Bozdağ'dan Nihat Doğan sorusuna yanıt

Güncelleme Tarihi:

Bozdağdan Nihat Doğan sorusuna yanıt
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2013 13:57

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, yeni Anayasa’dan Türk kelimesinin tamamen çıkarılmasının söz konusu olmadığını belirterek, “bunun aksini söyleyenler, çarpıtma peşinde” dedi. Nihat Doğan’ın Akil insanlar grubuna dahil olma isteğinin sorulması üzerine ise Bozdağ, “artık tebessüm edeceksiniz...” yanıtını verdi.

Haberin Devamı

Bozdağ, Diplomasi Muhabirleri Derneği ile bir araya geldiği sabah kahvaltısında, Akil insanlar oluşumundan, yeni Anayasa’ya, Neo-Nazi cinayetlerine ilişkin davadan, Ruhban okulunun açılmasına kadar pekçok konuda soruları yanıtladı.

 “ANAYASA’DA TÜRK SÖZCÜĞÜ OLACAK AMA...”

Yeni Anayasa’dan “Türk kelimesini çıkarmak isteyen kimse olmadığını” vurgulayan Bozdağ, “Bu bir çarpıtmadır. Anayasa’da Türk kelimesi tek bir yerde bulunmuyor.  Konuşulan şey vatandaşlık tanımıdır. Daha önce de söyledik; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı olan herkes TC vatandaşıdır” Bu anlayış, Türklüğü Anayasa’dan çıkartmak anlamına gelmez” dedi.

/images/100/0x0/55ead353f018fbb8f8991f13


300 aydının “Türk kelimesi Anayasa’dan çıkmasın” imza kampanyasına da değinen Bozdağ, “o metindekilerin hiçbirisi doğru değil. Bunu, çözüm süreci ile irtibatlandırmak son derece yanlış bir tavırdır” mesajı verdi.

 “ANAYASA KOMİSYONU İSTENEN SONUCU VERMEDİ”

Bozdağ, TBMM’de oluşturulan yeni Anayasa yazım komisyonunun kendisine tanınan süre içinde “istenen sonucu vermediğini”, komisyona yazım konusunda verilen 31 Mart’a kadar olan tarihin geçtiğini hatırlatan Bozdağ, “herhalde Meclis Başkanı bir şeyler söyleyecektir. Ucu açık bir çalışmayı tercih ederseniz,yıllarca konuşur, yeni Anayasa’yı hayata geçiremeyiz” dedi. Bozdağ, “önümüzde zaman olmadığı çok açık. Sonuç alıcı bir noktaya gelmiş değiliz. Bundan sonra tartışılacak çok önemli konular var hepsi de orada duruyor. Bu çalışmanın arzu edilen neticeyi doğurmadığını görüyoruz. Masadan kalkan biz olmayalım mantığı ile otururlarsa partiler yeni bir anayasa önerisi taslağı çıkarmak mümkün değil.” Diye konuştu. Bozdağ, AK Parti olarak, yeni Anayasa konusunda, “Bütün alternatifleri değerlendirmeye ve bütün partilerle orak çalışma yapmaya hazır olduklarını” da söyledi.
Bozdağdan Nihat Doğan sorusuna yanıt
'Akil insan' açıklaması
Türkücü Nihat Doğan''Akil İnsan komisyonunda görev almak istiyor'' iddiasına Twitter'dan yanıt verdi.
Detayı için tıklayınız


“AÇILIMLA BAŞKANLIK SİSTEMİ İRTİBATLANDIRILMAMALI”

Başkanlık sisteminin AK Parti’nin “yeni söylediği bir şey olmadığını” söyleyen Bozdağ, bunun barış süreci ile irtibatlandırılmasını eleştirdi

Haberin Devamı

“PKK’LILAR SİLAHLA ÇEKİLİRSE, GÜVENLİK GÜÇLERİ MÜDAHALE EDER”

Haberin Devamı

PKK’lıların geri çekilmeleri sırasında silahlı olmaları halinde, güvenlik güçlerinin müdahale edeceğini söyleyen Bozdağ, ”Silahlarla çıkmak söz konusu değil. Silahsız olursa güvenlik güçlerinin müdahalesi söz konusu değil” dedi.

“KAYDA KUYDA GEREK YOK. NASIL GELDİLERSE, ÖYLE GİDERLER”

Bozdağ, barış sürecinin yürütülmesi konusunda “yeni bir yasaya ihtiyaç olmadığını” da vurgulayarak, “Silahların bırakılması ile ilgili resmi bir şey yok, kayda kuyda girmeye gerek yok. Güvenlik güçlerimiz görevlerinin başındalar. Güvenlik güçlerinin “silahla ne yapıyorsun?” diye sorma ve gereken müdahaleyi yapma hakkı var. Nasıl geldilerse öyle gitsinler. Kayda kuyuda gerek yok” dedi.

“AKİL İNSANLAR, SÜRECİ YÖNETECİK KİŞİLER OLMAYACAK”

Bozdağ, ayrılıkçı terör sorununun çözümü için başlatılan süreçte ortaya çıkan “Akil insanlar” oluşumuyla ilgili de bilgi verdi. Akil insanlar grubunun “süreci yönetecek kişiler olmayacaklarını” kaydeden Bozdağ, “Bunlar, süreci yönetecek insanlar grubu değil. Konferans, panel, seminer, STK’larla işbirliği gibi etkinliklerle Türkiye’nin 7 bölgesinde çalışmalar yürütecekler” dedi.

“MUHALEFETİ BİLGİLENDİRECEĞİZ”

Bozdağ, Akil insanlar oluşumu konusunda muhalefeti de bilgilendireceklerini kaydetti.

“NİHAT DOĞAN’A TEBESSÜM EDERİZ”

Bozdağ’a, Nihat Doğan’ın Akil insanlar grubuna dahil olma isteği de soruldu. Başbakan Yardımcısı bu soru üzerine önce tebessüm etti, ardından da sadece “artık tebessüm edeceksiniz...” yanıtını verdi.

“ALMAN HAKİM TARAFSIZ DEĞİL”

Bozdağ, 17 Nisan’da Almanya’da gerçekleşecek Neo-Nazilerin işlediği cinayetlere ilişkin davayı izlemeye Türk basınının alınmamasını çok sert eleştirdi. Türk basınının duruşma salonuna alınmamasının, dava hakiminin “tarafsızlığı konusunda soru işaretleri yarattığını” kaydeden Bozdağ, “bu davada Türkler taraftır. Mağdurları ve temsilcilerini duruşma salonuna almıyorsunuz o zaman bu yargılamanın tarafsız olduğu söylenemez” diye konuştu. Bozdağ, Almanya’daki davayı TBMM İnsan Hakları Komisyonu’ndan bir heyetin de izlemek için başvurduğunu, ayrıca Berlin’deki Türkiye Büyükelçiliği’nin de benzer bir başvuruda bulunduğunu açıkladı.

“AVRUPA ÇİFTE STANDARDINI GÖSTERDİ"

Avrupa’nın da “tarafsız davranmayan” Mahkeme’ye hiçbir eleştiri getirmediğine dikkat çeken Bozdağ, şöyle konuştu; “Böyle bir dava Türkiye’de olsa, sanıklar Türk olsa ve Alman medyasından temsilciye yer vermese, ‘Türkiye’de adalet yok, hukuk yok, bağımsız yargı yok, demokrasi, insan hakları yok” diye Berlin’den, Strasburg’dan, Paris’ten açıklamalar gelirdi. Bu da Avrupa’nın çifte standardının bir göstergesi.”

“CEMEVLERİ’NE HİZMET GÖTÜRMEYE DEVRİM YASALARI ENGEL...”

Bir yerin ibadethane olup olmamasına siyasilerin karar veremeyeceğini kaydeden Bozdağ, şöyle konuştu;
“Meclislerin, kanunların “şu ibadethanedir şu değildir” diye karar vermesi doğru değildir. Başkalarının yaptığı değerlendirmeye müdahale etmemiz doğru değildir. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanun var. Bu kanun babalık, dedelik, müritlik yasak diyor. Tekke, türbe hepsi kapatılmıştır diyor. Hukuk devleti isek hukukun gereğini uygularız. Pek çok adımın atılmasını bu kanun engelliyor. Tartışalım dediğimizde “siz başkalarını serbest bırakacaksınız onun için yapıyorsunuz” diyor CHP. Kendin için istediğini niye başkası için istemiyorsun?”

Devrim yasaların “kaldırılmasını” değil, “tartışılmasını” önerdiğini kaydeden Bozdağ, “Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanun Alevi kardeşlerimizin kullandığı sıfatları yasaklıyor. Gelin bunu tartışalım, kıyamet mi kopar” diye konuştu.

“CAMİ, TÜM MÜSLÜMANLARIN ORTAK MABEDİ”

Bozdağ, tüm Müslümanların ortak mabedinin cami olduğunu da vurgulayarak, şöyle konuştu: “Zaviyeler, mevlevihaneler, dergahlar zaman içinde ihtiyaçtan dolayı ortaya çıkmış. Sema mesela, camide yapılamayınca tekkeler dergahlar zaviyeler ortaya çıkıyor ve kendi inanışları çerçevesinde yapmayı önemli gördükleri şeyleri oralarda yapıyorlar. Cemevleri sonradan literatürümüze giren bir şey. Köylerde Cemleri evlerde köyün büyük bir odasında yapıyorlar. Köyden kente göç başlayınca ve ihtiyacı karşılayan yer de olmayınca Cemevi ortaya çıkıyor. Camilerde yapılamadığından bunlar ortaya çıkmış.”

Haberin Devamı

“RUHBAN OKULU, YUNANLILARIN LOZAN’I UYGULAMASINA BAĞLI”

Bekir Bozdağ, Ruhban Okulu’nun açılmasının “sadece Atina’da cami açılmasına” değil, Yunanlıların Lozan’da Batı Trakya’ya ilişkin tüm hükümleri yerine getirmesine bağlı olduğunu söyledi. Bozdağ, ”Ruhban Okulu’nun açılması için tek şart Atina’ya cami değil” dedi.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI’NA SAHİP ÇIKTI

Bozdağ, İzmir’de yaptığı açıklamalar tepki çeken Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e de sahip çıkarak, “Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklaması çok büyük bir çarpıtma ile karşı karşıya kaldı. Baştan sona konuşma metnini okudum. İzmirliler’i ve İzmir’i övücü sözlerle bezenmiş. Metinde eleştiri de var. Ancak önce kendisini, ardından teşkilatını eleştiriyor. İzmir’deki görevlilerine tavsiyelerde bulunuyor. O konuşmadan, öyle sonuçları çıkaranları biliyoruz. Bunlar yeminli AK Parti muhalifleri” dedi.

Diyanet’in İzmir’de yaptırdığı ankete yönelik eleştirilere de yanıt veren Bozdağ, anketin 26 bölgede yaptırıldığını, İzmir’in bu bölgelerden sadece birisi olduğunu vurguladı. Bozdağ, “Diyanet anket yaptırdığında ne soracak? Ulaşımı, belediye hizmetlerini, trafiği, eğitimi mi soracak. Elbette dinle ilgili sorular soracak. Anket yaptırarak, bilimsel çalışmalarla kendi çalışmalarına rota çizdiği için Diyanet’i ayrıca tebrik etmek lazım” dedi.

ÖCALAN’IN GÖRÜNTÜLÜ MESAJI SÖZ KONUSU DEĞİL

Bozdağ, barış süreci çerçevesinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “görüntülü bir mesajının yayınlanmasının da söz konusu olamayacağını” vurguladı.

“YURTDIŞINDAKİ VATANDAŞLAR CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE OY KULLANACAK”

Bozdağ, yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarını 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, bulundukları ülkelerde oy kullanacaklarını da vurgulayarak, “2014’te sorun yaşanmayacak. Oy kullandırmayız diyen ülke yok. Sorun sadece, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde, konsolosluk dışında oy kullandırma ile ilgili, buralarda alınacak güvenlik önlemleri ile ilgili” dedi.

Haberin Devamı

“ALMAN BAKAN’A SORDUM; EŞİM HAKKINDA İHBAR GELSE NE YAPARDINIZ? ALMAN İÇİŞLERİ BAKANI NE DİYECEĞİNİ BİLEMEDİ”

Bekir Bozdağ, Almanya İçişleri Bakanı ile, bu ülkede bir kampanya çerçevesinde bastırılan afişler yüzünden yaşadığı tartışmayı da anlattı;
“Almanlar, “kayıp aranıyor” diye bir afiş bastırdılar. Üzerinde sakallı kişiler, başörtülü hanımefendiler var. Altındaki yazıda da “Artık arkadaşım Ayşe’yi tanıyamıyorum, etrafınızda böyle birileri varsa ihbarda bulunun” diye yazıyor. Alman Bakan’a bu afişlerin tüm Müslümanları potansiyel terörist adayı gibi gösteren bir yaklaşım olduğunu söyledim. Bana bu afişlerin sadece “bilgilendirme” amacı taşıdığını söyledi. Ben de, “Sayın Bakan, benim eşim de bu fotoğraflardaki gibi giyiniyor. Almanya’ya gelsek arkadaşları ile alışveriş merkezine gitseler, biri de ihbarda bulunsa ne gelecek bizim Hanımefendi’nin başına” diye sordum. Bana yanıt veremedi.”

Bozdağ, söz konusu afişlerin “iptal edilmediğini” ancak asılmalarının “ertelendiğini”, yine de Türklerin yoğun olduğu bazı bölgelere “korsan şekilde bu afişlerin asıldığını” da anlattı.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!