Anayasa Mahkemesi'ne türban başvurusu

Güncelleme Tarihi:

Anayasa Mahkemesine türban başvurusu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2008 11:30

CHP ve DSP, üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getiren 5735 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un birinci ve ikinci maddelerinin iptali veya yok hükmünde olduklarına karar verilmesi ve dava sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulması” istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

Haberin Devamı

CHP ve DSP'li milletvekillerinin yanı sıra Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç'in de imzasının bulunduğu dava dilekçesi, CHP Genel Sekreteri Önder Sav ve Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol, Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Süha Okay tarafından Anayasa Mahkemesi'ne verildi.

112 milletvekilinin imzasını taşıyan, 58 sayfalık dilekçede, değişikliğin iptali veya yok hükmünde sayılması ve dava sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulması istendi.

Dava dilekçesini vermek üzere Anayasa Mahkemesi'ne gelen CHP yetkililerinin çıkışta açıklama yapması bekleniyor.

“YÖK BAŞKANI REKTÖRLERE TALİMATLAR YAĞDIRMAKTADIR. BU TALİMAT 'YOK' HÜKMÜNDEDİR

CHP Genel Sekreteri Önder Sav, “Türbanla ilgili Anayasa değişikliği konusunda yasama Meclisi'nin verdiği kararın hukuk dolanılarak, Anayasa'ya karşı hile yolu kullanılarak gerçekleştirilmiş bir tasarruf” olduğunu savundu.

Haberin Devamı

“Anayasa Mahkemesi'ne türbanla ilgili anayasa değişikliğinin iptali ve yok hükmünde sayılması talebini içeren dilekçeyi verdiklerini” kaydeden Sav, değişikliğin görüşülmesi aşamasında, iktidar partisine ve MHP'ye “Anayasa'nın değiştirilemez ve değişiklik teklif dahi edilemez maddelerine aykırı olacağı konusunda uyarılarda bulunduklarını” söyledi.

Sav, 1984 yılından bu yana Danıştay, Anayasa Mahkemesi, AİHM kararları ışığında türban konusunda bir uygulama bütünlüğü bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Türban konusu maalesef sayın Başbakan'ın 'velev ki türban siyasi bir simge olsun ne fark eder' sözleriyle kritik ve ilginç bir aşamaya gelmiş, kimi siyasi partileri de bağlar duruma gelmiştir. CHP olarak bu konularda bu zamana kadar gerekli uyarı görevlerimizi yapmış bulunuyoruz. Artık konu yargı aşamasına gelmiş bulunuyor. Şu anda önünde bulunduğumuz yüksek mahkeme, verdiği kararları kesin olan ve kararları yasama, yargı organları, idare makamları, gerçek ve tüzel kişileri bağlayıcı olan bir yüksek yargı kuruluşudur. Şimdiye kadar pek çok önemli ve tarihi karara imza atmıştır. Bizim bugünkü başvurumuz niteliği itibariyle öncelikli görüşülmesi gereken başvurulardandır. Anayasa'nın 4. maddesinde değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek, değiştirilemeyecek maddelerin sayılmış olması her türlü yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayıcı niteliktedir.

Haberin Devamı

Yasak olan bir değişikliği önermek, önerilse bile o değişiklik doğrultusunda bir yasama tasarrufu yapmak olanaksızdır. Yasama organının böyle bir yasağa karşı anayasa değişikliği yapması kendisine Anayasa'nın tanıdığı yetkiyi aşmasına anlamına gelir. Anayasa'nın 6. maddesi de hiç kimse ve hiç bir organın Anayasa'nın kendisine tanımadığı yetkiyi kullanma olanağı vermemektedir. Böyle yetkinin, yasama yetkisinin kullanıldığından yola çıkarak başvurumuzu yapıyoruz. Yasama meclisinin verdiği karar, hukuk dolanılarak Anayasa'ya karşı hile yolu kullanılarak gerçekleştirilmiş bir tasarruftur. Bu, aynı zamanda hukuken olanaksız bir değişikliktir.”

“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİNE AYKIRI”

Haberin Devamı

Söz konusu düzenlemenin hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olmasının yanında, mahkeme kararlarına yasamanın, yargının, idarenin uymak zorunda olduğuna işaret eden Anayasa'nın 6. maddesine de aykırı olduğunu ifade eden Sav, Anayasa Mahkemesi'nin 1989 yılında verdiği kararda, üniversitelerde dini amaçlı örtünmenin serbest bırakılmasına ilişkin tasarrufun iptal edildiğini anımsattı.Sav, “Bu Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, o kararı değiştirmek, etkisiz kılmak çabaları hukukun üstünlüğü ilkesiyle hiç bağdaşmamıştır” dedi.

Sav, söz konusu kararda, üniversitelerde dini amaçlı örtünmenin serbest bırakılmasına ilişkin hüküm iptal edilirken, Anayasa'nın 2. maddesindeki “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez laiklik ilkesine de çok önemli yollamalar ve vurgulamalar yapıldığını” söyledi.

Haberin Devamı

Önder Sav, “Böyle önemli bir karar ortadayken, Anayasa'nın 4. maddesindeki 'değiştirilmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez sözlerine rağmen yapılan değişiklik, 2. maddeyi dolanma, tadil etme, dolaylı olarak 2. maddeyi işlemez hale getirme girişimidir” diye konuştu.

“KAOS BAŞLAYACAK”

Yapılan anayasa değişikliğinin gerekçesinde, bu değişikliğin üniversitelerdeki öğrencilerin kıyafetiyle ilgili olduğunun açıkça yazıldığına dikkati çeken Sav, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasının yaratacağı sıkıntılar, türban takanların takmayanlara karşı bir baskı unsuru oluşturacağı hatta ona omuz verenlerin bu baskıyla yetinmeyip türban takmayanlara daha değişik yollardan baskılarını artırmasını davet edecek niteliktedir. Endişemiz odur ki üniversitede bilimsel özgürlüğün yerini, dinsel inanca dayalı tartışmalar alacak, üniversitelerde bir kaos yaşanmaya başlanacaktır. Bunların yaşanmamasını diliyoruz.”

Haberin Devamı

Yapılan değişiklikle ilgili olarak Anayasa Mahkemesine sadece biçim, usul açısından iptal başvurusunda bulunulabileceği iddialarına da değinen Sav, şöyle konuştu:

“Biçim, usul açısından nelerin, ne şekilde karara bağlanacağını bizim burada, yüksek yargı önünde tartışmamız hiç uygun olmaz. Kuşkusuz o konuda gerekli kararı yüce Anayasa Mahkemesi verir. Ancak geriye dönük olarak Anayasa Mahkemesi kararlarına baktığımızda değişiklik tekliflerinin yanı sıra yasaklanan hükümlerin de bir biçim kuralını oluşturacağı yazılmıştır. Yasaklanan bir hükmü delmeye çalışmak, Anayasa'nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini değiştirmek, o maddeleri işlevsiz kılacaktır. O maddeler üzerine Anayasa'nın koyduğu güvenceyi ortadan kaldıracak, bundan sonra benzeri değişilik teklifleri yapılmaya devam edecektir.”

Üniversitelerin pek çoğunun yapılan düzenlemeyi yeterli bulmayarak türban yasağını uygulamaya devam ettiğini kaydeden Sav, YÖK Başkanı Prof Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın bu konudaki açıklamaları ve rektörlere talimatına da değindi. Özcan'ın “rektörlerin cezalandırabileceklerini” söylemesini de eleştiren Sav, “YÖK Başkanı rektörlere talimatlar yağdırmaktadır. Bu talimat yok hükmündedir. Ceza hukukunun temel kuralı yasalara aykırı talimat dinlenmez. Rektörlerimizin de Anayasa değişikliği doğrultusunda Anayasa Mahkemesi kararlarının varlığını düşünerek böyle yasağı dinlememişlerdir ve dinlemeyeceklerdir” diye konuştu.

Önder Sav, başvurularında ayrıca değişikliğin yürürlüğünün durdurulmasını da istediklerini kaydetti.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!