Anlamayana anlatmak...

DOĞRUSUNU isterseniz Türk-İş Başkanı Bayram Meral, hükümeti şikáyet için Cumhurbaşkanı'na gitmişti...Ona ‘‘Durum kötü’’ diyecekti...Anladığım kadarıyla Sezer, Meral'i görür görmez ‘‘Aman durum kötü...’’ dedi... Muhtemelen Meral'in gözleri daha da küçüldü...Ve Cumhurbaşkanı, gazetede okuduğunuz gibi içini döktü:-Batan bankalarla 17 milyar dolar çalındı... Krizin sebebi bu...-Şimdi IMF'den gelen para da zaten bu kadar ve buralara gidecek...-Bunlar lafa gelince yolsuzluklarla mücadele ettiklerini söylüyorlar, sonra yolsuzlukları kolaylaştırıcı (DGM yasası ile banka soymanın DGM kapsamı dışına çıkartılmasını kastederek) düzenleme yapıyorlar...-Görev sivil toplum örgütlerine düşüyor...*Şimdi birisinin bunları Başbakan Ecevit'e anlatması lazım...Nasıl anlatırlar bilemem...Bunun bir yolu olmalı...Rıdvan Budak, Uluç Gürkan gibi samimi DSP'lilere bu görev düşmez mi?.. Eleştirinin kaynağını hatırlatmak ve Başbakan'ın dikkatini çekmek açısından; ellerine birer Anayasa kitabı almaları, arada bir masanın üzerine atmaları, ya da gelen çaycının kafasına vurmaları yararlı olabilir mi?..Belki Başbakan hatırlayacaktır...Anasaya kitabını fırlatmak nasıl ki krizin başlangıcıysa, bu da o sürecin öbür ucu...Bir Cumhurbaşkanı açık açık, ekonomik krizin sebebinin yolsuzluklar olduğunu ve iktidarın yolsuzluklarla savaştığını söylerken, aslında yolsuzlukları kolaylaştırdığını söylüyor...Bu ciddi bir suçlama...Ve doğru...*Ama nasıl anlatmalı?..Yolsuzluk, irtica ve bölücülüğü besler... Bezmiş insanlar rejim dışında çözüm ararlar... Bu yüzden yolsuzluk, devlet güvenliği açısından birinci tehdittir... O zaman soygunları DGM kapsamından çıkartmak, doğrudun devlet güvenliğine saldırı değilse ne?..Bunu anlatmak gerek...Bizler yazıp-çiziyoruz anlamıyorlar... Vatandaş önlerine kasa-masa atıyor, anlamıyorlar...Kafalarına Anayasa kitabı fırlatılıyor, anlamıyorlar...İşte; devletin en zirvesi, ekonomik krizin sebebinin soygun olduğunu söylüyor, anlamıyorlar...Nasıl anlatmalıyız, nasıl?..