AB’nin Meksika’sı olmak

Güncelleme Tarihi:

AB’nin Meksika’sı olmak
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2005 00:00

GAZİANTEP- ‘Güneydoğu’da tek göz evde dokuz kardeş büyüyüp de başkentte İngilizce tıp okuyanı da gördük.’ Derya Güzelbey bunları anlatırken İstanbul’da çocuklarını harıl harıl lise ve üniversite sınavlarına hazırlayan arkadaşlarımı gözümde canlandırıyorum.Bir tarafta büyük bir sınav endüstrisinin çarkları dönüyor, öte tarafta tek göz mağara evde büyüyen bir ‘kardelen’ kendi kendine çiçek açıyor. Derya Güzelbey, modern bir genç kadın olarak Gaziantep Yardım Gönüllüleri Derneği’nin Başkanı. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın eşi olmanın verdiği bu konumu tevazu içinde tüm vaktini dernek faaliyetlerine hasrederek geçirdiğini gördüm. Anlattıklarını dinlerken de bol bol gözyaşı döktüm!Dernek olarak ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyasını başlattıklarında çocukların nüfus káğıdı olmadığını, çünkü anne babalarının ‘parasızlıktan’ nikáhsız yaşadıklarını görmüşler. Ancak nikáh kıymak öyle basit bir iş değilmiş. Çünkü Akdeniz anemisi testi yaptırmak şartmış ve maliyeti 114 milyon TL imiş. 22 milyon adam başı cüzdan parası, ayrıca cezalı nüfus kaydı için para, arzuhalci vs. derken nikáh için ciddi bir maliyet çıkıyormuş. Önce bunlar için fonlar oluşmuş, hatta arzuhalcilerle kapışılmış. Sıra nikáha geldiğinde 7-8 çocuklu da olsalar bazı çiftlerden gelinlik giyme talebi gelmiş. Başı kapalı hanımlar genç kız gelinliklerini seçince de, neme lazım, eşlerden izin gerekmiş! Beş belediye otobüsü gelin aracına dönüşmüş, derneğin bir odası fotoğraf stüdyosu olmuş.İşte bu fotoğraflara bakmak bana çok dokundu. * * *Türkiye’nin 6’ncı büyük şehri ve sanayi merkezi Gaziantep’e Adana üzerinden karayoluyla vardım, çünkü 20 trilyon harcanarak yapılan piste ‘inişler sakıncalı’ raporu verildiğinden havaalanı 3 Haziran’a kadar kapalı. Kaynak israfına bundan iyi örnek olabilir mi? Bir yandan cüzdan çıkartacak parası olmayan insanlar, öte yandan 20 trilyonu havaya atıp bölgesel stratejik üstünlüğünü Halep lehine yitirme riskini alan bir kent.* * *Gaziantep önce fıstık-baklava-kebap evresini aşıp örnek sanayi kenti oldu, şimdi marka değeri olarak kültür ve tarihini ön plana çıkarmaya hazırlanıyor. Ancak tüm göç alan büyük kentlerin sosyal sorunları kapkaç ve sokak çocukları dahil burada da mevcut. Şehir, Avrupa Birliği bilincinin en yüksek olduğu yerlerden biri. Ancak yine de buradan bakınca özellikle sosyal sorunlar bağlamında tüm Türkiye için gerçek olan bir tehlikeyi düşünmeden edemiyor insan. Türkiye AB ile tam uyumu sağlayıp üye olamaz ise ABD’nin Meksika’sının durumuna düşebilir. Yani, AB’nin kenarında sorunlu bir bölge. Belalı işlerin döndüğü, sosyal olarak AB sınırları dışında tutulan bir yer. Türkiye Avrupa’nın Meksika’sı olmayacak ise bunu Gaziantep ispat edebilir. Ve bunu başarma iradesini Gaziantep’te gördüm.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!