İşte DTP Kongresi'nin sonuç bildirgesindeki talep

Güncelleme Tarihi:

İşte DTP Kongresinin sonuç bildirgesindeki talep
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2007 00:24

DTP öncülüğünde Diyarbakır’da toplanan Demokratik Toplum Kongresi’nin sonuç bildirgesinde, demokratik özerklik istenirken, Türk yerine Türkiyelilik kavramı benimsendi. DTP Genel Başkan Vekili Nurettin Demirtaş’ın okuduğu bildirgede, teröristbaşı Abdullah Öcalan Kürt halk önderi olarak nitelendirilirken, “Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımını son derece belirleyici olduğu sonucuna varmıştır” denildi.

Haberin Devamı

Savcılıktan jet soruşturma             

DTP’nin 8 Kasım’da Ankara’da yapacağı olağan genel kurulu öncesinde Diyarbakır’da yaklaşık 500 kişinin katıldığı ve üç gün süren Demokratik Toplum Kongresi’nin bugün sonuç bildirgesi açıklandı. Açıklamaya, DTP Genel Başkan Vekili Nurettin Demirtaş, Batman DTP Milletvekili Ayla Akat, kapatılan DEP’in eski milletvekili Leyla Zana ile belediye başkanları katıldı. Ankara’da 8 Kasım’da yapılacak kongerede Türkiye’nin değişik toplumsal kesimlerinin katılımıyla ‘Demokratik Cumhuriyet Kongresi’ yapılması kararlaştırıldığını ifade eden DTP Genel Başkan Vekili Demirtaş okuduğu sonuç bildirgesinde, Demokratik Toplum Kongresinin, Kürt halkının temel haklarının anayasal güvence altına alındığı oranda Türkiye’nin bütünlüğü içerisinde Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için tarihsel bir fırsat yakaladığını tespit ettiğini belirtti.

Haberin Devamı

ÖCALAN HALKLA BAĞLANTI KURABİLMELİ

Demirtaş, “Kongremiz bu konuda Kürt halk iradesinin beyanı olmuştur. Kongremiz inkar, imha ve küresel sermayenin ihtiyaçlarını esas alan anayasal yaklaşımlarını reddeder. Kürt Halk önderi Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımını son derece belirleyici olduğu sonucuna varmıştır. Öcalan’ın İmralı’dan başka bir yere nakli ile sağlık sorunlarının giderilmesi için tedavi sürecinin başlatılmasının toplumsal barış için rolünü oynayabileceği şekilde halkla bağ kurabileceği bir ortam yaratılmasının, Kürt halkı kadar Türkiye demokrasisi açısından da son derece yaşamsaldır” dedi.

DEMOKRATİK ÖZERKLİK

Sonuç bildirgesinde, salt etnik ve toprak temelli özerklik anlayışı yerine, kültürel farklılıkların özgürce ifade edildiği, bölgesel ve yerel bir yapılanmayı savunur görüşen vardıklarını ifade eden Demirtaş şunları söyledi:

“Bayrak ve resmi dil tüm Türkiye ulusu için geçerli olmakla birlikte her bölge ve özerk birimin kendi renkleri ve sembolleri ile demokratik öz yönetimini oluşturmasını öngörür. Sorunların çözümünü sadece devlet sistemini değiştirmede aranmaz, toplumun öz yeterliliğini esas alır. Yeni anayasa çalışması da dikkate alınarak siyasi ve idari yapılanmada köklü bir reforma gidilmesi gerekmektedir. Bu idari modelde ademi-merkeziyetçilik işletilerek birbiriyle yoğun bir şekilde sosyo-kültürel ve ekonomik ilişki içinde bulunan illeri kapsayan ve il genel meclislerine benzer bir şekilde seçimle işbaşına gelen bölgesel bir meclis, merkezi hükümet adına dış ilişkileri, maliye ve savunma hizmetleriyle, merkezi ve bölge yönetimlerince birlikte yürütülecek, emniyet ve adalet hizmetleri hariç, eğitim, sağlık, kültür, sosyal hizmetleri tarım, denizcilik, sanayi, imar, çevre, turizm, telekomünikasyon, sosyal güvenlik, kadın, gençlik, spor gibi hizmet alanlarından sorumlu olacaktır. Bu meclislere ‘Bölge meclisi’, meclislerde görev yapacak kişilere de bölge temsilcisi denir. Bu yapı federalizm ya da etnisiteye dayalı özerkliğin ifade etmez, merkezi yönetimle iller arasında kademelendirilmiş kademeli demokratik yeni idari bir takviyedir.”

Haberin Devamı

TÜRK YERİNE TÜRKİYELİLİK

DTP Genel Başkan Vekili Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi sonuç bildirgesinde özellikle Anayasa’daki ulus kavramının etnik vurgularla değil, demokratik uluslaşmanın bir ifade olarak Türkiye ulusu ortak aidiyetiyle yeniden tanımlanmasını zorunlu görürdüğünü söyledi. Demirtaş, “Herkesi Türk olarak tanımlayan bir vatandaşlık tanımı yerine kültürel kimlikleri kabul eden ve kültürel kimliklere dayalı Türkiye ulusunun tümünü kapsayan Türkiyelilik üst kimliği çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı esas alınmalıdır. Türkiye ulusunu oluşturan farklı kimlik ve kültürler, kendi farklılıklarını anayasal güvence içerisinde koruyup, geliştirdikleri bu sistemle daha özgür bir ortama kavuşacaklardır. Yeni anasayada ‘Türkiye Cumhuriyeti anayasası, bütün kültürlerin demokratik bir şekilde varlığını ve kendini ifade etmesini kabul eder’ hükmünün yer alması Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun barışçıl çözümünde ön açıcı bir yaklaşım haline gelecektir. Kürt dili başta olmak üzere diğer diller ve kültürler önündeki engellerin kaldırılması tekçi, etnik refaranslara dayalı ‘vatandaşlık’, ‘Ulus’ kavramlarının demokratik bir tarzda yeniden tanımlanması şeklinde ifade ettiğimiz siyasi hedefler anayasa refarandumunda temel ölçütümüzdür” dedi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!