AB'den Türkiye'ye 'rehavetten çıkın' uyarısı

AB Komisyonu, Türkiye'ye ilişkin strateji ve değerlendirmelerini içeren belgelerini onaylayarak açıkladı. Komisyon, Türkiye ile ilgili yıllık İlerleme Raporu ve Türkiye için kısa ve orta vadeli hedefleri belirleyen Katılım Ortaklığı Belgesi'ni (KOB) bugünkü toplantısında onaylayarak basına dağıtırken, genişleme konusundaki genel strateji belgesi ve Balkan ülkelerine ilişkin raporlar da açıklandı.

Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında�
Türkiye'ye ilişkin İlerleme Raporu ve KOB hakkında AB'nin görüşlerini dile getirdi. Rehn, Türkiye konusunda yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin İlerleme Raporu'nda, bu ülkede köklü reformlar yapıldığına işaret edildiğini ve Kopenhag siyasi kriterlerine uyumun sürdüğünü söyledi. 
  �
Rehn, reformların pratik uygulanmasında bu yıl bir yavaşlama hissedildiğini de söyleyerek, yeni çabalar gereğinden söz etti.
  �
REFORMLAR VE UYGULAMASI EŞİT DÜZEYDE DEĞİL

AB'nin Türkiye'den kısa ve orta vadeli beklentileri bulunduğunu, bunların belgelerde belirtildiğini anlatan Olli Rehn, bir-iki yıl içinde çözüm umulan kısa vadeli beklentilere örnek verirken, işkenceye karşı sıfır hoşgörü yaklaşımının sürdürülmesi, dokunulmazlık konusu, fikir ve basın özgürlüğü unsurları, Müslüman olmayan toplulukların hakları, kadın hakları ve sendikal haklar üzerinde durdu.
  �
Olli Rehn, Türkiye'nin ekonomide kaydettiği ilerlemelerin AB Komisyonu tarafından “selamlandığını” kaydetti. Türkiye'nin son derece cesur ve önemli reformlar yaptığını belirten Rehn, ancak reformların 2005'te yavaşladığını ve reformlarla beraber uygulanın eşit düzeyde ilerlemediğini belirtti.

"DENGELİ VE TARAFSIZ DEĞERLENDİRMELER YAPTIK”
  �
İlerleme Raporu'nda dengeli ve tarafsız değerlendirmeler yaptıklarını, değişik kaynakları değerlendirdiklerini söyleyen Rehn, fikir özgürlüğü, işkenceye karşı mücadele, kadın hakları gibi konularda olumlu gelişmeler görüldüğünü, çeşitli alanlarda reform uygulamalarında bazı sorunlar bulunduğunu ifade etti.
  �
Türkiye'nin özellikle insan hakları konusunda AB değerlerine tam uyarak, ülkenin her yerinde ve her sektörde gerçek bir hukuk devleti olması beklentisini dile getiren Rehn, insan haklarına ilişkin değerlerin pazarlık konusu edilemeyeceği mesajını Türk hükümetine ve kamuoyuna verdiğini belirtti.

Türk Ceza Kanunu'nun değiştiğini, demokrasi, kadın hakları, sendikal haklar, Müslüman olmayan kesimlere haklar tanındığını belirten Rehn, ancak hala eksiklikler bulunduğunun altını çizdi.

Demeçlerinden dolayı yazar Orhan Pamuk'a dava açıldığını anımsatan Rehn, bu konuda yasa değişikliği yapılması gerektiğini dile getirdi.

KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİ

Katılım Ortaklığı Belgesi'nde Türkiye'nin kısa vadede yerine getirmesi gereken önceliklerin sıralandığını belirten Rehn, bu başlıkları şöyle açıkladı:

İşkence ve kötü muamele:
"Türkiye, işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans politikası doğrultusunda Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi çerçevesinde yapılması gerekenleri yapacaktır. AB'nin önerilerini dikkate alacaktır."

İfade ve basın özgürlüğü:
"Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi'ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tüzüklerine paralel olarak, şiddet içermeyen düşüncelerini ifade ettikleri için hapse atılanların durumu gözönünde bulundurulmalı. Orhan Pamuk da buna dahil... Bu Türkiye'de genel olarak gazetecilerin maruz kaldığı bir durum."
 
Dernekler Yasası:
"Derneklerle ilgili yeni bir yasa gerekiyor. Müslüman olmayan azınlıkların durumu önemli. Derneklerin AB standartlarında olması gerekiyor."

Kadın hakları:
"Türk Ceza Kanunu ve Medeni Kanun'un ailenin korunmasıyla ilgili hükümlerinde kadın hakları ile ilgili düzenlemeler oluşturulması gerekiyor."
 
Sendikal haklar:
"Toplu sözleşme hakkının verilmesi gibi konularda sendikal hakların AB standartlarına çekilmesi gerekiyor."

EKONOMİK PERFORMANSA ÖVGÜ

Demokratik haklar konusunda Ankara'yı uyaran Rehn, ancak ekonomik alandaki performansı dolayısıyla Türkiye'yi övdü ve ve "işleyen piyasa ekonomisi"ne vurgu yaptı.