Aşırı ısınma tartışmaları yoğunlaşacak

Güncelleme Tarihi:

Aşırı ısınma tartışmaları yoğunlaşacak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2004 00:00

CARİ açıkla ilgili tartışmalar dün açıklanan Büyüme rakamlarıyla birlikte yeni bir biçim alacak. Şimdiye kadar cari açık’ın örtmesiyle arkada kalan aşırı ısınma tartışmaları, bundan sonra daha da öne çıkabilir.Cari açıkla büyümenin ilişkisi zaten konuşuluyordu ama bundan sonra aşırı büyümeye karşı alınacak önlemlerin da tartışılması gerekecek.Aslında aşırı ısınma bir süredir herkesin dikkatini çekiyordu. Sanayi üretim rakamları bunun ipuçlarını veriyordu. Ancak ithalata karşı alınan bazı küçük önlemler nedeniyle ekonominin ikinci yarıda soğumaya başladığı, en azından içtalep ve büyüme rakamlarındaki trendin kırılmaya başladığı söyleniyordu.Yapılan hesaplara göre en düşük ihtimalle, yani ikinci yarıda ekonominin planlandığı ölçüde soğuması halinde bile, 2004 yılının büyüme rakamı en düşük yüzde 8.5 olacak. Aksi söyleyenler, üretim potansiyelinin büyüdüğünü ileri sürenler var ama bizce çok büyük rakam. Onun da ötesinde, aşırı büyüme trendinin kırıldığı yönündeki görüşlere o kadar katılmıyoruz. Yani bizce yıllık büyüme rakamının yüzde 9’un altında kalma ihtimali hayli düşük.Türkiye’de yıllardır yanlış algılanan ‘yüksek büyüme’ için yine aynı yanlış algılamanın devam ettiğini görüyoruz. Politikacılar ‘ekonomi ne kadar yüksek büyürse o kadar iyidir ’ anlayışını devam ettiriyorlar. Bu yüksek büyüme rakamlarından sonra politikacıların sık sık hava attıkları görürseniz, şaşırmayın. Çünkü politikacılar sanki bu bir hesap işi değilmiş gibi, sanki ‘yüzde 5 büyüyeceğim derken bunun iki katı büyümenin başka, çok daha büyük sıkıntılar çıkarmazmış’ gibi davranmayı tercih ediyorlar. Düşünsenize; siz hesabınızı kitabınızı yapıp ‘yüzde 5 büyüyeceğim’ diyorsunuz ama sonunda yüzde 10 büyüyorsunuz.Bu büyümenin ne pahasına olduğunu düşünmez, bu yüksek büyümenin bozacağı, son günlerde tartıştığımız cari açık gibi, başka sonuçlarını gözardı ederseniz, şimdiye kadar olduğu gibi, bir yıl bu kadar yüksek büyür ardındaki yıl eksi büyürsünüz. Hep öyle olmadı mı?UYARILAR BAŞLADITürkiye’de en büyük sorun işsizlik, bunu herkes kabul ediyor. Ancak politikacıların anlamadığı şey; mümkün olduğunca fazla büyümenin işsizliği o derece azaltmadığı. Bunu Hükümet, son iki yıldır da yaşıyor ama yine de göremiyorlar.İşsizliği önlemenin yolu, ‘yüksek büyüme’den değil, ‘sürdürülebilir büyüme’den geçiyor. Siz mali disiplini bozmaz, enflasyonla mücadeleye ciddi biçimde devam eder, gerekli yapısal tedbirleri alırsanız, yani ekonomik programa sadık kalıp gerekenleri yaparsanız, birkaç yıl sonra işsizlikte çok daha önemli adımların atılacağı, gerçek istikrarı yakalarsınız. Yoksa bir yıl yüksek büyüyeceğim der, ertesi yıllarda çekeceğiniz sıkıntıyı düşünmezseniz, sonuçta istikrarı yeniden bozar, dolayısıyla işsizliği daha fazla artırırsınız.Türkiye ekonomisindeki aşırı ısınma bundan sonra iktisatçıların ve yabancı bankaların daha fazla ilgisini çekecektir. Zaten bu yönde ciddi eleştiriler de gelmeye başladı. Condor Adviser önceki gün bir açıklama yapıp, ‘Türk ekonomisindeki büyümenin sürdürülemeyecek kadar güçlü hale geldiğini belirterek, ‘Eğer Hükümet ekonomiyi acilen yavaşlatmazsa gelecek yıl Türkiye kendisini lirada devalüasyon ve ciddi bir ekonomik krizin ortasında bulabilir’ dedi.Yapılan açıklamada yüksek büyümeyi finans etmek için artan ve 30 milyar dolara varan bankaların yurt dışından kullandıkları sendikasyon kredilerinin, geri ödemesinde riskler oluştuğu da belirtiliyor.Aynı açıklamada AB’den gelecek olumsuz bir mesajın , faizlerde ve enflasyonda olası bir artışın önemli miktarda yabancı sermaye kaçışına, devalüasyona ve ekonomide hızlı daralmaya yol açma tehlikesine de değiniliyor. Yani aşırı büyüme nedeniyle tedirginliğin arttığını gözlemliyoruz ve önümüzdeki günlerde bu yöndeki raporlar, demeçlerin artması sürpriz olmamalı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!