CHP’nin yaptığı provakatif girişim

Güncelleme Tarihi:

CHP’nin yaptığı provakatif girişim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2012 22:28

Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, CHP milletvekillerinin mülteci kampına girmeye çalışmalarına sert çıkarak, “Orası askeri sığınmacıların kampı. Kolaylıkla girilmemesi gereken bir kampa girmek istiyorsunuz. Bu tamamen siyasi, provokatif bir girişimdir” dedi.

Haberin Devamı

Arıç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada şunları söyledi:


CHP yanlış kampta ısrarcı oldu

“CHP’li birkaç milletvekili bir kampı ziyaret etmek istemişler. Sivillerin, kadınların, erkeklerin, çocukların kaldığı onlarca kamp varken onların hiçbirisi ziyaret etmek istemiyorlar. Askerlerin yer aldığı sadece o kampı ziyaret etmek istiyorlar. BM’nin mevzuatında da kadınların, çocukların kaldığı kamplar ile asker kişilerin kaldığı kampların statüsü ayrıdır. Askerler rütbeli rütbesiz olsun emre itaatsizlik ederek ülkelerinden ayrılırlar. Ölümden kaçarak Türkiye’ye geliyor. Bunların içerisinde General de var, Albay da var. Ailelerini, sülalelerini aşiretlerini orada bırakmış insanlardır. Bunlarla görüşülmesi, kimliklerinin tespit edilmesi halinde hem kendilerinin hem de ailelerinin zarar görmesi ihtimali vardır. Bugüne kadar askerlerin kaldığı kamplara siyasi kişiler girememişlerdir, girmemelidir. ‘Orada asker mi yetiştiriliyor?’ diyerek maalesef dikkatleri başka noktaya çekmek istiyorlar. Onlarca kamp varken niçin onlardan birisini ziyaret edip onların dinlenmesi konusunda bir çabası olmuyor.

Antep örgüt işi

Terör örgütünün bazı hedefler gözettiği, bunları açıkladığı, planları olduğu, daha çok ses getirecek, acıyı daha da büyütecek, şehir merkezlerinde ses getirecek eylemler yapabileceği konusunda değerlendirmeler yapılıyordu. Gaziantep’teki bu eylem bu niyetin gerçekleşmesi olarak düşünülebilir. Güvenlik güçleri sürekli olarak bunları takip ediyor, önlenmesine yönelik adımlar atıyor. Şaşırtıcı konuşmalar da olabilir. Başka kaynaklar kullanmak suretiyle nerede ne yapmak istediklerini bilmeye öğrenmeye çalışıyoruz. Elde edilen bilgiler, bulgular, fotoğraflarda failleri de dikkate aldığımızda bu eylemin örgütün işi olduğu ayan beyan ortaya çıkmış durumdadır.

Başkanın güzel bildirisi

Sayın meclis başkanımız bir toplantıda 11 maddelik Türkiye’de yaşayan her yuttaşımızın ‘evet ne kadar güzel’ diyebileceği bir bildiri hazırlamış. Bu bildirinin muhatabı kimlerdir? Çağrısı kime karşı yapılmıştır? Ben doğrusu buna bir muhatap bulamadım. Sayın başkan belki maksadını açıklayacaktır. Bunun muhatabı hükümet değildir. Sivil toplum kuruluşları mıdır? Sayın başkanı biz kendisini bulduğmuzda sorarız, ama sizin daha çok imkanınız var.

Sığınmacı sayısı 80 bin’i geçti

Suriye’de yaşanan son feci olaylarla Türkiye’ye sığınmak zorunda kalanların sayısı bir hayli arttı. 80 bini geçtiğini biliyorum. Yeni 2 kamp hazırlığı daha var. Türkiye insanı amaçlarla bu sığınmacıları kabul ediyor ve ihtiyaçlarını karşılıyor. Dünyadan da tebrikler, takdirler alıyoruz. Elbette Türkiye’nin yaptığı bu insani davranışı, ABD’den tutun da BM genel kurulunun da sahiplenmesi gerekir. Bizim için maliyet yüksek olmasına rağmen Türkiye daha fazlasını da yapacaktır. Suriye konusunu eleştirenlere sadece bugün gazetelerde yer alan ceset fotoğraflarını görmelerini tavsiye ederim. Açılan dere yatakları gibi toplu cesetlerin nasıl üst üste atıldığını görmelerini dilerim. Eğer biraz vicdan sahibilerse Türk hükümetinin insancıl tavrını görmelerini dilerim.

Sığınmacılardan sorun gelmiyor

80 bin kişinin sığındığı ülkeler aralarında kadın, çocuk, farklı etnik dinsel yapı nedeniyle sorun yaşayabilirler. Ama bizleri tedirgin eden herhangi bir sorun yaşanmamıştır. 1.5 yıldan bu yana sığınmacıların Türkiye’ye gelmesinden itibaren adliyeye intikal eden olay sayısı 150’yi geçmemiştir.

100 bin sınırı yok

Clinton, Türkiye’ye geldiğinde ikili görüşmeler sırasında alınabilecek önlemler sırasında neler yapılabileceği söylenmişti. Gelişmelere göre mutlaka önlemler tedbirler alınmaya devam edecektir. Dışişleri Bakanının ‘100 bin sınırdır’ gibi bir beyanı olmamıştır, ama bu önemli bir sınırdır. Bu iş insani amaçlı yapıldığına göre buna sınır koymak da mümkün değildir. Biz kimseyi diğerinden ayırmak durumunda değiliz. Ben mağdurum ölüm korkusu yaşıyorum demesi yeterlidir.

Gazetecinin görüntüsü kurgu

Kaçırılan gazetecinin hayatta olduğunu biliyoruz. Tabi onunla ilgili olarak da rejimin elinde olduğunu biliyoruz. Türkiye onun sadece bir gazeteci olarak görevini yaptığını, teslim edilmesi gerektiğini, başına geleceklerden rejimin sorumlu olacağını diplomatik kanallardan ifade ediyor. Umuyorum bu arkadaşımız ve onun gibi birkaç arkadaşımız da Türkiye’ye sağ salim geleceklerdir. O görüntüler bir kurgudur, zorla konuşturulmuştur. Elindeki metne bağlı kalması istenmiştir. Burada söyleyeceğim şeyler onun aleyhine bir durum yaratmasın diye isterseniz burada kalayım.

BDP’liler hakkında 500 dosya var

Dokunulmazlıklar kaldırılacaksa son olayları, kucaklaşmayı bahane etmeye, vesile yaratmaya gerek yok. Milletvekilleri hakkında 500’e yakın dosya var. Her bir hakkında 50-60 dosya var. Bunlar bunu her zaman yapıyorlar. Bunun suç olmadığını ifade ediyorlar. Anayasa komisyonu çalışır, meclis de böyle bir karar verirse sayın Bahçeli’nin bunu ifade etmesine böyle bir teklif vermesine gerek kalmaz. Elbette önemli bir tekliftir. Bunu ciddi buluyoruz.”

Başbakan cevap verecek

ARINÇ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Başbakan Tayyip Erdoğan’a yolladıkları mektuplara ilişkin Bakanlar Kurulu toplantısının ardından şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sayın anamuhalefet partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu mektupla Suriye konusunda bazı taleplerde bulunuyor. Bahçeli de grup başkanı sıfatıyla partiyi muhatap almak suretiyle anayasanın bir maddesindeki dokunulmazlığın yeniden tarif edilmesini grup başkanvekili marifetiyle iletiyor. Sayın başbakanımızın her iki mektup için ilgili arkadaşlara üzerinden çalışın talimatı verdi ve bir cevap da verecektir. Ama bu günün konusu değil. Aslında benim düşüncem; madem ki yeni anayasa çalışmaları var, bunu yeni anayasanın içinde yapmak bana daha bütüncül bir anlayış gibi geliyor. Dört partinin bu konuda ne teklif edeceğini hep birlikte görmemiz lazım. Anayasa değişikliğinin parçalı bir şekilde yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!