Genelkurmay açıklamasına tepkiler

Güncelleme Tarihi:

Genelkurmay açıklamasına tepkiler
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2013 17:10

Balyoz davasının sanıkları ve sanık avukatları, Genelkurmay Başkanlığı'nın gerekçeli karara ilişkin yaptığı yazılı açıklama üzerine, Balyoz kararını veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tepki gösterdiler.

Haberin Devamı

Balyoz davasındaki havacı subayların avukatı Haluk Pekşen, Hürriyet'e yaptığı açıklama, "Genelkurmay açıklaması ile artık mahkemenin kararı değil, kendisi tartışma konusu haline gelmiştir" dedi.

Genelkurmay açıklamasında Balyoz, Oraj ve Suga planlarının asıllarının TSK'da bulunmadığına vurgu yapıldığını hatırlatan Pekşen, "Ben Hava Kuvvetleri'nin avukatıyım. Havacılar, Oraj adı verilen bir plan uyarınca cezalandırıldılar. Şimdi Genelkurmay bunun aslının olmadığını söylüyor. Peki mahkemede bunun dışında bir delil, tanık, bilgi var mıdır? Bu durumda, ya Genelkurmay, ya mahkeme, birisi yalan söylüyor" dedi. 
 
TEVFİK DİKER: “GENELKURMAY DELİLLERİ KABULLENDİ”
 
Emekli Hava Yarbay olan eski milletvekillerinden Tevfik Diker ise, Genelkurmay'ın açıklamasında delillere "hayır" demediğini, aksine kabullendiğini vurguladı.

Haberin Devamı

Diker'in Genelkurmay açıklaması konusundaki yorumu şöyle;
"TSK açıklamasının son bölümünde; Mahkemenin gerekçeli kararında ‘Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir'de sanık Hakan Büyük'te ele geçirilen dijitallerde bulunan taranmış belgelerin asıllarının ilgili birliklerde mevcut olduğu, Genelkurmay Başkanlığınca Mahkememize bildirilmiştir" ibaresine yer verilmiştir. Bu ibareden yola çıkılarak, dava konusu tüm delillerin asıllarının bulunduğu ve Genelkurmay Başkanlığınca Mahkemeye gönderildiği şeklinde basında yer alan iddialar asılsızdır denilmektedir.
Bu bölümde çok önemli bir ayrıntı yatmaktadır. Genelkurmay, E.Albay H.Büyük' ün delilerine hayır demiyor. Aksine kabulleniyor. TSK'nın kabullenmediği dava konusu tüm delillerin asıllarının Genelkurmay'da bulunduğu iddiasıdır. Kanaatimce bazı medya ne yazık ki mahkeme gerekçeli kararının tümünü okumadan bazı bölümleri yanlış manşete taşımıştır.
Genelkurmay bu haberler karşısında açıklama yapmak zorunda kalmıştır."
 
YARGITAY ESKİ CUMHURİYET SAVCISI GÜNDEL: "O BÖLÜMDE SIKINTI VAR"

YARGITAY eski Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, Balyoz gerekçeli kararının Genelkurmay Başkanlığı'nın yalanlamasının ardından o bölümünde sorun olduğunun ortaya çıktığını belirterek, şu açıklamayı yaptı:
"Gerekçeli kararda bu dosyaya giren belgelerle, dijital verilerin tamamı yönünden çok geniş bir değerlendirme kısmı var. Hem Mehmet Baransu tarafından getirilen bir kısmı orijinal belgeler
değerlendiriliyor. Hem Gölcük'teki aramalar değerlendiriliyor. Hem de Eskişehir'deki şahsın elindeki belgeler değerlendiriliyor. Çok önemli unsurların örtüştüğü beyan ediliyor. Bu arada Genelkurmay Başkanlığı tarafından yalanlanan bir bilgi orada yeralıyor. Elbette mahkeme yeni
bir bilirkişiye gerek duymazken, sadece Genelkurmay'ın yalanladığı bu belgelere dayanmıyor, geniş bir değerlendirmeye dayanıyor. Ama Genelkurmay Başkanlığı'nın bugünkü açıklamasından gerekçeli kararın o kısmında bir sorun olduğu ve bir yanlış anlaşılma veya yanlış değerlendirme içerdiği anlaşılıyor. Çünkü mahkeme küçük bir paragrafla da olsa dosya kapsamındaki fiili içeriklerle Genelkurmay'ın bilgilerinin örtüştüğünü ifade ediyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın bu
açıklaması da mahkemenin gerekçesi ile örtüşmüyor.

Haberin Devamı

ACABA MAHKEMEYİ NEYİ İFADE EDİYOR

Acaba mahkeme mi yanlış aktardı, farklı bir konu mu ifade ediyor.
Doğrusu kendi içinde bizim bilmemiz mümkün değil. Dışarıya yansıyan Genelkurmay Başkanlığı'nın yalanladığı bu olgu. Bu çelişkileri Yargıtay temyiz aşamasında değerlendirecektir.

DOSYANIN GELMESİ İKİ AYI BULUR

Balyoz davasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelmesi asgari iki ayı bulur. 325 kişi var. Tebligatları var. İki ayda yapılabilirse bir başarıdır. Tutuklu dosya olduğu için kamuoyu önündeki dosya olduğu için çok fazla beklemez.

BAŞSAVCILIK BEKLETMEZ

Yargıtay Başsavcılığı en kısa sürede inceler. Dosyada bir eksiklik yoksa tebliğnamesini düzenler. Temyiz incelemesini yapacak Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne gönderir. On yılın üzerinde hapis cezası alan sanıkların dosyası duruşmalı görülür. Kendileri ya da avukatları duruşma talebinde bulanabilirler.

Haberin Devamı

BANA GÖRE TEŞEBBÜS AŞAMASINDA KALDI

Bana göre bu dosyada ceza hukuku tekniği açısından başka sorunlar davar. Ben o gerekçeli karardaki teşebbüsteki icrayı hazırlık hareketlerinin planlama içinde kaldığını ve teşebbüs suçunun unsurlarının oluşmadığını düşünüyorum. Yargıtay 9. Ceza Dairesi en sağlıklı incelemeyi yapıp kararını verecektir. Yapılan değerlendirmelerin bir önemi yoktur. Artık önemli olan Yargıtay'ın değerlendirmesidir."
 
ORG. BİLGİN BALANLI
 
Balyoz Davası sanıklarından Hava Orgeneral Bilgin Balanlı ise, Mahkeme'nin gerekçeli kararı konusunda yaptığı açıklamada, "bu dava üç senede hayal ürünü bir iddiadan öteye gidememiştir" dedi.

Balanlı, yaptığı yazılı açıklamada, "tek bir somut delilin ortaya konulamadığını" söyleyerek, şu ifadeyi kullandı;
"Bu hukuk garabeti sözde davanın üç senede iddianameden bir adım öteye gidemediğinin, teki bir somut delilin ortaya konamadığının ve Balyoz darbe planının kanıtlanmak bir yana, hala sadece lime lime dökülen bir iddiadan ibaret olduğunun en açık kanıtıdır. Sahte delillerle başından ölü doğmuş bu davayı diriltecek güç değil bu özel yetkili mahkemelerde, kainatta bile mevcut değildir"
 
Mahkemenin "kendi kendini bilirkişi tayin ettiğini" ve "gerçek belgelerle sahteleri karıştırdığını" savunan Balanlı, şöyle dedi;
"Karar metninde "dijital dokümanların Genelkurmay Başkanlığı'nda imzalı asıllarının bulunduğu" şeklinde bir ibare yer almaktadır. Ancak bu ifade gerçekleri yansıtmamakla beraber, adeta bizlerin ve bu davayı takip edenlerin zekası ile alay eden, davayı yakından takip etmeyen kamuoyunun çoğunluğunu da aldatmayı amaçlayan bir ifadedir. Davayı takip edenlerin çok iyi bildiği ve bizlerin de defalarca açıkladığımız üzere ,Genelkurmay Başkanlığı tarafından varlığı teyit edildiği belirtilen belgeler, aramalarda ele geçirildiği için dava dosyasına giren ancak dava konusu olmayan ve suç unsuru içermeyen gerçek istihbarat raporları ve resmi yazışmalardan ibaret olup ,bu belgelerin sonradan üretilmiş sahte dijital belgeler ile karıştırılarak özellikle sözde Balyoz Harekat planının bir parçasıymış gibi algılanmalarına gayret gösterildiği anlaşılmaktadır."


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!