Oylamaya katılan DYP'li anlatıyor
Güncelleme Tarihi:
AKP’den seçilip DYP’ye geçen, Cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinin “genel kurula katılmama” kararına rağmen TBMM Genel Kurul salonuna giren Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, hakkında ortaya atılan tüm iddialarla ilgili “hurriyet.com.tr”nin sorularını cevaplandırdı. Oylamaya katıldığı için para aldığı, birinci sıra teklif edildiği yolundaki söylentilere isyan etti, Genel Başkan Mehmet Ağar’a ağır eleştirilerde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için oylamaya yarım saat kala DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın düzenlediği “oylamaya katılmayacağız” dediği basın toplantısında yanında bulunan Ümmet Kandoğan’ın, buna rağmen genel kurul salonuna gitmesi ve partisinin izlediği tutumu eleştiren konuşma yapması şaşkınlıkla karşılanmıştı. Ümmet Kandoğan, “hurriyet.com.tr”nin sorularını şöyle cevaplandırdı:
Saygı ÖZTÜRK
Cumhurbaşkanlığı seçimine geçilebilmesi için TBMM Genel Kurul salonunda 367 milletvekili bulunması gerektiğine ilişkin açıklamaların yapıldığı günlerde bir gazeteci bana böyle bir durumda oylamaya katılıp katılmayacağımı sordu. 7 Mart tarihli gazetede, 367 konusunu doğru bulmadığımı, bir dayatma olduğunu, eğer bu konu Türkiye’nin gündemine gelecek olursa, meclise gireceğimi söylemiştim. Eğer AKP’nin de tek başına “adayı ben belirlerim” dayatması olursa oy kullanmadan dışarıya çıkacağımı söylemiştim. Değişik gazetelerde ve televizyonlarda hep bunu söyledim.
OYLAMAYA GİRMEYECEĞİM DEMEDİM
Oylamanın yapılacağı gün genel kurula katılmayacağımı söylediğime ilişkin iddialar doğru değil. Çok iddialı olarak söylüyorum hiçbir televizyon kanalında “Ümmet Kandoğan olarak TBMM Genel Kurul salonuna girmeyeceğim” diye bir açıklamam olmadı. Son gün televizyonlarda da Anavatan Partisiyle ortak çalışmaların devam ettiğini, onların netleşmediğini belirtmiştim. Kimse “Ümmet Kandoğan girmeyeceğini” söyledi diyemez. Tam tersine ben iki aydan bu yana Genel Başkan Mehmet Ağar’a genel kurul salonuna girmemiz gerektiğini, oy vermesek bile bulunmamızın doğru olacağını söyledim. Bunu partinin organlarında da dile getirdim.
SON ANDA BİLE YALVARDIM
Genel Başkan, basın toplantısı düzenlemek için ayağa kalkarken bile kendisine “girelim” diye yalvardım. Bunun canlı tanıkları da var. Girmemekle yanlış yapılacağını, bu durumun bizi millet nezdinde zor duruma düşüreceğini söyledim. Ben basın toplantısına gitmiyordum. Ancak, genel başkanın zorlamasıyla gittim. Hatta, basın toplantısı bittiğinde bana soran gazeteciye genel kurul salonuna gireceğimi de söyledim.
TUVALET MESELESİ
Genel Başkanın “Ben Ümmet Kandoğan’ın gireceğini bilmiyordum, yanımdan tuvalete gidiyorum diye ayrıldı” gibi sözleri var. Bunlar son derece yanlış. Kesinlikle böyle bir şey olmadı. Basın toplantısından sonra ben kendi odama geçtim. Genel Başkan yardımcısı Celal Adan odama geldi. Ona da genel kurula gireceğimi söyledim. Bunu kabul etmeyeceğimi söyledim. Celal Adan da bunu genel başkana gidip söyledi. Yanlarında o anda iki de gazeteci vardı. Genel başkan odama geldi. Ona bir kez daha genel kurula gireceğimi söyledim. Girmemenin benim demokrasi anlayışıma ters olduğunu anlattım. Bunları söylerken Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun basın toplantısı daha başlamamıştı. Hatta basın toplantısını genel başkanla birlikte izledik. O arada beni ikna etmeye de çalıştılar.
MEHMET DE KATILACAKTI
Hatay milletvekili Mehmet Eraslan’la biz daha önce kendi aramızda da konuyu görüşmüştük. O da genel kurula katılmamız gerektiğini düşünüyordu. Yani ikimiz de birbirimizin genel kurul salonuna gireceğimizi biliyorduk. Bunun son görüşmesini genel başkanın basın toplantısından önce de konuştuk.
TUVALET YALANI
Ben TBMM Genel Kurul salonuna gitmek için odamdan ayrılırken yanımda Prof.Dr. Timur Gürgan vardı. Arkasından Birol Özcan geldi. Meclis bahçesine kadar beni ikna etmeye çalıştılar. Öyle iddia edildiği gibi tuvalete gidiyorum diye gitme diye bir şey söz konusu değil.
GENEL BAŞKANA YAKIŞMAZ
Genel Başkan, “ikna edemedik” dese hayhay ama böyle” tuvalet-muvalet, haberim yoktu, ben genel kurulda olduğunu televizyon ekranında gördüm” gibi açıklamalar çok çirkin ve genel başkana yakıştıramam. Beni kamuoyu nezdinde küçük düşürmeye çalışıyorlar. Olmaz böyle şey.
PARA-SIRA
Bazıları benim genel kurul salonuna girmem için para aldığımı, kimi AKP’den liste başı garantisi aldığımı söylüyor. Ben AK Partiden Doğru Yol Partisine geçtim. AKP’de 367 milletvekili varken, orada da demokratik tavrı sergileyip, bir duruş gösterip AKP’den istifa ettim. Ertesi gün Denizli merkez ilçe başkanı ve 16 belde başkanı görevlerinden istifa ettiler. 14 ilçe başkanı dilekçelerini getirip masama bıraktılar.
DYP’DEN NE ALMIŞIM
Ben 367 kişilik AK Parti grubunu terk ettim ve oyu yüzde 2 gösterilen DYP’ye girdim. Soruyorum: DYP’ye geçmem için DYP bana kaç para verdi? Bunlar çok çirkin şeyler.
AĞAR’A GİTTİM
Ben, AK Parti’den ayrıldıktan sonra Mehmet Ağar’a gidip “sizinle politika yapmak istiyorum” dedim. Bunun dışında başka bir tek cümlem olmamıştır. Ben şahsiyetli, karekterli bir politika uyguluyorum. Bugün DYP’de ben kilit bir görevdeyim. DYP’de kalsam birinci sıra adaylığım yüzde 100’dür. Genel başkan belki 100 yerde “bu partide ben dahil herkes ön seçime girecektir. Bir tek önseçime girmeyecek olan Ümmet Kandoğan’dır” demiştir. Ben DYP’de çok önemli bir konumda olacağım, Denizli’de birinci sıram garanti olacak ve AK Parti’ye gideceğim. Seçileceksem ben burada seçilirim.
BU NE ACELE
Bir iddiada bulunuyorum. DYP tabanında Ümmet kandoğan ismi tutmuştur. Şimdi beni apar-topar disiplin kuruluna sevk ettiler. Anavatan’dan da, CHP’den de genel kurul salonuna girenler oldu. Onlara partileri bir şey söylemedi. Demokrat olduğunu söyleyen Doğru Yol Partisi, salona girdi diye Ümmet Kandoğan ve Mehmet Eraslan hakkında disiplin soruşturması başlattı. Bu ne aceledir böyle… Amaçları teşkilatların direncini kırmaktır. Biliyorlar başlarına geleceğini.
AĞAR’DAN ÇOK HİZMET ETTİM
Türkiye genelinde Ümmet Kandoğan dolayı DYP’nin nerelere geldiğini herkes biliyor. Mehmet Ağar’dan daha çok hizmet ettim bu partiye. Taban bunu söylüyor. Bunların maksadı, “Ümmet’i partiden atıyoruz. Herkes yerinde otursun. Bu partinin patronu benim” demektir. Bana il başkanlarından, ilçe başkanlarından gelen sakladığım mesajlar var. Beni desteklediklerini, yaptığımın doğru olduğunu belirtiyorlar. Bingöl-Solhan belediye başkanının istifa etti.
BARAJIN ALTINA DÜŞTÜK
Bunlar bu hareketleriyle kendilerini tamamen barajın altına kilitlediler. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu saatten sonra barajın üstüne çıkmaları mümkün değil. Böyle mi olmalı DYP’nin genel başkanı? Asıl görevi meclise girmek olan, Cumhurbaşkanı seçme görevi Anayasa ile verilen milletvekili, meclise girdi diye ihraç talebiyle disipline veriyorsunuz. Bu nasıl partidir? Bir de grup kararı alınmaması gereken bir konuda grup kararı alıyorsunuz.
DYP’DEN İSTİFA ETMEDİM
Ben DYP’den istifa etmiş değilim. Partimde duruyorum ve gelişmeleri takip ediyorum. Eğer, Genel Başkanla birlikte genel kurul salonuna girmiş olsaydık,. O zaman da AK Parti bana para vermiş, liste başı vermiş olacak mıydı? Ben, beraber girmemiz için yalvardım, yakardım. Dördümüz de beraber girmiş olsaydık kimse böyle bir iddia ortaya koyabilir miydi? Girmiş olsaydık bu iddiaların hepsi havada kalmış olacaktı. Ben hiçbir istikbal endişesi içinde olmayan birisiyim. O bakımdan AK Parti’de de rahattım, burada da rahattım. En demokratik tavırları orada da sergiledim. AK Parti’nin en güçlü olduğu dönemde bile demokratik duruşumu sergiledim ve eyvallah demedim.
ASIL BİZ ALDATILDIK
Genel Başkan Mehmet Ağar, yaptığı açıklamada “ben hiç aldatan olmadım, hep aldanan oldum” diyor. Yani ben bunları söylemeyecektim ama o cümleleri gördükten sonra şimdi söylüyorum: Benden sonra DYP’ye gelen Mehmet Eraslan’ı, Reyhan Balandı’yı Mehmet Ağar’a ben götürdüm. “Partiye katılmaları halinde genel idare kuruluna alacağını” söyledi. Bu sözü benim yanımda verdi. Peki ne oldu?
NASIL GENEL BAŞKANLIK
Hani aldatan olmamıştı hep aldanan olmuştu. Niye aldattı o milletvekillerini? 7 milletvekili şöyle gitti, iki böyle gitti. Sen 7 milletvekilini idare edemiyorsun bir genel başkan olarak sonra “aldanan” oldum diyorsun. Hayır “aldanan değil, aldatansın” . Aldattığı için o milletvekilleri partiyi bırakıp gitti. Bunlar bir lidere yakışmaz. Genel başkan “olmaması gerekirdi, yanlış yaptılar, ben üzüldüm” de. Ama Brütüs’müş, aldanan olmuş, tuvalete gidiyormuş gibi sözler bir genel başkana yakışmaz.