Adnan hoca için anne babalarını yalanladılar

Güncelleme Tarihi:

Adnan hoca için anne babalarını yalanladılar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2006 17:16

Kamuoyunda “Adnan Hoca” olarak tanınan Adnan Oktar'ın grubundan oldukları öne sürülen 6 kişinin yargılandığı davada geçen celse tanık olarak dinlenen kişilerin çocukları, mahkemeye sundukları dilekçelerle anne ve babalarını yalanladı.

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 13 Ekim 2006 tarihinde yapılan duruşmada tanık olarak dinlenen kişilerin yakınları, duruşma sonrası mahkemeye dilekçe sundu. Emre Yaşar Ertüzün ve Saim Erdem Ertüzün'ün ortak imzayla mahkemeye verdikleri dilekçede, mahkemeyi anneanneleri Lütfiye Semin Babuna'nın ifadeleri hakkında bilgilendirmek istediklerini kaydettiler.

Anneannelerinin ifadelerinin kesinlikle gerçeği yansıtmadığını belirten Ertüzün kardeşler, Bilim Araştırma Vakfı üyelerini ve davada yargılanan kişilerin hiçbirini tanımadıklarını ifade ettiler. Erenköy'de anneanneleri ve dedeleriyle aynı apartmanda yaşadıklarını, anneanne ve dedeleriyle görüştürülmedikleri iddiasının kesinlikle doğru olmadığını belirten Emre Yaşar ve Saim Erdem Ertüzün, “Bizim hiç alakamız olmayan bu davayla ilişkilendirilmemiz son derece yanlıştır. Anneannemizin son zamanlarda akli dengesi ve davranışlarında önemli değişiklikler var. Kanaatimizce bu davranışların altında yatan en önemli neden bu” dediler.

SEMİN BABUNA'NIN 4 KIZININ İDDİALARI

Fatma Ceyda (Babuna) Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Ferhunde Eda Babuna ve Tuba Babuna da ortak imzalı olarak mahkemeye verdikleri dilekçelerinde, annelerinin iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, kimsenin baskı, zorlama veya hukuk dışı davranışlarına maruz kalmadıklarını bildirdiler.

Kardeşleri Oktar Babuna ve babalarının zaman zaman Bilim Araştırma Vakfının konferanslarına konuşmacı olarak katıldıklarını, bu vakfın toplantılarına bir çok devlet büyüğü ve akademisyenin de katıldığını belirten kardeşler, dilekçelerinde, şu görüşlere yer verdi:

“Sayın Adnan Oktar'ı tanımamakla birlikte, ülkemizde ve dünyada teveccüh gören eserlerini ve fikirlerini çok takdir ediyoruz. Vakıf camiasından ise babamız ve kardeşlerimizin konferans çalışmaları vesilesiyle tanıdığımız birkaç kişi bulunmaktadır. Ancak vakıf çevresiyle bunun ötesinden fiili bir bağlantımız bulunmamaktadır. Bilim Araştırma Vakfı çevresinden tanıdığımız kişiler, son derece aklı başında, medeni, kültürlü, vatansever, güvenilir, güzel ahlaklı insanlar. Hiçbirinden en ufak bir kötü davranış görmedik. Bizim ve ailemizin diğer üyelerinin bu kişilerden en ufak bir şikayet olamaz.”

Anneleri Lütfiye Semin Babuna'nın kendi çıkarları için insanlara iftira attıran kişilerin oyununa alet olduğunu savunan kardeşler, annelerinin yaşlığından dolayı muhakeme gücünün iyice zayıfladığını, ifadelerine itibar edilmemesi gerektiğini savundular.

OKTAR BABUNA'NIN İDDİALARI

Orktar Babuna da dilekçesinde, şu görüşlere yer verdi: “Annem ve babamın BAV mensuplarına ve sayın Adnan Oktar'a karşı husumetli bir tavır içine girmelerinin altında yatan temel neden hasettir. Babam 3 sene boyunca bir televizyon kanalında her gün gerçekleştirdiği sabah programı, sayın Adnan Oktar'ın Harun Yahya müstear ismiyle kaleme aldığı kitaplarından hazırlamıştır. Yıllarca TV'de başkasının kitaplarından hazırladığı programları kamuoyuna kendi araştırmaları gibi sunmuştur ve sahiplenmiştir. Kendisi bu çapta bir bilgi birikimi ve yazma becerisi olmadığı için sayın Oktar'a haset etmektedir. Bunu defalarca ima etmiştir. Öyle ki babam 'Bilimden İmana' isimli kitabını kelime kelime sayın Adnan Oktar'dan kopyalamıştır. Üstüne kendi ismini ve akademik unvanını koyduğu bu kitap tam bir bilim hırsızlığıdır.”

Babasının çocukluğunda yaşadığı sıkıntılar nedeniyle kişilik yapısında önemli bozukluklar olduğunu öne süren Babuna, “Örneğin yıllarca hepimize bakan anneannem ağır hastalanmış ve yatalak hale gelmişti. Bir gün solunumunda oluşan bir sorun nedeniyle boğulma noktasına gelmişti. Kız kardeşlerimin hemen yan odada maç seyretmekte olan babamdan yardım istemelerine rağmen babam istifini bozmamış 'o zaten çok yaşlı ölecek' diye cevap vermişti” dedi.

DİĞER TANIKLARIN YAKINLARI

Tülin Işıldar Marangozoğlu da dilekçesinde, ailesinin gerçek dışı ifadeleri konusunda mahkemeyi aydınlatmak istediğini belirterek, kız kardeşi Tülay Işıldar'ın eşi Sedat Aktar'ı aldattığını, bu nedenle boşandıklarını kaydetti.
Boşanma süresince kardeşine destek olmadığı için kardeşinin kendisine husumet duyduğunu belirten Marangozoğlu, babasının devleti dolandırmak suçundan yargılandığını, servetini kaybetmesi üzerine annesi tarafından terk edildiğini öne sürdü.

Emin Koç da eşi Ece Koç'la birlikte verdikleri ortak imzalı dilekçede, kayınpederi Ünal Uyguç'un bakanlık müşavirliği yaptığı sırada gayrimeşru yollardan yüksek kazanç sağladığını, müşavirlikten ayrıldıktan sonra ise parasız kaldığını iddia ederek, istediği parayı vermediği için kayınpederinin kendisine düşman olduğunu öne sürdü.
Emin Koç, kayınpederinin istediği parayı alabilmek için kendisini mahkemeye şikayet etmekle tehdit ettiğini öne sürerek, davada da bu nedenle tanıklık yaptığını kaydetti.

Ebru Akyüzalp de dilekçesinde, annesinin davada yargılanan kişilerin maddi ihtiyaçlarını karşılaması halinde tanıklıktan vazgeçeceğini söylediğini öne sürdü. Sinem Tezyapar da annesinin bazı menfaatler karşılığında tanıklık yapması konusunda kandırıldığını öne sürdü.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!