Sistematik karalama kampanyası

Güncelleme Tarihi:

Sistematik karalama kampanyası
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2011 00:00

İstanbul’da ilki düzenlenen Değişim Liderleri Zirvesi’nin açılışında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’deki değişim hareketine ve reform mücadelesine gölge düşürülmek istendiğini belirterek, son dönemdeki basın özgürlüğü konusunda tartışmaların, gerçekdışı haber ve yorumların Türkiye aleyhine sistematik bir karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü söyledi.

Uluslararası çevrelerin Türkiye’de yaşananları doğru olarak analiz etmelerinin güç olduğunu belirten Erdoğan, özetle şunları söyledi:
- Zira gelişmiş ülke ve demokrasilerde, darbelere, vesayete çanak tutan bir medya olmadığını biliyoruz. Tamamen yargının tasarrufu altında gerçekleşen bir takım operasyonların, basın özgürlüğünün kısıtlanması olarak lanse edilmesi Türkiye’ye yapılacak en büyük haksızlıktır. Son 8 yılda basın özgürlüğü noktasında ileri standartlara kavuşmuş, yaptığımız reformlarla, attığımız cesur adımlarla, yazılamayanlar, konuşulamayanlar, tartışılamayanlar artık gündeme taşınır hale gelmiştir.

Hakkaniyetli eleştiri

- Kaldı ki şu anda cezaevinde tutuklu olarak bulunanlar 27 kişidir. Nedeni araştırıldığında şunu görürsünüz. İddia şu, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs veya bunun yanında bazı terör örgütlerine üye olmak. Terör örgütleriyle birçok ortak faaliyetler, bunun yanında birçok ifade etmekten edep duyacağım bazı konular.
- Başta Avrupa Parlamentosu olmak üzere, Türkiye üzerine çalışan, Türkiye üzerine raporlar hazırlayan, Türkiye’yi takip eden çevrelerin, meselelerin özüne hâkim olarak görüş beyan etmelerinin daha hakkaniyetli olacağı inancındayım. Elbette biz, hakkımızdaki yapıcı eleştirileri dikkate alıyor, bu eleştirilerin gereğini de samimiyetle yerine getiriyoruz.

Faturası ağır olacak

- Ortadoğu’da son dönemde yaşanan ve yüksek sesle dile getirilen değişim talebi, batıdan, kuzeyden gerekli desteği bulamamıştır. Irak’ın demokratikleştirilmesi için uluslararası toplum tarafından ortaya konan iştiyak, Ortadoğu’dan, Kuzey Afrika’dan yükselen değişim ve demokrasi taleplerinden ne yazık ki esirgenmiştir. Petrol, demokrasi ve insan hakları noktasında bir kriter asla olamaz. Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’ya baktıklarında, sadece petrol görenler, sadece piyasa görenler, çok büyük bir yanılgı içinde oldukları kadar toplumların vicdanında da telafisi zor yaralar açmakta, adalet duygusunu tahrip etmektedirler. Bunun faturası ağır olacak.

- Askeri yöntemler çözüme katkı vermiyor. Libya’ya veya bir başka ülkeye yapılacak bir NATO müdahalesi faydasız olur. Bu tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Terör küresel bir tehdide dönüştü. Teröre karşı ortak bir duruş, ortak bir tavır sergilenmesi noktasında geç kalındı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!