‘Çocuk tecavüzüne idam uygulansın’
Güncelleme Tarihi:
Turaç TOP/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2006 14:48
DYP İzmir İl Başkanlığı, 17 aylık N.N.B.'de olduğu gibi benzer suçlara karışanlar için idam cezası getirilmesi isteğiyle imza kampanyası başlattı. DYP İzmir İl Başkanı Turhan Arınç, “Bu tip suçlara karışanların idam edilmesi gerekir. Bunnların yaşam hakları olduğuna inanmıyorum. İdam cezasının dışında verilen hiçbir cezanın da hiçkimseyi tatmin edeceğini düşünmüyorum” diye konuştu.
DYP İzmir İl Başkanı Turhan Arınç, yönetim kurulu üyeleri ve partilileriyle birlikte 17 aylık N.N.B. olayında yaşanan gelişmelerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Türk milletini derinden yaralayan dramı ibretle ve utançla izlediklerini dile getiren Arınç, “Faillerinin yakalanıp adalet önüne çıkarılmaları bile yüreğimizdeki acı, ızdırap ve utanç duygusunu bir nebze bile hafifletmedi. Bu acı olayın arkasından şiddetle gelen, İzmir'in çocuk pornosu seyretme arzusu içinde olması ve bu arzunun İzmir'i, Türkiye'de ve dünyada birinci sırada göstermesi, içinde korkunç bir utanç duygusunu sessizce yüreğinde hisseden binlerce İzmirli'den biri olarak, beni de söyleyecek bir söz bulamamanın derin karanlığına gömdü” dedi.
‘AB'YE GİRMEYELİM’
Açıklamasında sert tavrıyla dikkat çeken Arınç, şöyle devam etti:
“Olayın mensupları, yüreğinde zerre kadar evlat sevgisi taşımayan, hasbel kader evlat sahibi olmuş bir insan müsveddesi ana, üç adet de 1.5 yaşındaki çocuktan zevk alabilen yeryüzünde insan kılığında dolaşıp nefes alan dünya yüzeyindeki en aşağılık yaratıklar.
Bu yaratıklar, bizim vergilerimizle kurulan cezaevlerinde yiyecek, içecekler, cezalarını çektikten sonra tekrar toplum içine karışacaklar. Biz idam cezasını bunlar için mi kaldırdık? İdam cezasının dışında verilen hiçbir cezanın benim ve benim gibi düşünen hiçbir İzmirli'yi tatmin edeceğini düşünmüyorum. Avrupa Birliği'ne girmek uğruna değerlerimizden vazgeçecek ise ben şahsen Avrupa Birliği'ne girmek istemiyorum. Bu tür suçlar için idamın tekrar getirilmesi amacı ile DYP İzmir Teşkilatı olarak imza kampanyası başlatacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Yine bu kampanyamıza siyasi partilerin ve İzmir'in tüm sivil toplum kuruluşlarının da katılmalarını yürekten ve samimiyetle istiyorum.”
‘YETKİLİLER NEREDEYDİ?’
Arınç, “Anne çocuk doğduktan 2.5 ay sonra hastaneye geliyor ve çocuğu alıyor. Sosyal bir devlet bu çocuğu anneye geri vermezdi. Bakan Nimet Çubukçu, olayın üzerine gideceğine bu haberleri yapan medyayı sorumsuzlukla suçluyor. Bu suçlamayı kabul etmemiz mümkün değildir. Hükümetimizden istediğimiz bu konudaki kanunların gözden geçirilmesidir” diye konuştu. Birkaç yıldır, o bahçe aralarında vatandaşların şikayetlerine rağmen fuhuş yapılmaya devam edildiğini söyleyen Arınç şunları söyledi:
“Nerede bu ilçenin jandarma komutanı, emniyet müdürü, kaymakamı, belediye başkanı? Hiç mi haberleri olmadı? Vatandaşlar, televizyon kanallarında, ‘Defalarca yetkili mercilere şikayette bulunduk, evlerimize giremez hale geldik’ diyorlar. Bu işler buraya gelinceye kadar sizler neredeydiniz? Bu vurdumduymazlık içinde yetkili olanların hiç mi suçu yok? Emniyet ve jandarmanın haberi olmadan senelerce bir ilçede fuhuş yapılması mümkün müdür? İzmir'de yaşayan bir İzmirli olarak haykırıyorum; Bizi ve Türk milletini dünyaya rezil etmeye kimin ne hakkı var? Yetkililerden, bu olayda ihmali bulunanların adalet önüne çıkarılmalarını, utanç içinde sessizliğini koruyan İzmirliler adına talep ediyurum.”
STANDLAR KURULACAK
Kampanyayı partisinin genel merkezinin dışında il teşkilatının çalışması olarak başlattıklarını vurgulayan Arınç, “Bu kişilerin yaşam hakkı olduğuna inanmıyorum. Pazartesi gününden itibaren il ve ilçe teşkilatlarımız, bulundukları yerlerin en işlek bölgelerinde stand kurup imza toplayacak. Toplanan imzaları hükümete göndereceğiz. Yaşanan olay, İzmir için büyük bir utançtır. Ayrıca, sivil toplum örgütlerinin de bu konuda hiçbir şey yapmayıp ses çıkarmamasını da dehşetle izliyorum” dedi.
‘AB'YE GİRMEYELİM’
Açıklamasında sert tavrıyla dikkat çeken Arınç, şöyle devam etti:
“Olayın mensupları, yüreğinde zerre kadar evlat sevgisi taşımayan, hasbel kader evlat sahibi olmuş bir insan müsveddesi ana, üç adet de 1.5 yaşındaki çocuktan zevk alabilen yeryüzünde insan kılığında dolaşıp nefes alan dünya yüzeyindeki en aşağılık yaratıklar.
Bu yaratıklar, bizim vergilerimizle kurulan cezaevlerinde yiyecek, içecekler, cezalarını çektikten sonra tekrar toplum içine karışacaklar. Biz idam cezasını bunlar için mi kaldırdık? İdam cezasının dışında verilen hiçbir cezanın benim ve benim gibi düşünen hiçbir İzmirli'yi tatmin edeceğini düşünmüyorum. Avrupa Birliği'ne girmek uğruna değerlerimizden vazgeçecek ise ben şahsen Avrupa Birliği'ne girmek istemiyorum. Bu tür suçlar için idamın tekrar getirilmesi amacı ile DYP İzmir Teşkilatı olarak imza kampanyası başlatacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Yine bu kampanyamıza siyasi partilerin ve İzmir'in tüm sivil toplum kuruluşlarının da katılmalarını yürekten ve samimiyetle istiyorum.”
‘YETKİLİLER NEREDEYDİ?’
Arınç, “Anne çocuk doğduktan 2.5 ay sonra hastaneye geliyor ve çocuğu alıyor. Sosyal bir devlet bu çocuğu anneye geri vermezdi. Bakan Nimet Çubukçu, olayın üzerine gideceğine bu haberleri yapan medyayı sorumsuzlukla suçluyor. Bu suçlamayı kabul etmemiz mümkün değildir. Hükümetimizden istediğimiz bu konudaki kanunların gözden geçirilmesidir” diye konuştu. Birkaç yıldır, o bahçe aralarında vatandaşların şikayetlerine rağmen fuhuş yapılmaya devam edildiğini söyleyen Arınç şunları söyledi:
“Nerede bu ilçenin jandarma komutanı, emniyet müdürü, kaymakamı, belediye başkanı? Hiç mi haberleri olmadı? Vatandaşlar, televizyon kanallarında, ‘Defalarca yetkili mercilere şikayette bulunduk, evlerimize giremez hale geldik’ diyorlar. Bu işler buraya gelinceye kadar sizler neredeydiniz? Bu vurdumduymazlık içinde yetkili olanların hiç mi suçu yok? Emniyet ve jandarmanın haberi olmadan senelerce bir ilçede fuhuş yapılması mümkün müdür? İzmir'de yaşayan bir İzmirli olarak haykırıyorum; Bizi ve Türk milletini dünyaya rezil etmeye kimin ne hakkı var? Yetkililerden, bu olayda ihmali bulunanların adalet önüne çıkarılmalarını, utanç içinde sessizliğini koruyan İzmirliler adına talep ediyurum.”
STANDLAR KURULACAK
Kampanyayı partisinin genel merkezinin dışında il teşkilatının çalışması olarak başlattıklarını vurgulayan Arınç, “Bu kişilerin yaşam hakkı olduğuna inanmıyorum. Pazartesi gününden itibaren il ve ilçe teşkilatlarımız, bulundukları yerlerin en işlek bölgelerinde stand kurup imza toplayacak. Toplanan imzaları hükümete göndereceğiz. Yaşanan olay, İzmir için büyük bir utançtır. Ayrıca, sivil toplum örgütlerinin de bu konuda hiçbir şey yapmayıp ses çıkarmamasını da dehşetle izliyorum” dedi.