BDP ve DTK'dan Nevruz açıklaması

BDP EŞ Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ile DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk Nevruz ve barış süreciyle ilgili açıklamalarda bulundular. 2013 Nevruz’un sıçrama noktası olacağını ifade eden Demirtaş Şöyle konuştu:

Öcalan Nevroz’da mesaj verecek
“Türkiye’de yeni başlayan bir dönemde de halkın aktör haline dönüştüğü bir Nevroz olacaktır. Bugüne kadar yapılan en büyük kutlama olacaktır. Nevruz’da çıkan halkın mesajları ve Öcalan’ın vereceği mesaj herkes tarafından dikkatle izlenecektir. Ve beklide yeni dönemin rotasını siyasi gidişatı ve Bölge dengeleri açısından da belirleyici olacak bir nevruz yaşanacaktır. Ortaya çıkan tablo halkın kazanımıdır. Bu kadar büyük bir sorunun bu defa konuşarak çözülebileceğine dair bir yandan umut varken, bir yandan da bu kadar çok aktörlü bölgesel dengeleri sarsacak sorun hiçbir sıkıntı yaşamadan çözülebilecek mi diye halkı kaygı var. Bu umut ve kaygı beraber yürümeli. Ne tam anlamıyla büyük umutla, ne de umudu bir kenara bırakarak korkuyla yaşanmalı. Herkesin rüyası artık kan akmadan eşitçe yaşayabilmektedir. Herkesin ciddiyetle yaklaşmasını bekliyoruz. Türkiye toplumunun değişik hassasiyetleri olabilir. Sorunun kaynağı Kürtlerin haklarının gasp edilmesidir. Ve sorunun temeli Kürt haklarıdır. İçinden özgürlük ve demokrasi barındırmamak aldatmacaya yöneliktir. İçinin doldurularak ilerlemesi gerekir. Umudu büyütmek mümkündür. Halkın beklentisi ve umudunu görüyoruz. Acıyı yaşayan anaların barış istemesi bizim için talimattır. Bu süreç her türlü gerilime provokasyona açık olabilir, bizler bunu engelleyerek şeffaf biçimde bu dönemi kazasız atlatabiliriz. Kritik nokta şudur, hepimiz savaşın bitmesi için hem fikiriz. Ama hepimiz demokratik siyaset kanalları açılması konusunda da hem fikir miyiz? Hükümet bu konuda cesur olmalı”.

Müzakere koşulları yaratılmalı
Gülten Kışanak, “İlk adım atıldı. Devamının gelmesi ve müzakere koşullarının yaratılması gerekir. Nevruz’un buna katkı sunacağına inanıyorum. Nevruz’da Kürt halkının iradesi ve Öcalan’ın özgürlüğü talepleri ortaya konulacaktır”

Nevroz Yeni dönemin müjdecisi olacak
Ahmet Türk, “Nevruzu kutlamak için bir bütün olarak bu nevruzu sürecin ruhuna uygun Kürtlerin geleceğinin belirleneceği ve Sayın Öcalan’ın özgürleşmesi, Kürtlerin adil eşit yaşamı için kendi statüsünü belirleyecek bir nevruz olarak değerlendiriyoruz. Bu nevruzun bir bütün olarak halkımızla birlikte alanlarda özgürlük ve barış sesimizi haykıracak bir nevruza dönüştüreceğiz. Demokratik siyasetin daha güçlü şekilde barışa katkı sunacak bir rol oynayacak dönem olarak değerlendiriyoruz. Kürt sorunun çözümü Türkiye’nin özgürleşmesi anlamına gelmektedir. Türkiye’nin saygın bir ülke olması durumunda Ortadoğu’nun geleceğini etkileyecektir. Bu nevruzu yeni bir dönemin ve sürecin müjdecisi olarak duyurmak istiyoruz. Öcalan’ın da mesajından anlaşıldığı gibi klasik yöntemlerle değil daha geniş bir anlayış ve perspektifle sürdüreceğiz. Vereceğimiz mesajlar Kürt halkının taleplerinin gerçekleşmesi için önemli bir gün olacaktır. 42 ilimizde ve 130 Merkezde 17 Mart’tan 21 Mart’a kadar Nevruz sürecektir”.

Öcalan Türkler için bir şanstır
Aysel Tuğluk, Yeniden tarihsel bir süreci yakaladığımız dönemi yaşıyoruz. Başlatılan bu sürecin çözüme dönüşmesi için sorumla yaklaşımlarımı göstermeye devam edeceğiz. Halkımızın bir kez daha alanlara çıkıp bu sorunun diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi konusundaki kararlılığını ifade edeceği bir nevroz olacaktır. Sayın Öcalan’a özgürlük, Kürtlere statü talebinin haykıracağı bir gün olacaktır. Ya bu sorunu konuşarak, ya da yeniden bir kapışma yaşanacak ve hepimiz kaybedeceğiz. Hepimize kazandıracak şeyin demokratik çözüm olduğuna inanıyoruz. Öcalan’ın özgürlüğünün talep edildiği bir nevruz olacaktır. Kürtlerle barışmaktan söz ediliyorsa tartışmasız bir aktör olduğu açığa çıkan Sayın Öcalan’ın rolünün ve misyonunun yaratacağı koşulların oluşması gerekir. Toplumsal barış için bu gerekli ve zorunludur. Öcalan Kürtler için vazgeçilmez bir irade, Türkler için bir şanstır. Ortak çıkar üzerinden siyaset izlemektedir. Türklerin ve Kürtlerin birlikte kazanacağı demokratik sistem önermektedir. Çözüm den mi yoksa hesap kitap mı yapılıyor. İmralı’ya çözüm endeksli yaklaşım olursa gelişme şansı yüksek olacaktır. Bir takım hesap ve kitaplar üzerine yaklaşım söz konusuysa bu en başta İmralı’dan döner. Kürt haklıda aldatılacak bir halk olmaktan çıkmıştır. Devleti, yeni bir pozisyon almaya davet ediyoruz. Başbakan’ın ‘Barış ve eşitlik dememek gerekir’ sözü sürecin ruhuna zıt bir açıklamadır. Zaten var olan kaygılarımızı da artırıyor.

Uludere raporunda Koordinasyon eksikliğine bağlamak insafsızlıktır insani değildir. Rapor geri çekilmelidir. Bu katliamlarla yüzleşmeden nasıl barışı gerçekleştireceksiniz. Keşke biraz insan kalabilseydiniz bu raporu hazırlarken. Vicdan testinden geçilememiştir. Kürtleri barışa böyle ikna edemeyiz. Çaresizlikten bu süreç gelişmiyor. Kandil’de gördük. Kendine öz güveni ve gücü var. İktidar sanki diz çöktürmüş gibi bir dil kullanıyor.  Yoksa Kürtlerin alternatifi vardır. Ama doğru olan demokratik çözümü geliştirmektir. Demokrasi herkese kazandıracaktır. Zihniyet değişimine ihtiyaç olan bir süreçteyiz.