Amerikan menfaatlerinin de zarar görmesi söz konusu

Güncelleme Tarihi:

Amerikan menfaatlerinin de zarar görmesi söz konusu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2000 00:00

Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cihat Özönder, sözde Ermeni soykırımı tasarısının Amerikan Temsilciler Meclisi’nin bir alt komitesinde kabul edilmesi kararının ABD’nin iç politikası olarak ortaya çıktığını belirterek, „Bunun yanı sıra ciddi bir müttefikini rencide etmesiyle Amerikan menfaatlerinin de hem bölgede hem de dünyanın diğer taraflarında, en azından zarar görmesi söz konusu“ dedi.
Haberin Devamı

Kök Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı’nın başkalığını da yürüten Prof.Dr. Özönder, tasarının ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası Operasyonlar ve İnsan Hakları Alt Komitesi’ndeki oylamada kabul edilmesiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, konunun yaklaşık 350 bin Ermeni oyuna ihtiyaç duyan ABD’li politikacılar nedeniyle gündeme geldiğini ifade etti.

Emenilerin, sözde soykırım tasarısını koz olarak kullanacaklarının daha önceden belli olduğunu anlatan Özönder, Kök Vakfı olarak olayların soykırım değil, o dönemde yaşanan karışıklıkların sonucu olarak ortaya çıktığını anlatan bilimsel yayınları bulunduğunu ve son dönemde bu yayınları artırdıklarını hatırlattı.

Tasarıda sözü edilen olayların Türkler tarafından Ermenilere karşı uygulanmış bir soykırım olmadığını vurgulayan Prof.Dr. Özönder, „Karşılıklı her iki grubun da maalesef tarihin bir döneminde, birbirlerine karşı karşılıklı bir kıyama girişmesi söz konusudur“ dedi.

MİLLET-İ SADIKA

Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu döneminin yüzlerce yıllık döneminde „Millet-i Sadıka“ olarak bilindiğini, Türklerle uyum içinde, „birbirine muhtaç iki toplum“ olarak yaşadığını anlatan Özönder, ancak daha sonra batılılar ve Rusya’nın kışkırtmasıyla Ermenilerin ayaklanmaya kalkıştığını belirtti.

1. Dünya Savaşı’nın getirdiği olumsuzlukların da etkisi ve Ermenilerin kandırılmaları sonucu ayaklanmaya kalkışmalarının olayların başlangıcı olduğunu ifade eden Prof.Dr. Özönder, daha sonra Ermenilerin Türkiye’nin dörtte birine yakın bölümünü kapsayan kısmında hak iddia ederek „Büyük Ermenistan“ hayalini gerçekleştirmeye çalıştıklarını anlattı.

Yaşanan huzursuzluklar sonucunda Osmanlı Ordusu’nun bölgedeki müslüman halkların tepkisinden korumak amacıyla Ermenileri toplu olarak göç ettirme sürecini başlattığını söyleyen Özönder, şöyle devam etti:

„Bütün bu göç ve diğer olaylar sırasında belli bir miktar Ermeni nüfusu kayba uğradı. Ama buna mukabil yine o bölgedeki halkın ve Türklerin de o süreçte bir milyona yakın kayıp verdiği biliniyor. Bu konu Türkiye tarafından gereğince yerine getirilmedi.“

Ermeni iddialarında olaylarda hayatını kaybeden Ermenilerin sayısının her geçen yıl daha da artarak 1,5 milyona çıktığına dikkati çeken Prof. Dr. Cihat Özönder, şöyle devam etti:

„Halbuki bizim bildiğimiz 19. yüzyıl sonu ve 20 yüzyıl başlarında, bütün dünyadaki toplam Ermeni nüfusu 1.5 milyon civarında. O halde göç yoluyla Fransa’nın güney kıyılarına, ABD’ye ve Kanada’ya göç edenler nerden çıktı? Bu ciddi bir soru olarak sorulmalı. Ama günümüzde bu olay bir propaganda malzemesi olarak kullanılıyor.“

ABD, TÜRKİYE’Yİ RAHATSIZ ETTİĞİNİ DİKKATE ALMALI

Tasarının kabul edilmesinin ABD’nin iç işi olduğunu vurgulayan Özönder, „ABD, tasarının en azından ilk basamağının geçirilmesiyle Türkiye gibi bölge gücü olan bir devletin kamuyunu şu anda rahatsız etmiş olduğunu dikkate almalı“ dedi.

Zaman içinde yapılan yanlışlıktan dönülmesinin ihtimal dahilinde olduğunu ve seçim karışıklığı sonrasında bu işlerin de durulacağını ifade eden Özönder, tasarının Temsilciler Meclisi’nde sonraki sürecinde onaylanarak devam etmesi halindeyse iki ülke ilişkilerinde onarılması güç yaraların açılacağını belirtti.

„Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetini artıracağını tahmin ediyorum“ diyen Prof.Dr. Özönder, Türk kamuoyunun karara karşı tepkisinin de önümüzdeki günlerde çeşitli alanlarda daha da güçlenerek artmasını beklediğini sözlerine ekledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!