2 İran uçağına ’in’ emri

Güncelleme Tarihi:

2 İran uçağına ’in’ emri
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2006 00:00

Türkiye, İsrail’in ’Hizbullah’a roket taşıyor’ ihbarı üzerine 27 Temmuz ve 8 Ağustos’ta 2 İran uçağını Diyarbakır Havaalanı’na indirdi. Her iki olayda da uçakta yapılan kontrollerde herhangi bir silah bulunamadı. Bunun üzerine uçakların kalkışına izin verildi. İran’la Türkiye arasında diplomatik kriz çıkmaması için operasyonlar büyük bir gizlilikle gerçekleştirildi.

ÖNCEKİ gün Ankara’ya çok kritik bir bilgi ulaşıyor... Kulisler dalgalanıyor, nefesler tutuluyor. Ve bilginin gizli kalması için azami özen gösteriliyor. Konu, Türkiye üzerinden Suriye’ye giden bir İran uçağı... Uçak Türk semalarına girdikten sonra Dışişleri Bakanlığı, sivil havacılığı arıyor. Ve söz konusu İran uçağının indirilerek "yük kontrolü" yapılması isteniyor. Olay Hava Kuvvetleri Harekát Merkezi’nden de dakika dakika izleniyor.

Uçak Diyarbakır’a yaklaşırken kuleden uyarı yapılarak derhal zorunlu iniş mesajı gönderiliyor.

7 kişilik mürettebatı olan İran uçağı, 8 Ağustos’ta tam saat 12.45’te Diyarbakır Havalimanı’na "yük kontrolü" için indiriliyor. Kontroller yapıldıktan sonra uçağın geçişine izin veriliyor.

2 gün boyunca bu "çok gizli" olayın izini sürüyorum.

ROKET Mİ VAR

Konu hassas.

Çünkü iddiaya göre, İran-Suriye hattı üzerinden Lübnan’a askeri malzeme ve özellikle roket gönderiliyor.

Önceki gece bilginin doğruluk oranı artıyor. Ve saat 11.30 sıralarında bir Dışişleri yetkilisine soruyorum.

Yetkili diplomat, "Hayır yok böyle bir şey" demiyor. Ama ses tonunda bir çekingenlik var.

Diplomasinin o ince üslubuyla "kelime kaydırmaları" yapıyor. Yalanlamıyor ama detaylı bilgi de vermiyor.

"Rutin bir olay" demeye getiriyor.

Oysa o da biliyor ki, Lübnan Savaşı’nın ortasında bir İran uçağının indirilip yük kontrolü yapılmasının etkisi çok önemli.

En azından İran’ın tepkisi söz konusu olabilir.

Sanıyorum olayın gizli tutulma gayretinin ardında da iki ülke arasında bir diplomatik kriz çıkartılmaması yatıyor.

Bu da kısmen sağlanıyor.

DİYARBAKIR HAVAALANI

Ve nihayet dün, İran uçağının indirilip aranmasıyla ilgili teknik bilgiye ulaşıyorum.

Son olay 8 Ağustos’ta gerçekleşmiş.

Verilen bilgi Diyarbakır Havalimanı’nı işaret ediyor.

Öğle saatlerinde Dışişleri Bakanlığı’nın bir başka yetkilisine soruyorum.

Cevabı şu:

- Aman bu konu çok hassas. Bir şey söylemek istemiyorum.

- Ama artık duyuldu bir kere.

- Senden ricam, bu konuda üstüme gelme. Bir şey söylemem doğru olmaz.

27 TEMMUZ’DA DA

Evet daha derinlerde anlıyorum ki, 8 Ağustos’ta Diyarbakır Havalimanı’na indirilen İran uçağı tek olay değil. Daha önce de 27 Temmuz tarihinde yine bir İran uçağı, yük kontrolü amacıyla Türk havalimanına indirilmiş.

Dışarıdan gelen istihbarat ya da ihbar üzerine birkaç kez daha benzeri bir "yük kontrolü" yaşanmış.

Ama çok gizli tutuluyor.

Nedeni ise 2001 yılında benzeri bir yük kontrolü için yine İran uçağı indirilmiş ve bu defa İran’da çok ciddi sorunlar yaşanmış. İki ülke arasında kriz seviyesi yükselmiş.

İşte bu yüzden Ankara’ya ulaşan bu bilgi için devlet yetkilileri konuşmak istemiyor.

HİZBULLAH İDDİASI

Koridorlarda fısıldanmasına bile izin verilmiyor.

Aslında tarihlere bakıldığında bu olaydan kısa bir süre sonra Lübnan’da İsrail helikopterinin karadan havaya atılan füzeyle düşürüldüğü bilgisine ulaşıyorum.

Yani İsrail istihbaratı, Hizbullah’a füzelerin Tahran’dan gönderildiğine inanıyor.

Bunun için İran’dan Suriye’ye giden bütün uçaklara dikkat kesilmiş durumda.

HAVADA EŞLİK

Neredeyse Tahran-Suriye-Lübnan hattında, havada gizli bir "alarm" var.

Nitekim yine Kasım 2000’de Türk F-16’ları, Tupalov tipi bir İran uçağını "havada eşlik ederek" indirmiş.

O dönemde İran uçağının önünü F-16’lar 90 derece açıyla kestiler. Ve "zorunlu iniş" yaptırdılar.

Benzeri olaylar birkaç kez tekrarlandı. O dönemde Fazilet Partisi milletvekili olan Zeki Ergezen, İran uçağının Diyarbakır’a indirilmesinin gerekçesini Meclis kürsüsünden sordu.

DİPLOMATİK JEST

Ama bu defa İran uçağı çok farklı bir üslupla indiriliyor. F-16 eşliğinde değil, nazik bir uyarıyla Diyarbakır’a inmesi sağlanıyor.

Yani diplomatik bir jest var.

Türkiye bir taraftan komşusu Suriye ve İran’la ilişkilerini gözetiyor; diğer taraftan İsrail’in uluslararası terör konusunda işbirliği çağrılarını kurallarına uygun olarak dikkate almak durumunda.

Evet, yalnızca bu olay bile gösteriyor ki, İsrail-Lübnan/Hizbullah savaşı, Türkiye-İran ve İsrail üçgeninde Ankara’nın çok kritik bir diplomasi çizgisinde yürümek zorunda olduğunu gösteriyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!