Balbay’ın ağzından bir garip sorgulama

Güncelleme Tarihi:

Balbay’ın ağzından bir garip sorgulama
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2008 00:00

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Balbay, sorgulanmasını ART televizyonunda anlattı. İşte, Balbay’ın, soruları ve yöneltilen iddiaları ’hayli garipsediğini’ anlattığı programdan önemli birkaç detay ve geniş özeti: ’Ahmet Necdet Sezer’ ismi verilmiş bir belge. Bir yurttaş geçmiş. CHP’ye girmesi istenen isimler listesi, benim suç delillerimin arasında.

Haberin Devamı

Levent Ersöz’e ’Oyun sahası’ demişim. Savcı, ’Nedir bu’ dedi. Bereket, ’Oyun sahası meclis’ demişim. Oktay Ekşi, Mesudiye’ye davet ediyor... Orada, ’Kimse haber yapmıyor Mesudiye’yi’ diye serzenişte bulunuyor. O konuşma, ’Kimsenin haberi yok’ diye girmiş. Savcı ’Kimsenin haberi yok, ne demek’ diyor.

ERGENEKON soruşturması nedeniyle dört gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Avrasya Televizyonu’nun (ART) ’Ankara Rüzgárı’ programında, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde 4 gün yaşadıklarını ve sorgusunun detaylarını anlattı. İşte, Balbay’ın yaklaşık üç saat süren programda anlattıklarının geniş özeti:

"Herkes dökülüyor, 4. gün. Biri ’Doktora gideceğim’ dedi; biri için de sedye getirdiler. Sonra doktor yanımıza geldi. Herkesin tansiyonunu ölçtüler. ’Benim ki 14/8 çıkacak’ dedim. Öyle çıktı. Ben, ’Memleketin tansiyonunu da böyle ölçüyoruz’ dedim.

Dokuz saatte 15 dk. mola

Özel bir bölümde oturuyoruz. Dışardan gelen sesleri duyuyorsun tabii; ’Balbay çıkacak- yeniden yazacak’ diye slogan atılıyor. O sırada Sinan Aygün’ün tutuklandığını duydum. 17.45’te başladı ve cumartesi sabaha karşı 03.20’de bitti, sorgulamam. Sadece 15 dakikalık kısa bir mola verelim, dediler. Elimizi yüzümüzü yıkadık. Ancak, Zekeriya Öz (Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı) sorgulamadı beni; bir ara girdi çıktı odaya ama o sorgulamadı. Yaklaşık 9 saat sürdü sorgulama.

Buradayken faturalar düşer

Bütün telefon görüşmelerimiz dinlenmiş. Yarı espri olarak Savcı, ’Bu faturaları kim ödüyor! Telefon görüşmeleriniz çok fazla’ dedi. Ben de, ’Burada kalmamın en iyisi, faturalarımızın düşecek olması’ dedim. Savcılar taraf değil. Önlerine gelen, benimle ilgili suçlamanın etrafı örük mü ona bakıyorlar? Ancak, ’Şöyle bir terör örgütü var, şu suçları işledi, şeması şuydu...’ Böyle bir şey gösterilmedi. Peki beni neden suçluyorsunuz...

Gazeteci, soruşturma kapsamında tutuklu olan Vedat Yenerer’in internet sitesi bana ’Yılın Kuvvası’ ödülü verdi. ’Bana bu ödülü neden aldınız’ diye sordu, savcı. ’Herkesten ödül alır mısınız’ diye sordu. Delillerden biri buydu... ’Hurşit Tolon’la bağlantın var mı?’ diye sordu. Birinci Ordu Komutanı’yken, makamında ziyaret ettim. Ankara temsilcisi olarak ayda 10 kez bu tür ziyaretler yaparım. Tolon, bir sivil toplum platformunun başında. Yayınlayacakları ilanla ilgili görüşmesinde, ’Balbay bize yardımcı olur?’ diyor. Beni aradı, ’Ne kadar dedi?’ Ben, ’2.5 milyar’ demiştim... ’Biraz indirin’ demiştim, gazeteye. Yani, bir sivil toplum örgütü ilanının gazetede indirimli yayınlanması suçu...

’Nedir bu oyun sahası’

Gitmiştik, Şener Paşa’nın makamına. Konuştuk, kaygılıydı adamlar. Ülkeyi konuştuk. Gidişatı konuştuk. Levent Ersöz’le de görüşmüştüm. Makam odasında kamera varmış.. İç güvenlik konuşması belki. O gizli kayıt yapılmış. Ben o kaydı bilmiyorum. Savcılığa ulaşmış o kayıt.. Sanırım Şener Paşa’nın arşivinden çıkmış. 15 yıllık Ankara Temsilcisiyim. Herkesle görüştüm. ’Bu medya teslim oldu ne yapacağız. Ortalık çok gergin’ diyor Ersöz. ’Oyun sahası’ diye bir şey geçiyor. Savcı ’Nedir bu oyun sahası’ dedi. Ben bereket, gizli çekimde bile, ’Oyun sahası meclis’ demişim.

’Darbe yapılacak bu davetiyesi’

Savcı, ’Mustafa Özbek’i nereden tanıyorsunuz?’ diye sordu; ’Türkiyem Topluluğu nedir?’ Türkiye Topluluğu kendisini kamuoyuna açıklamış, TOBB ve Türk Metal’in salonlarında toplantılar yapmış. Özbek’le üç ortak noktamız var. Ülke bütünlüğü, laik devlet, Atatürk Devrimleri. ’Mustafa Özbek’in siyasal arayışları nedir?’ diye sordu. ’Özbek, Türkiye’de bugün 200 bin üyeli bir sendikanın genel başkanı. Gidişattan kaygısı var.. Ve siyasal olarak ne yapabiliriz ona bakıyor’ dedim. ’Ama odanızda Türkiyem davetiyesi bulunmuş’ dedi. Evet! Adı üzerinde davetiye, yoksa ’Darbe yapacağız bu da davetiyesi’, değil ki bu...

Hangi güçle bir aradalar

Sonra Mehmet Haberal’ın arayışlarına geldi sıra. Gölbaşı Toplantıları’nı sordular. Haberal’ın kurduğu bir örgüt varmış. Kamuran İnan, yanılmıyorsam bu yılın Ocak ayında, ’Şu tarihte bir toplantı yapacağız, siz de gelin’ diyor. Ben de, arayışlar nedir onu da görmüş oluruz diye gittim. Davetli olmanız da yeterli onlar için. ’Sayın Balbay, bu kadar farklı kesimlerden insanları hangi güç bir araya getiriyor’ diye sordu. ’Sayın savcı, ortak kaygıda olan insanlar’ dedim. Gözaltına alınmam, örgüt üyeliği ve darbecilik. ’Bir belge daha göstereceğiz’ dediler. ’Ahmet Necdet Sezer’ ismi verilmiş bir belge. ’Neyle ilgili’ dedim; ’Sezer’in CHP’ye girişiyle ilgili’ dedi. Bir liste, en tepede Sayın Cumhurbaşkanı’nın ismi, sırasıyla iniyor, Emin Çölaşan, Mustafa Özbek, Mustafa Balbay, Mustafa Koç gibi isimler sıralanmış. ’Bu isimler CHP’ye girmedikçe CHP yükselemez’ deniliyor. CHP’ye girmesi istenen isimler listesi, suç delillerimin arasında.. Sabah 6’dan, akşam 17.00’ye kadar bekledim..

’Abi Metris’ dediler

Sinan Aygün de tutuklandığına göre, ’Tamam bize de benzer bir şey olur’ dedim. İki gazeteci serbest; Ufuk Büyükçelebi, Erol Mütercimler. Toto oynar gibi, onlar serbestse ben çıkamam belki, dedim. ’Tutuklanırsam nereye gideriz’ diye sordum. Polisler, ’Abi Metris’ dediler. ’Ne kadar kalırım’ diye sordum. ’Abi fazla kalmazsın. Orası dağıtım yeri. Tekirdağ ya da Kandıra’ya gidersin’ dediler. Ben, tahliyeye artık yüzde 20 vermeye başladım. Savcıya verdiğim ifade sırasında ben ’Ergenekon suç örgütüne üye olma zanlısı’ olarak tanımlanıyordum.

Halkı isyana teşvik etmişim

Tam metni yazmışlar; ’Ergenekon suç örgütüne üye olma zanlısı ve halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik etmek’. ’İkinci suçlamayı tekrar eder misiniz’ dedim. Silahlı isyana teşvik etmek suçlaması, çok ağırıma gitti... Yargıç şöyle bir soru sordu; ’Jandarma Teşkilatı’nın kendi iç bilgi notunda, Cumhuriyet Gazetesi’ne 100 bin YTL verilip, gazete dağıtmaları sağlanabilir diye bir not var. Nedir bu?’ Bana, ’Cumhuriyet neden az satılıyor’ diye sormuştu Levent Ersöz Paşa. Ben de ’Kışlalara aldınız da satmadık mı?’ dedim. ’Onlar nasıl satıyor’ dedi, Ben de ’Bedava dağıtıyorlar. Cumhuriyet’in gücü buna yetmez’ dedim. Demek ki onlar kendi aralarında ’100 bin YTL, olsa cumhuriyet dağıtılsa’ gibi bir şey demişler.

ABD elçisiyle yemek

Sordular, "ABD büyükelçisiyle yemek yemişsiniz" diye. Zaman, Referans, Milliyet’in Ankara Temsilcileri de var. Bunu da İbrahim Yıldız’a anlattım, o da İlhan Abi’ye anlatmış. "ABD’de hava değişikliği var, AKP ile ilgili olarak" diye. "Bu nedir, açıklayın" dedi bana savcı. İbrahim Yıldız’la görüşmelerimi sordu.. ’Hikmet burada’ diyor.. Kim bu ’Hikmet’ diye soruyor. Sorduğu Hikmet, Çetinkaya. Oktay Ekşi, beni Mesudiye’ye davet ediyor. ’Kimse haber yapmıyor, Mesudiye’yi’ diye serzenişte bulunuyor. O konuşma, ’Kimsenin haberi yok’ diye girmiş. Savcı ’Bu ne demek’ diyor... ’İkinci Yeşil’ denilen biri var. Sağ yanımda o vardı. Hüküm verilirken yan yana durduk. Mustafa Balbay gibi biri onunla yan yana. Suçsuz da olabilir. Hüküm giymedikten sonra kimseye denmemesi lazım. Ki hala ben bu suçla suçlanıyorum; halkı silah yoluyla hükümete karşı isyandan yargılanacağım.

Bilgi sızdıran, savcılar değil

Sızdırma hikayesini konuştuk savcı ve hakimle. Ben gizli belge bulundurmaktan suçlanıyorum ve benim gizli ifadem, 4 saat sonra medyaya sızıyor. Bence sızdıranlar oradaki bazı görevliler olabilir. Bu dizgede, AKP’nin görevlendirdiği bir halka var. Bu halka belgeyi alıyor ve şunu Star’a, şunu Sabah’a servis yapıyorlar. Benim ifademi alan savcı ya da hakim yapmıyor bunu... İfadeyi alan, tek hakim. ’Hepiniz dışarı çıkın. 5 dakika sonra çağrılacaksınız’ dediler. Biri demez mi, ’Abi 7,5 yılı geçmez’ diye. ’Ya, buçuğu iyi de yedisi fazla’ dedim. Tabii onlar da alışmış bu tür şeylere. Çağırdılar; ilk ’Mustafa Balbay’ dedi, iki kişi daha saydı; ’Tahliyelerine’ dedi. O an hiçbir duygum yok. Bir nefes aldım... Ben Uğur Mumcu’nun yerinde yazıyorum. Terörist olarak yargılanmak isteniyorum. Ben de dedim, Ahmet Taner Kışlalı’ya bomba, Uğur Mumcu’ya bomba.. ’Bu bana da bomba’ dedim. Mesleği yapamamam anlamında, öldürülmeyle, tutuklanma arasında fark var mı? Vuruldum; yani 4 gün vuruldum ben.

Hedef askerin tırnağını sökmek

Sorguda hissettim. TSK’yı sevmek suç mu? Bu ordu düşman ordusu mu, Yunan ordusu mu? Bana diyor ki, benim 5 bin kitabım var gazetede. Bendeki belge sayısı 10 koli. Bunların içinden şu kadarını seçtiler ve ’Mustafa Balbay’da gizli askeri belgeler de olmak üzere’.. Sanki bende bir tek o belgeler varmışa getiriyorlar. Bunlar benim suçum şimdi. Ben bu işin içinde yaşamış bir kişi olarak söylüyorum, burada hedeflerden biri, çok açık söylüyorum Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak ve TSK’da göreve gelen ve göreve gelecek olan komutanları, hepsini, deyim yerindeyse aklımdan geçen tanımı söyleyeceğim, tırnakları sökülmüş olarak masaya oturmalarını sağlamak. Bu operasyonun yarattığı durumlardan biri, TSK’yı yıpratmaktır ve şu anda bu iş usul usul başarılmaktadır..."

Bunlar beni başbakan yapar

MUSTAFA Balbay, programda, tutuklananlar arasında bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün’le ilgili de şunları söyledi: "Belki de Sinan Aygün siyasal hareket başlatacaktı.. İlgiliydi siyasete. Bir ara sorguda yan yana oturduk, mırıldanıyordu: ’Bunlar beni zorla başbakan yapacak. Bunlar beni başbakan yapacak’ diye. Zaten belli kafasında siyaset var. Ancak, Aygün’ün mirasına ATO’nun sahiplenmesi lazım.. Aygün’ün toplumsal mirasına sahip çıkmalı."

Ersöz Rusya’da ama dönecek

JANDARMA Genel Komutanlığı’ndaki makamında Mustafa Balbay’la yaptığı konuşmanın gizli kaydı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un arşivinde çıkan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, 2003 yılında Jandarma istihbarat Daire Başkanı olarak görev yapıyordu. Ersöz, Eruygur’un Jandarma Genel Komutanlığı döneminde Bilecik Jandarma Er Eğitim Komutanlığı’na atanmış ve 2005’te emekliye ayrılmıştı. 2003 yılında Urfa Jandarma Alay Komutanlığı yapan emekli Albay Erdal Sarızeybek, Ersöz’ü, yasalara aykırı olarak üçü ’yüksek gizlilik dereceli’ dokuz telefonun teknik takibinin yapılması emrini vermekle suçlamıştı. Ersöz bu iddiayı reddetmişti. Aranan Ersöz’ün, bir hafta kadar önce Rusya’ya gittiği iddia edilmiş ve yakında Türkiye’ye döneceği ileri sürülmüştü.

Tahliye yeniden doğmak gibi

MUSTAFA Balbay, program sonrasında ART’den ayrılırken gazetecilere yaptığı açıklamada, serbest bırakılmasını "Yeniden doğmak gibi bir şey. Çünkü kendimi herşeye hazırlamıştım" diye değerlendirdi. Balbay, "İddianamenin ne zaman açıklanmasını bekliyorsunuz" sorusunu da, "Yapılanlardan suç çıkaramayınca yapılacakları üretmişler; öyle anlaşılıyor. 7 Temmuz’da kimsenin haberi olmadığı 40 ilde miting yapılacak olabilir mi? Bir mitingin hazırlığı ne kadar sürer, siz tasavvur edin" diye yanıtladı ve ekledi: "Hepimiz meslektaşız. Hiçbirimizin böyle bir durumla karşı karşıya kalmamasını diliyorum."

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!