Yargıtay, ameliyat sonrası ölümden doktoru sorumlu tutmadı

Güncelleme Tarihi:

Yargıtay, ameliyat sonrası ölümden doktoru sorumlu tutmadı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2013 11:12

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir hastanın üniversite hastanesindeki ameliyatta yanlışlıkla onikiparmak bağırsağının delinmesi neticesinde ölmesinden doktoru sorumlu tutarak tazminata hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu.

Haberin Devamı

İstanbul'da bir hastanede tedavi olan A.E'ye safra kesesinde iltihap olduğu, basit ve risksiz bir ameliyatla sorunun giderilebileceği belirtildi.

Tavsiyeler üzerine bir üniversite hastanesinde ameliyat olmaya karar veren A.E'nin ameliyatı yaklaşık 3,5 saat sürdü. Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. A.K, “içerisi çamur gibiydi, safra kesesi yapışıktı, açığa geçmeyi düşündüm ama A.E'nin şansına devam dedim ve güzel bir ameliyat oldu” diyerek, hastanın yakınlarına bilgi verdi.

Ameliyatın ardından 3,5 saat kendine gelemeyen A.E'nin ağrılarının artması ve karnının şişmesi karşısında doktor A.K, “gazı var, geçecek” diyerek müdahalede bulunmadı.

A.E, durumunun ağırlaşması nedeniyle 42 saat sonra yeniden ameliyata alındı ve yine gazı olduğu söylendi. 6 gün sonra hastanın durumunun daha da ağırlaşması nedeniyle stent takıldı ve doktor A.K'nin tavsiyesiyle başka bir hastaneye nakledildi.

Bu hastanede ise ilk ameliyatta doktor hatası nedeniyle hastanın onikiparmak bağırsağının delindiği belirtildi.

Hasta A.E'nin, ameliyattan 3 ay sonra yaşamını yitirmesi üzerine oğlu O.E, hatalı ameliyattan kaynaklanan tedavi giderleri olarak 168 bin 36 lira, vefat nedeniyle
okula gidemediği için 876 lira, defin masrafları olarak 2 bin lira, destekten yoksun kalması nedeniyle 10 bin lira ve duyduğu üzüntü ve ızdırap nedeniyle 100 bin lira maddi ve manevi tazminat davası açtı.

Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin talebiyle Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi'nin gönderdiği raporda, davalı doktorun eyleminin tıp kurallarına uygun olmadığı ve hastanın tedavisinde kusurlu bulunduğu belirlendi.

Tazminat istemini kısmen kabul eden mahkeme, davalı doktorun, tedavi ve cenaze gideri olarak toplam 150 bin lira, manevi tazminat olarak 40 bin lira ödemesine hükmetti.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Kamu kurumlarının tüzel kişilik olarak, kamu görevlileri aracılığıyla kamu hizmetini sundukları belirtilen kararda, “Kamu görevlilerinin veya bunların kullandıkları araç ve gereçlerin kusur, ihmal ve hatalarından dolayı kamu hizmetinin yerine getirildiği sırada kişilerin zarar görmesi halinde meydana gelecek kusur kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Burada, kamu görevlisinin hizmetten ayrılabilen kişisel kusurundan bahsetmek kesinlikle mümkün değildir” denildi.
Kişisel kusurunun, kamu hizmetiyle ilgisi olmayan, kamu görevlisinin özel hayatı ile tamamen özel tutum ve davranışlarından kaynaklanan kusur olduğu ifade edilen kararda, kamu görevlisinin buradaki kusurunun hizmet kusurunu oluşturduğu ifade edildi.

Kararda, Anayasa'ya göre, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, rücu edilmek kaydıyla kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabileceği vurgulandı.

Dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme, ilk kararında direndi.

Direnme kararında, olayın, davalı doktorun kişisel kusuruna dayandığının açık olduğu savunuldu.

Doktorun mesleğini kurallarına uygun, gereği gibi dikkat ve özenle ifa etmediği öne sürülen kararda, doktorun meslekteki acemiliği ve yetersizliği nedeniyle ağır kusuru ile hastanın safra kesesi ameliyatında onikiparmak bağırsağının delinmesine neden olduğu ve akabinde öldüğünün Adli Tıp Kurumu raporuyla sabit olduğu vurgulandı.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun gündemine geldi. Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını bozarak, kamu hizmeti görmesi nedeniyle davanın doktora açılamayacağına hükmetti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!