yapan Sare Davutoğlu, bu konudaki merakını da gizlemedi. Sare Hanım, odadaki Yalçın Gökçebağ tablolarının bilinenlerden farklı olduğunu söyleyerek övgü yağdırdı.
Bilmeyenler için açıklayalım: Hürriyet Ankara’nın yönetim katı, Ankara temsilci yardımcıları Şükrü Küçükşahin ve Uğur Ergan’ın odalarındaki tablolarla birlikte küçük bir sergi salonunu andırıyor. Dolayısıyla Demir’in odasından çıkan Davutoğlu çiftinin gözü bu kez Ergan’ın odasına kaydı. Sare Hanım en uzun zamanı Iraklı meçhul bir ressama ait ‘Kerbala Kapısı’ tablosunun önünde geçirdi. Renkleri ve geçişleri çok beğenen Sare Hanım, Devrim Erbil’in ‘İstanbul’ tablosuna da benzer övgülerde bulundu. Sergi tadındaki ziyaret Sare Davutoğlu’na bir anısını hatırlattı.
Kendisinin Türk ressamlarının tablolarından edinmeye çalıştığını anlatan Sare Davutoğlu, bir keresinde önemli ressamlarımızdan Nuri Abaç’ın bir tablosunu almak istemiş. Ancak Ahmet Davutoğlu’nun bir sözüyle fren yapmış: “Çok pahalı hanım!”
Sare Hanım belli ki o tabloyu unutamamış. Çiftin evlilik yıldönümleri yaklaşıyor. Bizden hatırlatması…

SİYASET DİLİ

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suriye krizine ilişkin yorumları:

(IN)
(Türkiye’nin burnu havada ama sırtı yerde)

(OUT)
(Sıçan gezer yolu kalır)