Afet Ä°nan'ın bilinmeyen günlüÄŸü

Güncelleme Tarihi:

Afet İnanın bilinmeyen günlüğü
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 22, 2003 00:00

Prof. Afet Ä°nan'ın kızı Arı Ä°nan ile oÄŸlu Demir Ä°nan, annesinin çocukluÄŸunu anlatarak baÅŸladığı, 1928'e kadar getirdiÄŸi anılarını bir kitapta toplamak üzere çalışıyor. Anılar, Rumeli'de doÄŸmuÅŸ, Balkan Savaşı sırasında küçücük bir kızken muhacir olmuÅŸ, Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki ideallerle yetiÅŸmiÅŸ bir kadının hayat serüveni.Tarih Vakfı'ndaki iÅŸim gereÄŸi 10 Aralık'da yapılacak Afet Ä°nan tarih AraÅŸtırmaları ödül töreninin hazırlığı için gittim Afet Hanım'ın kızı Arı Ä°nan'ın evine. Arı Ä°nan gelecek sene yayınlamayı düşündüğü Afet Ä°nan kitabından söz etti. Masada evrakların arasında daktilo edilmiÅŸ günlüğe gitti elim. Önsözü bile yazılmış olan, Afet Hanım'ın ölümünden birkaç sene önce baÅŸladığı, biteremediÄŸi anılarından gözlerimi ayıramadım. ‘‘Geçen Günlerim adını verdiÄŸim bu kitapta, bir memur çocuÄŸu olarak yurdumuzun çeÅŸitli yerlerindeki yaÅŸantımı yazdım.’’ Böyle baÅŸlıyordu önsöz. Daha önce aile bireyleri dışında hiç kimsenin okumadığı bu satırlara duyduÄŸum ilgiyi farkeden Arı Ä°nan anlattı: ‘‘Annem önce Atatürk'ten Mektuplar adlı kitabında bazı anılarını yazdı. Sonra yaÅŸam serüvenini bir kitapta toplamak istedi. 1925'e kadar gelebildi. Geri kalanını, yani 1985'e, ölümüne kadar olan kısmını ben tamamlayıp yayımlamak istiyorum. KardeÅŸim Demir Ä°nan, yengem ve üç torundan oluÅŸan bir konsey deÄŸerlendiriyor kitabı.’’ 1912: ROPCOZ'DAN KAÇIÅžTam o sırada Canan Aykent giriyor içeriye. Arı Ä°nan'ın kızı Canan. Bu meslekteki ender kadınlardan o da. Canan Ä°nan anneannesini anlatırken heyecanlanıyor: ‘‘Çocuktum, anneannemle toplantılara, konferanslara giderdik. Ä°l il gezerken, bir köşede durur, anlamadığım ÅŸeyleri konuÅŸan insanları, en çok da anneannemi seyrederdim.’’ Afet Hanım'ın anılarını okumayı sürdürüyoruz hep birlikte: 1908'de Selanik'te baÅŸlayan bir hayat, Balkanlarda geçen çocukluk yılları. Sonra Afet Hanım'ın babasının memuriyeti nedeniyle karış karış gezilen Anadolu. SavaÅŸlar tarihi gibi görünen resmi tarih arka planda, önde küçük bir kızın yaÅŸadıkları. Yıl 1912, Afet Ä°nan 3-4 yaÅŸlarında, Balkan Savaşı baÅŸlamış:‘‘Ropcoz'da (Drama-Serez) biz Kurban Bayramı gelecek diye beklerken, bir sabah 'gavur geliyor' sesleriyle uyandık. Babamın 'kırço' isimli atına heybe yerleÅŸtirildi. Åžehrin doktoru, babam ve biz iki kardeÅŸ atla yola çıktık. Ormanlık sulak yerlerden geçiyorduk. Ata nöbetleÅŸe biniliyordu...’’ BÄ°ZÄ°M ÇİFTLÄ°KTE SAKLANMIÅžSayfalar sonra bu kez Biga'da Ä°nan ailesi. Birinci Dünya Savaşı yaÅŸanıyor. Sakarya Meydan Savaşı bir satır anılarda. Önplanda bitirilen okullar, büyüyen Afet Ä°nan var. 1925'te üç haftalık öğretmenken, Ä°zmir'de bir toplantıda Atatürk'e rastlıyor. ‘‘Atatürk salona girdiÄŸi zaman herkes onun çevresinde toplanmıştı. Ben bir kenarda duruyorum. Beni bir öğretmen kolumdan tutarak CumhurbaÅŸkanı'nın yanına oturttu. Atatürk bir ara ailemin nereli olduÄŸunu sordu. Annemin ailesinin Selanik'in kazası Doyranlı olduÄŸunu öğrenince sorularını sıklaÅŸtırdı.’’ Atatürk ertesi gün Afet Ä°nan'ın ailesini ziyarete gittiÄŸinde, geçmiÅŸe dair bir sırrı öğrenir: Saklanmak zorunda olduÄŸu zor günlerde Atatürk, Afet Ä°nan'ın anneannesinin dayısına ait bir çiftlikte saklanmıştır. ATATÃœRK'LE ANILARHer iki taraf için de ÅŸaşırtıcı olan bu karşılaÅŸmanın ardından genç Afet Ä°nan, Atatürk'ün isteÄŸiyle 1925'te Lozan'da okula baÅŸlar. Bir baÅŸka günün anısı:‘‘Atatürk bir ara bana bakarak ‘Karadeniz'i Akdeniz'e baÄŸlayan demiryolu ile birleÅŸtireceÄŸiz' dedi. Bir soru kafamda düğümlenmiÅŸti. Acaba bütün bu kağıtlar üzerindeki projeler ne zaman bitebilirdi. Atatürk'e sormadan duramadım. Bunların hepsi ne zaman yapılacak, dedim. Güldü ‘Planlarımız kağıt üzerinde kalmak için çizilmiyor, yaptıkça görürsün' dedi.’’TARÄ°H VE SOSYOLOJÄ° PROFESÖRÃœ AFET Ä°NAN1908'de Selanik'in Doyran kazasında doÄŸan Afet Ä°nan, 1925'te Bursa Öğretmen Okulu'nu bitirerek Ä°zmir Redd-i Ä°lhak Ä°lkokulu'nda öğretmenliÄŸe baÅŸladı. Lozan'da iki yıl Fransızca öğrenimi gördü. Ä°ki yıl da Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi'nde okudu. Ankara Muallim Mektebi ve Ankara Kız Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. Cenevre Ãœniversitesi'nde tarih okudu, sosyoloji doktorası yaptı. 1939'da Ankara'da Dil Tarih CoÄŸrafya Fakültesi'nde profesör oldu. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu gibi pek çok kurumun kurucu baÅŸkanlığında ve üyeliklerinde bulundu. Doktor Rıfat Bey'le evlenen Afet Hanım'ın iki çocuÄŸu oldu. Atatürk ve Türk tarihiyle ilgili birçok yayını bulunan Afet Ä°nan 8 Haziran 1985'te öldü. CHANEL 5 KULLANIRDIPeki Afet Ä°nan nasıl bir anneydi, diye soruyorum merakla. Arı Ä°nan hemen yanıtlıyor: ‘‘Çok duygusal ama disiplinli bir kadındı. Ä°yi bir eÅŸ ve iyi bir anneydi. Ben 23-24 yaşındaydım. Mücevhere pek meraklıydım. Bana mücevherin ne demek olduÄŸunu anlatan bir yazı kaleme aldı. ‘BaÅŸkalarına gösteriÅŸ yapmak için takılan bir takım madenlerdir mücevherler. Ä°nsanın bunların yerine kafasının içini süslemesi, doldurması gerekir' diyordu yazısında.’’ Peki kadın Afet Ä°nan ne giyerdi? Yanıtlıyor Arı Ä°nan: ‘‘YeÅŸil giymeyi severdi.’’ Aklıma hemen Afet Hanım'ın kaleme aldığı ilk satırlar geliyor: ‘‘Yıl 1912 Drama-Serez yolundayız. Annem kafilede tek kadın. Ördek başı denilen koyu yeÅŸil renkteki çarÅŸafı, atı örten kırmızı renkli örtüye karışıyor. Ben, annem aynı atın üzerindeyiz. Ona sarılıyor ve mırıldandığı ÅŸarkılara kulak vererek çevreyi seyrediyorum.’’ Ekliyor Arı Ä°nan: ‘‘Son derece sade giyinirdi. Düz bir elbise, saçlar toplu. Arada bir ruj sürerdi, onu da yerdi hemen. Anımsıyorum, Chanel 5 kullanırdı. Tek bir inci küpe takardı, o da ilk maaşıyla aldığı.’’ Atatürk pırlanta kol düğmelerini Afet Hanım'a nasıl ödünç verdi1930 baharı. Genç yurt bilgisi öğretmeni Afet Hanım derste öğrencilerine belediye yasasına göre bir seçim denemesi yaptırır. Denemenin sonucunda bir kız öğrencinin baÅŸkan seçilmesine bir baÅŸka erkek öğrenci 'yalnız erkekler oy verebilir ve seçilebilir' diyerek itiraz eder. Evet, o sıralar hala Türk kadınının seçme ve seçilme hakkı yoktur. Ãœzüntüyle dersten çıkan Afet Hanım soluÄŸu Atatürk Orman ÇiftliÄŸi'ndeki Marmara Köşkü'nde alır. Atatürk Afet Ä°nan'ı gözyaÅŸları içinde görünce, ‘‘AraÅŸtır bakalım bu haklar diÄŸer ülkelerde nasıl verilmiÅŸ kadınlara’’ der. Afet Hanım'ı zorlu bir hazırlık ve ardından da Türk Ocağı salonunda verilecek bir konferans beklemektedir. Afet Hanım konferans için zamanın en ünlü hatibi Hamdullah Suphi Bey'den (Tanrıöver) dersler alır. GiyeceÄŸi elbiseyi Atatürk çizer. Lacivert biyeli elbisenin içine bir de ipek gömlek diktirilir. Son gece Atatürk gömleÄŸin kollarına takılmak üzere kendi pırlanta kol düğmelerini Afet Hanım'a hediye eder. Konferans çok baÅŸarılı geçer, kadınların seçme ve seçilme hakları gündeme gelmiÅŸ olur. Daha sonraki yıllarda kadınlar önce yerel sonra genel seçimlerde seçme ve seçilme haklarını elde eder. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!