96 yıl önce bugün...

Güncelleme Tarihi:

96 yıl önce bugün...
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2011 22:31

Gelibolu Milli Parkı, Gelibolu yarımadasında Çanakkale’nin Eceabat ilçesi sınırları içinde kalıyor. Toplam 33 bin hektarlık bir alanı kaplayan mili parkın içinde, Çanakkale Savaşları’na ait, gezilecek tam 40 nokta bulunuyor. Çanakkale Savaşları’nın geçtiği yerlerde yaşamını kaybeden her ulustan askerin anısına yapılan anıtlar, şehitlikler her yıl dünyanın her köşesinden gelen insanlar tarafından ziyaret ediliyor. Bu yazımda bölgeyi kısa da olsa tanıtmaya çalışacağım.

Çanakkale Savaşları, ulus olarak çokça övündüğümüz ama uzmanlar dışında, detayları hakkında ne yazık ki çok fazla bir şey bilmediğimiz bir savaş. 1915 yılında Müttefik Kuvvetler’in Çanakkale Boğazı’nı geçmeye çalışmasıyla başlamış, Çanakkale 1. Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinden biri olmuştu. Her yıl 18 Mart’ta andığımız savaş aslında 25 Nisan 1915’te, Müttefiklerin Gelibolu yarımadasına çıkarma yapmalarıyla başladı ve 9 Ocak 1916’da, yani tam 8.5 ay sonra Müteffik Kuvetlerin kıyılarımız terk etmesiyle sona erdi. 18 Mart ise, Nusret mayın gemisinin, mayın döşeyerek boğazı geçilmez hale getirmesinin yıldönümü. Savaş sona erdiğinde geride yüzbinlerce ölü bırakmıştı. Türk ulusunun destan yazdığı, Mustafa Kemal’in efsaneleştiği Çanakkale Savaşları’nın yoğunlaştığı yerler Gelibolu yarımadasının güney kesimlerindeki Seddülbahir-Alçıtepe-Kerevizdere üçgeni ile yarımadanın Kuzey Ege sahillerini oluşturan Kabatepe-Conkbayırı-Anafartalar bölgeleridir. Üzerinden neerdeyse bir asır geçmesine rağmen savaş sırasında meydana gelen olayların etkileyiciliği aynen devam etmekte. TRUVA İLE BENZERLİKLERİBen nedense bu savaşı Truva Savaşı’na çok benzetiyorum. Bu nedenle Çanakkale Savaşları benim için biraz da II. Truva Savaşı. Aslında Truva savaşı ile aynı amacı taşıyordu. Orada tüm Yunan adalarını temsil eden uluslar vardı, Çanakkale’de ise emperyalizmi temsil eden uluslar. Akalar savaşarak giremediği Truva’ya bir hile ile girdi. Çanakkale’de ise savaşarak geçemedikleri, hezimete uğrayarak geri çekilmek zorunda kaldıkları boğazı, Osmanlı’nın yenilgiyi kabul etmesiyle güle oynaya geçtiler. Her iki savaş da Çanakkale’de gerçekleşti. ŞEHİTLİKLER ONARILIYORÇanakkale savaşlarının geçtiği bölgelerdeki bazı şehitliklerin bakımsızlığı uzun yıllardır hep dillendirilir. Ancak son yıllarda çeşitlli firmaların desteğiyle bu bakımsızlık kısmen de olsa giderilmeye çalışılıyor. Örneğin Atatürk’ün, askerlerine “Ben size taaruzu değil ölmeyi emrediyorum, biz ölünceye kadar geçen süre içinde yerimizi başkaları alabilir” dediği ve alayın tümünün şehit olduğu 57. Alay Şehitliği, 2006 yılından beri Opet’in çalışmalarıyla yeniden şekillendiriliyor. “Tarihe Saygı Projesi” adı altında başlayan çalışmalar sadece 57. Alay’la sınırlı kalmamış. Bölge köylerindeki halka gelir getirecek projelere de imza atılmış. Köy meydanları ve evler yenilenmiş, Eceabat’ta Çanakkale Savaşları’nın tüm detaylarını gösteren “Tarihe Saygı Parkı” adlı bir park yapılmış. Çanakkale savaşlarının sadece Mart ayında hatırlamanın dışında, büyük şirketlerin bu tür projeleri üstlenmesinin hem milli parkın daha düzenli olmasına, hem de bölge köylüsünün kalkınmasına destek olacağına inanıyorum. MUTLAKA REHBER ALINGelibolu Milli Parkı Gelibolu yarımadasında Çanakkale’nin Eceabat ilçesi sınırları içinde kalıyor. Toplam 33 bin hektarlık bir alanı kaplayan mili parkın içinde Çanakkale savaşlarına ait gezilecek tam 40 nokta bulunuyor. Milli parkı gezmek için başlangıç noktası Eceabat. Dolayısıyla önce Eceaabat’a ulaşmanız gerekiyor. Her noktayı iyice özümseyerek gezeyim derseniz, birkaç gününüzü burada geçirmeniz gerekir. Benim önerim, milli parkı bir rehber eşliğinde gezmeniz. Kendi başınıza sadece görür veya panolardan okuyarak öğrenirsiniz ama bir rehber eşliğinde tüm olayları adeta yeniden yaşayabilirsiniz. Mili parkın keşfine Kabatepe’deki “Çanakkale Savaşları Tanıtma Merkezi ve Müzesi”nden başlayabilirsiniz. Burada detaylı bilgi ve broşürler alabilirsiniz. Merkezin içindeki müzede ise savaş alanından derlenen malzemeler, savaşanların eşyaları, savaş sırasında kullanmılan çeşitli silahlar, mektuplar ve fotoğraflar sergileniyor. ÖLÜMÜNE ATLAYAN UÇAN TÜRKLERBu noktadan sonra sizi tarihin derinliklerinde müthiş bir yolculuk bekliyor. Kimi zaman Seyit Onbaşı olacak ve 276 kiloluk top mermisini kaldırarak namluya yerleştirecek, kimi zaman Yüzbaşı Hamdi Bey komutasındaki Mecidiye Tabyası’nın 18 Mart saldırısıyla bir çoğu şehit olan askerlerinin son anlarındaki duygularına ortak olmaya çalışacak, kimi zaman ise yurdunu işgale gelen işgalcilerin üzerine ölümüne atlayan “Uçan Türkler” olacaksınız. Kimi zaman ağlayacak, kimi zaman ise gururlanacaksınız. Şimdi burada oluşunuzu ve bağımsız bir ülkenin topraklarında özgürce dolaşmanızı, canları pahasına sağlayan isimsiz kahramanlara minnet duyacak, Hisarlık Tepe’deki anıttan savaşın geçtiği yerlere bakarken bir kuşağın yok olmasına yol açan savaşa lanet edeceksiniz.Ertuğrul Koyu’nu gezerken bastığınız toprakların, savaşın başladığı ilk gün olan 25 Nisan günü top mermileriyle delik deşik olduğunu, bu çıkarmayı engellemek isteyenlerin canlarını düşünmeden yaptıkları direnişin Osmanlı ordusuna büyük bir zaman kazandırdığını öğreneceksiniz. Alçıtepe’de 28 Nisan’da başlayan saldırı sonrasında düşmanın müthiş topçu desteğine ellerindeki sınırlı olanaklara rağmen direnen, binlerce şehit vermelerine rağmen cepheyi terk etmeyen insanların bu direnişlerindeki güce sadece hayran olmak gelecek elinizden. BİZİMKİLER NEDEN BAKIMLI DEĞİLAnzak koyunda; ülkelerinden binlerce kilometre uzakta bulunan, hiç tanımadıkları bir ülkenin topraklarına, hiç tanımadıkları bir ülkenin askerlerini öldürerek girmeye çalışan Avustralyalı askerlerin mezarlarına bakarken, onları buraya getiren nedenin ne olduğunu sorgulayıp duracaksınız. Yanıtı bulamayacaksınız belki ama bir duanızı da onlardan esirgemeyeceksiniz. Anzak Koyu’ndaki mezarlıkları bizim şehitliklerimizle karşılaştırıp üzülecek, neden bizimkiler de bu kadar bakımlı değil diyeceksiniz belki de. Tüm askerlerinin hiç düşünmeden kendini feda ettiği 57. Alay şehitliğinde onları ölüme gülerek götüren nedeni anlayacak, Conk Bayırı’nda Mustafa Kemal ve askerleri ile birlik olup düşmanı geri püskürteceksiniz. Kocaçimen Tepe’de işgalci güçlere büyük kayıplar verdiren 1. Anafartalar Savaşı’nı kazanan Mehmetçiklerden biri olacak, aradan 100 yıl geçmesine rağmen sanki savaşı henüz kazanmış gibi sevineceksiniz. ÇANAKKALE LİRİK BİR DESTANDIRAkşam üzeri Eceabata dönerken hüzün dolu yüreğiniz burada ölenler için atacak, ölüm kusan silahların sustuğu kısacık zamanlarda, memleket türküleri söyleyen Mehmetçiklerin yanık seslerini duyar gibi olacaksınız. Ben milli parkı dolaştıktan sonra Eceabat’a dönenlerin bir çoğunun dudaklarından Çanakkale Türküsü’nün gayri ihtiyari çıktığına çok tanık oldum. Çanakkale Savaşları, sıradan bir savaş değil, bir ulusun hayatta kalma mücadelesinin kazanıldığı lirik bir destandır artık. GEZİLECEK YERLER Çanakkale Savaşları Tanıtma Merkezi ve Müzesi, Seyit Onbaşı ve Rumeli Mecidiye Tabyası, Havuzlar Şehitliği, Alçıtepe, Son Ok Anıtı Sargıyeri Anıtı, Seddülbahir, Ertuğrul Koyu, Yahya Çavuş Anıtı, İlk Şehitler Anıtı, Hisarlık Tepe, Mehmetçiğe Saygı Anıtı, Hisarlık Tepe, 57. Alay Şehitliği, Conk Bayırı, Kocaçimen Tepe, Anafaratlar, Anzak Koyu, Mustafa Kemal’in karargâhı, Büyük Kemikli Burnu. Önümüzdeki haftasonu Çanakkale’ye! (26-27 Mart)istanbul’DAN...25 Mart Cuma saat 24.00’te hareket, sabah saatlerinde Eceabat’a varış. Kahvaltının ardından Gelibolu Şehitlikleri’nde sırasıyla Kilitbahir Seyit Onbaşı, Şahindere Şehitliği, Morto Koyu Çanakkale Şehitleri Abidesi, Seddülbahir Yahya Çavuş Şehitliği ve Anıtı ziyareti. Öğle yemeği molasının ve Kabatepe Müzesi Anzak Koyu- Tören Alanı, Kanlısırt Avustralya Anıtı, 57. Alay Şehitliği, Conk Bayırı, Yeni Zelanda ve Atatürk Anıtı gezileri sonrasında feribotla Çanakkale merkezdeki otele geçiş. Ertesi gün, Kazdağları’nda Hasanboğuldu, Sütuven Şelalesi, Adatepe Köyü gezileri. Tahtakuşlar Köyü’ndeki Etnografya Müzesi, Zeus Altarı, Zeyinyağı Müzesi gezileri. Assos Limanı’nda öğle yemeği molası ve Çanakkale merkezde Çimenlik Kalesi, Nusrat Mayın Gemisi ve Truva Atı hatıra fotoğrafı gezileri sonrasında istanbul’a hareket. Fiyatı 145 lira (Ulaşım, konaklama, 1 sabah kahvaltısı, 1 akşam yemeği, feribot geçiş ücretleri, çevre gezileri, rehberlik, seyahat sigort
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!