Aksu: "Ana muhalefet aymazlık içinde"
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2010 13:16
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, “Kendisini sosyal demokrat zanneden Ana Muhalefet Partimiz, tıpkı eski zamanlarındaki anlayış içinde 'acelesi yok, bir gün memlekete demokrasi lazım olursa onu da biz getiririz' aymazlığı içinde” dedi.
Abdülkadir Aksu, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Yaptığı açıklamada, AK Parti olarak Türkiye'yi ve Türk milletini hak ettiği standartlara kavuşturmak için gayret sarf ettiklerini vurgulayan Aksu, Türk milleti için gerçekleştirdikleri hizmetleri yalnızca maddi kriterlerle ve ekonomik başarılarla sınırlamadıklarını söyledi.
Abdülkadir Aksu, “Dış ticarette rekorlar kırarken ihracatı üç basamaklı rakamlara taşırken faizleri, enflasyonu tek basamaklı rakamlara indirirken gelişmiş ülkelerin dahi çok büyük yaralar aldığı küresel krizle mücadele ederken ekonomiyi IMF gölgesinden çıkarırken bir zamanlar üzerindeki '0'lardan okunamayan, renginden miktarı anlaşılabilen Türk Lirasını 'rezerv para birimi' haline getirirken vatandaşlarımız için attığımız bu adımların büyük olduğunu ama
yeterli olmadığını da çok iyi biliyorduk” dedi.
İktisadi alanda elde edilen başarıların ve kazanımların kalıcılığının sosyal alandaki ilerlemelere bağlı olduğunu belirten Aksu, AK Parti olarak Türk milletine geçici mutluluklar değil, kalıcı başarılar kazandırmayı hedeflediklerini dile getirdi.
“DEMOKRASİ EKMEKTİR, DEMOKRASİ SUDUR, DEMOKRASİ HAYATTIR”
Abdülkadir Aksu, şöyle konuştu:
“Bizim muhalefetimiz farkında değil ama bir canlı için su, hava neyse insan için, toplum için demokrasi odur. Demokrasi ekmektir, demokrasi sudur, demokrasi hayattır...
Kendisini sosyal demokrat zanneden Ana Muhalefet Partimiz, tıpkı eski zamanlarındaki anlayış içinde 'acelesi yok, bir gün memlekete demokrasi lazım olursa onu da biz getiririz' aymazlığı içinde.
Hukuku teferruat olarak gören ve seçimle bir türlü ulaşamadıkları makamlara, 'ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet' anlayışıyla hukuka taklalar attırarak, çifte standardı, standart yaparak, hukuku adeta bir siyasal araç gibi kullanarak ulaşmaya çalışan bir çizgiden, demokrat bir duruş beklemek zaten çok da gerçekçi olmazdı.
Bu arkadaşlar, arkalarına milliyetçi olduğunu ileri süren diğer muhalefet partisini de alarak hiçbir siyasi ya da hukuki mantığa dayanmayan, adeta kendi meşruiyetlerini de inkar eden bir çelişkili zihniyetle 'bu meclis anayasa yapamaz' diyebildiler. Evet, yanlış duymadık, bir değil, yüzlerce kez bunu söylediler. Milletin seçtiği 'bu Meclis Anayasayı değiştiremez' diyebildiler ve hala da demekteler.
Bu Meclis sokaktan geçerken 'şu masalar boşmuş, hadi oturalım' diyen insanlardan oluşmadı. Milletin seçtiği vekillerinden oluştu. Bunu unutanlar var. Meclisin asli görevi yasama faaliyetidir.
İşlerine gelmediğinde, çoğunluklarında ya da kontrollerinde olmayan bir Meclisin en temel faaliyetini yani 'yasama görevini' yapamaz diye düşünmekten hiçbir beis duymuyorlar.”
“BU ARKADAŞLARI MEMNUN ETMEK GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE MÜMKÜN DEĞİL”
Aksu, muhalefet partilerinin, yasama organı olan Meclisin elinden yasama yetkisini ve görevini almaya çalıştıklarını, hiçbir hukuki mantığa dayanmayan ve fantezi bile denemeyecek hayallerini gerçekleştirmek için bildikleri her yolu denediklerini ifade etti.
Aksu, şunları söyledi:
“Milletin karşısına sadece seçimden seçime, o da mecburiyetten çıkabildiklerinden Meclise yaptırmak istemedikleri değişimi halkın da yapmasına karşılar. Yani bu arkadaşları memnun etmek görüldüğü üzere mümkün değil.
'Meclis yapsın' diyoruz, 'olmaz yapamaz' diyorlar. 'E peki o zaman halka gidelim, son özü o söylesin' diyoruz, 'o hiç olmaz' diyorlar.
Çağrı yapıyoruz, ziyaret ediyoruz, gelin beraber yapalım, birlikte hazırlayalım diyoruz, 'olur mu canım öyle şey, katiyen olmaz' diyorlar. Niye olmasın ki diyoruz 'olmaz' diyorlar. 'Peki sizin teklifiniz ne, onu söyleyin de biz değerlendirelim, biz katkı verelim' diyoruz, 'hiç olur mu öyle şey, biz söylemeyiz, olmaz' diyorlar. Bunun adına da muhalefet diyorlar...Bizce özünde trajedi olan, acıklı bir komedi oynuyorlar.
Mecliste grup kürsülerini, basın toplantılarını bu trajikomik oyunlarını sahneledikleri yer haline getiriyorlar. Ama bir kez daha görüp öğrenecekler ki en hakiki sahne, seçim meydanlarında halkın karşısına çıkılan mekanlar olacaktır. Milletin karşısında durumlarının daha acıklı olacağını, bugünden onlara söylemeyi bir siyasi sorumluluk olarak görüyoruz.”
“ÜZERLERİNE GİYDİKLERİ GÖMLEĞE DAHA DOĞRUSU 'FORMALARA' BAKSINLAR”
AK Parti'nin bakış açısında, Türk insanının muasır medeniyet hedefine ulaşma yolculuğunda modern ve özgürlükçü bir hukuk sisteminin birinci derecede öneme sahip olduğunu vurgulayan Abdülkadir Aksu, bugün üzerinde değişiklik hazırlığı yapılan 1982 Anayasası'nın, 12 Eylül şartlarında hazırlanan ve hazırlandığı dönemin psikolojisini içinde barındıran bir karaktere sahip olduğunu söyledi.
Aksu, 1982 Anayasası'nın 'evet'ten ziyade 'hayır', 'özgürlük'ten ziyade yasak, 'güven'den ziyade 'şüphe', 'değişim'den ziyade 'statüko' kaygıları içerdiğini dile getirerek, mevcut anayasanın normalden farklı olarak, devleti değil halkı sınırlayan bir bakış açısının izlerini içinde barındırdığını ifade etti.
Türkiye'de bütün siyasi partilerin üzerinde mutabık kaldığı tek konunun 1982 Anayasası'nın Türkiye'nin gerçeklerini ve ihtiyaçlarını karşılamadığı olduğunu belirten Aksu, şunları kaydetti:
“Son günlerde yaşananlar açıkça ortaya koydu ki ülkemizin yeni bir Anayasaya ihtiyacı olduğu kadar, belki de daha fazla, ilkeleri mevsimlerden ve konjonktürden etkilenmeyen siyasetçilere ihtiyacı var...
Adeta ayın çekim etkisiyle denizlerin gel-git yaşaması gibi, siyasetin denizleri de bazı odakların yüksek çekim güçlerinden etkilenerek gel-gitler yaşamakta.
Bir sosyal demokrat parti olduğunu iddia eden CHP daha önce söylediği ne varsa bugün bunları hatırlamamakta ve karşı çıkmaktadır. İşlerine geldiğinde bizim gömlek değiştirdiğimizi söyleyenler kendi üzerlerine giydikleri gömleğe daha doğrusu 'formalara' baksınlar.
2002 seçimlerinden sonra kısa bir süreliğine giydikleri 'demokrat' formalarını çıkarıp 'statüko muhafızlığı üniformalarını' giymişler. Üstünüze pek de yakışmış, güle güle giyin arkadaşlar demekten kendimiz alamıyoruz. Demokratlıkları izledikleri politikalarda değil de sadece kağıt üstünde olan, iş uygulamaya gelince bir anda ortadan kaybolan Ana Muhalefetin bu tutarsız çizgisini milletimize havale ediyoruz.
Türkiye'yi ilerletmeye, dünya ölçeğinde öne çıkaracak değişimleri yapmaya çalışanlarla bu değişime direnen statükocuların, 'istemezük'çülerin arasında geçecek mücadelede aziz milletimizin sağduyusunun en doğru kararı vereceği konusunda inancımız ve güvenimiz tamdır.”
YÜZDE 10'LUK SEÇİM BARAJI
Abdülkadir Aksu, yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Aksu, Anayasa değişikliği paketine yeni maddeler eklenip eklenmeyeceği ile ilgili sorulan bir soruya, “Partileri, sivil toplum örgütlerini ziyaret ediyoruz. Onlardan teklifler alıyoruz, teklifler bekliyoruz. Cumartesi gününe kadar da tekliflere açığız. Tabii ki bu ziyaretler sırasında söylenen makbul konular varsa ilave edilebilir. Ancak şu anda madde madde şunlar ilave edilecek diye herhangi bir şey söyleyecek durumda değilim. Arkadaşlarımız gelen tüm bu teklifleri değerlendirdikten sonra ilaveler olabilir” yanıtını verdi.
Abdülkadir Aksu, “CHP Genel Başkanı Deniz Baykal 'Saadet Partisi' ile koalisyon yapabiliriz' dedi. Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un da açıklamaları oldu. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine, “Biz önümüzdeki seçimlerde inşallah tek başımıza iktidarız. Bunlarla uğraşmıyoruz. Kimin kiminle koalisyon kuracağını, o koalisyonu kuranlar düşünsün ama biz yine tek başımıza iktidarız” dedi.
Aksu, “Yüzde 10'luk seçim barajını kaldırmayı düşünmüyor musunuz?” sorusuna, “Üzerinde konuştuğumuz, teklif götürdüğümüz taslak Anayasa taslağı. Tasarı, teklif de olmadı daha, taslak. Seçim Kanunu ile ilgili hükümler Seçim Kanunu'nda olur, anayasada olmaz. Biz şu anda Anayasa değişikliğini konuşuyoruz. O, bu bittikten sonra, daha sonra düşünülecek şey ama şu anda düşünmüyoruz” yanıtını verdi.
Yaptığı açıklamada, AK Parti olarak Türkiye'yi ve Türk milletini hak ettiği standartlara kavuşturmak için gayret sarf ettiklerini vurgulayan Aksu, Türk milleti için gerçekleştirdikleri hizmetleri yalnızca maddi kriterlerle ve ekonomik başarılarla sınırlamadıklarını söyledi.
Abdülkadir Aksu, “Dış ticarette rekorlar kırarken ihracatı üç basamaklı rakamlara taşırken faizleri, enflasyonu tek basamaklı rakamlara indirirken gelişmiş ülkelerin dahi çok büyük yaralar aldığı küresel krizle mücadele ederken ekonomiyi IMF gölgesinden çıkarırken bir zamanlar üzerindeki '0'lardan okunamayan, renginden miktarı anlaşılabilen Türk Lirasını 'rezerv para birimi' haline getirirken vatandaşlarımız için attığımız bu adımların büyük olduğunu ama
yeterli olmadığını da çok iyi biliyorduk” dedi.
İktisadi alanda elde edilen başarıların ve kazanımların kalıcılığının sosyal alandaki ilerlemelere bağlı olduğunu belirten Aksu, AK Parti olarak Türk milletine geçici mutluluklar değil, kalıcı başarılar kazandırmayı hedeflediklerini dile getirdi.
“DEMOKRASİ EKMEKTİR, DEMOKRASİ SUDUR, DEMOKRASİ HAYATTIR”
Abdülkadir Aksu, şöyle konuştu:
“Bizim muhalefetimiz farkında değil ama bir canlı için su, hava neyse insan için, toplum için demokrasi odur. Demokrasi ekmektir, demokrasi sudur, demokrasi hayattır...
Kendisini sosyal demokrat zanneden Ana Muhalefet Partimiz, tıpkı eski zamanlarındaki anlayış içinde 'acelesi yok, bir gün memlekete demokrasi lazım olursa onu da biz getiririz' aymazlığı içinde.
Hukuku teferruat olarak gören ve seçimle bir türlü ulaşamadıkları makamlara, 'ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet' anlayışıyla hukuka taklalar attırarak, çifte standardı, standart yaparak, hukuku adeta bir siyasal araç gibi kullanarak ulaşmaya çalışan bir çizgiden, demokrat bir duruş beklemek zaten çok da gerçekçi olmazdı.
Bu arkadaşlar, arkalarına milliyetçi olduğunu ileri süren diğer muhalefet partisini de alarak hiçbir siyasi ya da hukuki mantığa dayanmayan, adeta kendi meşruiyetlerini de inkar eden bir çelişkili zihniyetle 'bu meclis anayasa yapamaz' diyebildiler. Evet, yanlış duymadık, bir değil, yüzlerce kez bunu söylediler. Milletin seçtiği 'bu Meclis Anayasayı değiştiremez' diyebildiler ve hala da demekteler.
Bu Meclis sokaktan geçerken 'şu masalar boşmuş, hadi oturalım' diyen insanlardan oluşmadı. Milletin seçtiği vekillerinden oluştu. Bunu unutanlar var. Meclisin asli görevi yasama faaliyetidir.
İşlerine gelmediğinde, çoğunluklarında ya da kontrollerinde olmayan bir Meclisin en temel faaliyetini yani 'yasama görevini' yapamaz diye düşünmekten hiçbir beis duymuyorlar.”
“BU ARKADAŞLARI MEMNUN ETMEK GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE MÜMKÜN DEĞİL”
Aksu, muhalefet partilerinin, yasama organı olan Meclisin elinden yasama yetkisini ve görevini almaya çalıştıklarını, hiçbir hukuki mantığa dayanmayan ve fantezi bile denemeyecek hayallerini gerçekleştirmek için bildikleri her yolu denediklerini ifade etti.
Aksu, şunları söyledi:
“Milletin karşısına sadece seçimden seçime, o da mecburiyetten çıkabildiklerinden Meclise yaptırmak istemedikleri değişimi halkın da yapmasına karşılar. Yani bu arkadaşları memnun etmek görüldüğü üzere mümkün değil.
'Meclis yapsın' diyoruz, 'olmaz yapamaz' diyorlar. 'E peki o zaman halka gidelim, son özü o söylesin' diyoruz, 'o hiç olmaz' diyorlar.
Çağrı yapıyoruz, ziyaret ediyoruz, gelin beraber yapalım, birlikte hazırlayalım diyoruz, 'olur mu canım öyle şey, katiyen olmaz' diyorlar. Niye olmasın ki diyoruz 'olmaz' diyorlar. 'Peki sizin teklifiniz ne, onu söyleyin de biz değerlendirelim, biz katkı verelim' diyoruz, 'hiç olur mu öyle şey, biz söylemeyiz, olmaz' diyorlar. Bunun adına da muhalefet diyorlar...Bizce özünde trajedi olan, acıklı bir komedi oynuyorlar.
Mecliste grup kürsülerini, basın toplantılarını bu trajikomik oyunlarını sahneledikleri yer haline getiriyorlar. Ama bir kez daha görüp öğrenecekler ki en hakiki sahne, seçim meydanlarında halkın karşısına çıkılan mekanlar olacaktır. Milletin karşısında durumlarının daha acıklı olacağını, bugünden onlara söylemeyi bir siyasi sorumluluk olarak görüyoruz.”
“ÜZERLERİNE GİYDİKLERİ GÖMLEĞE DAHA DOĞRUSU 'FORMALARA' BAKSINLAR”
AK Parti'nin bakış açısında, Türk insanının muasır medeniyet hedefine ulaşma yolculuğunda modern ve özgürlükçü bir hukuk sisteminin birinci derecede öneme sahip olduğunu vurgulayan Abdülkadir Aksu, bugün üzerinde değişiklik hazırlığı yapılan 1982 Anayasası'nın, 12 Eylül şartlarında hazırlanan ve hazırlandığı dönemin psikolojisini içinde barındıran bir karaktere sahip olduğunu söyledi.
Aksu, 1982 Anayasası'nın 'evet'ten ziyade 'hayır', 'özgürlük'ten ziyade yasak, 'güven'den ziyade 'şüphe', 'değişim'den ziyade 'statüko' kaygıları içerdiğini dile getirerek, mevcut anayasanın normalden farklı olarak, devleti değil halkı sınırlayan bir bakış açısının izlerini içinde barındırdığını ifade etti.
Türkiye'de bütün siyasi partilerin üzerinde mutabık kaldığı tek konunun 1982 Anayasası'nın Türkiye'nin gerçeklerini ve ihtiyaçlarını karşılamadığı olduğunu belirten Aksu, şunları kaydetti:
“Son günlerde yaşananlar açıkça ortaya koydu ki ülkemizin yeni bir Anayasaya ihtiyacı olduğu kadar, belki de daha fazla, ilkeleri mevsimlerden ve konjonktürden etkilenmeyen siyasetçilere ihtiyacı var...
Adeta ayın çekim etkisiyle denizlerin gel-git yaşaması gibi, siyasetin denizleri de bazı odakların yüksek çekim güçlerinden etkilenerek gel-gitler yaşamakta.
Bir sosyal demokrat parti olduğunu iddia eden CHP daha önce söylediği ne varsa bugün bunları hatırlamamakta ve karşı çıkmaktadır. İşlerine geldiğinde bizim gömlek değiştirdiğimizi söyleyenler kendi üzerlerine giydikleri gömleğe daha doğrusu 'formalara' baksınlar.
2002 seçimlerinden sonra kısa bir süreliğine giydikleri 'demokrat' formalarını çıkarıp 'statüko muhafızlığı üniformalarını' giymişler. Üstünüze pek de yakışmış, güle güle giyin arkadaşlar demekten kendimiz alamıyoruz. Demokratlıkları izledikleri politikalarda değil de sadece kağıt üstünde olan, iş uygulamaya gelince bir anda ortadan kaybolan Ana Muhalefetin bu tutarsız çizgisini milletimize havale ediyoruz.
Türkiye'yi ilerletmeye, dünya ölçeğinde öne çıkaracak değişimleri yapmaya çalışanlarla bu değişime direnen statükocuların, 'istemezük'çülerin arasında geçecek mücadelede aziz milletimizin sağduyusunun en doğru kararı vereceği konusunda inancımız ve güvenimiz tamdır.”
YÜZDE 10'LUK SEÇİM BARAJI
Abdülkadir Aksu, yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Aksu, Anayasa değişikliği paketine yeni maddeler eklenip eklenmeyeceği ile ilgili sorulan bir soruya, “Partileri, sivil toplum örgütlerini ziyaret ediyoruz. Onlardan teklifler alıyoruz, teklifler bekliyoruz. Cumartesi gününe kadar da tekliflere açığız. Tabii ki bu ziyaretler sırasında söylenen makbul konular varsa ilave edilebilir. Ancak şu anda madde madde şunlar ilave edilecek diye herhangi bir şey söyleyecek durumda değilim. Arkadaşlarımız gelen tüm bu teklifleri değerlendirdikten sonra ilaveler olabilir” yanıtını verdi.
Abdülkadir Aksu, “CHP Genel Başkanı Deniz Baykal 'Saadet Partisi' ile koalisyon yapabiliriz' dedi. Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un da açıklamaları oldu. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine, “Biz önümüzdeki seçimlerde inşallah tek başımıza iktidarız. Bunlarla uğraşmıyoruz. Kimin kiminle koalisyon kuracağını, o koalisyonu kuranlar düşünsün ama biz yine tek başımıza iktidarız” dedi.
Aksu, “Yüzde 10'luk seçim barajını kaldırmayı düşünmüyor musunuz?” sorusuna, “Üzerinde konuştuğumuz, teklif götürdüğümüz taslak Anayasa taslağı. Tasarı, teklif de olmadı daha, taslak. Seçim Kanunu ile ilgili hükümler Seçim Kanunu'nda olur, anayasada olmaz. Biz şu anda Anayasa değişikliğini konuşuyoruz. O, bu bittikten sonra, daha sonra düşünülecek şey ama şu anda düşünmüyoruz” yanıtını verdi.