Akıl oku teknik yönetici akıl oku

Güncelleme Tarihi:

Akıl oku teknik yönetici akıl oku
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 25, 2005 00:00

Gartner’deki görevim nedeniyle pek çok kurumun veya kuruluÅŸun bilgi teknolojileri yöneticileri ile çoÄŸu zaman da genel yönetimin temsilcileri ile bir araya gelebilme ÅŸansım oluyor. Son yıllarda dikkatimi çeken çok tutarlı bir akım belirdi. Genel olarak şöyle özetlemek mümkün: Teknik yöneticiler, üst yönetimin teknolojiden hiç anlamamasından ve onları sürekli sorgulayan bir tavır izlemesinden ÅŸikáyet etmekte.Bu ÅŸikáyet belki doÄŸru olabilir. Ama ÅŸikáyet etmektense, durumu iyileÅŸtirmeye yönelik yapıcı adımlar düşünüldü mü hiç? Teknik yönetici kendini genel müdürün yerine koyup, bu kiÅŸi benden acaba ne bekliyor diye düşündü mü hiç? Bir teknik yöneticinin teknik iÅŸleri son derece verimli ve etkin yapması özel bir baÅŸarı deÄŸildir, zaten ÅŸirket onu o iÅŸleri baÅŸarılı bir ÅŸekilde yapsın diye görevlendirdi. Özel bir takdir beklentisi oluÅŸmamalı. Bunun ötesinde eÄŸer bilgi teknolojileri sayesinde ÅŸirkete özel bir kazanım saÄŸlandıysa, bu rakamlarla ve katkı saÄŸladığı iÅŸ birimi yöneticisiyle birlikte ortaya çıkarılmalı, belgelenmeli ve üst yönetime takdim edilmeli. Ancak anlık veya kısa vadeli kazanımlar deÄŸil, zira kullanılan teknolojilerin ve yapılmış yatırımın mutlaka toplam maliyeti daha uzunca bir süre devam edecektir. Kuruma kalıcı kazanımlar saÄŸlamak aslolandır.Bu baÄŸlamda Gartner analistlerinin tavsiye ve görüşlerine göre, teknik yönetici ÅŸikáyet etmektense ve içine kapanık bir çalışma üslubu benimsemektense, derhal eylemlere baÅŸlamalı, üst yönetim ile temasa geçmeli, kendisini anlamlı biçimde onların yerine koymalı, istek ve hedeflerini anlamalı ve buna uygun adımlar atmalı. Attığı adımlar hakkında öz ve samimi bilgiler paylaÅŸmalı. Sonuçlarını çok kısa zamanda alacaktır.‘Türkiye BiliÅŸim ile Kalkınıyor’ Slogan var, gerisi yokNe kadar hoÅŸ bir slogan, deÄŸil mi? Hatta dünyanın en zengin adamını Türkiye’ye çekecek kadar hoÅŸ ve iddialı (gerçi sadece iki saat kaldı, ama olsun). Evet, doÄŸru, Türkiye’deki biliÅŸim ve iletiÅŸim teknolojileri pazarı büyüyor, dünya ortalaması ve hatta bazı dönemlerde ortalamanın üzerinde büyüme rakamları görülüyor. Bunun birinci nedeni 2000 ve 2001 yıllarında yaÅŸanan krizlerden sonra 2002 ve 2003 yıllarında ciddi bir daralmanın yaÅŸanmış olmasıdır. 2004 yılında ancak 2000 yılının yakalanmış olacak. Yani mehteran misali iki ileri bir geri gidiyoruz, ÅŸeklinde yorumlanabilir son 7-8 yıl. Daha önemlisi, pazar büyüyor gibi görünse de yabancı teknolojilerin satış rakamları ve onları bakım hizmetleri ve anlaÅŸmaları bu artışın içinde önemli bir pay almaktadır. Yazılım ve donanım konusunda pazarın dev oranı yabancı teknolojilerin elinde. Yalnızca bazı küçük teÅŸebbüsler (yabancılarla karşılaÅŸtırıldığında) yazılım konusunda mücadele veriyorlar, donanım konusunda ise ‘PC toplayan’ birkaç yerli marka haricinde hiçbir faaliyet yok.Evet, pazarı büyütelim, Türkiye’de daha çok teknoloji kullanılsın, bilgisayar okur-yazarlık oranı artsın, özellikle kırsal kesim bu teknolojilerle yakından tanışsın, çocuklarımız erken yaÅŸtan itibaren bu yeni teknolojilere aÅŸina olsun. Olsun, ama biraz da Türkiye’de bir sektör oluÅŸsun. EÄŸer Türkiye’de bir biliÅŸim ve iletiÅŸim teknolojileri sektörünün oluÅŸmasını istiyorsak, Türk markalı ve Türk mühendisli ÅŸirketlerin sayısının artması lazım, onların patent sayıları artması lazım, onların satış rakamları artması lazım. Yoksa Türkiye ne biliÅŸimle kalkınır, ne de baÅŸka türlü kalkınır.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!