İstanbul için deprem tarihi

Güncelleme Tarihi:

İstanbul için deprem tarihi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2011 13:07

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, İstanbul'da 7 büyüklüğündeki bir depremin 2030'a kadar olma olasılığının yüzde 64 olduğunu açıkladı.

Haberin Devamı

KANDİLLİ'DEN DEPREM AÇIKLAMASI / WEB TV

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Türkiye ve yakın çevresinde meydana gelen depremlerle ilgili şiddet haritalarını en kısa zamanda ürettiklerini belirterek, “Üretilen olası hasar ve can kaybı haritalarını depreme ait parametrik bilgiler ile eş zamanlı olarak basına ve kamuoyuna iletmeye başladık” dedi.  

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi  ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr.  Doğan Kalafat, Türkiye ve yakın çevresinde meydana gelen depremlerle ilgili  şiddet haritalarını en kısa zamanda ürettiklerini belirterek, “Üretilen olası  hasar ve can kaybı haritalarını depreme ait parametrik bilgiler ile eş zamanlı  olarak basına ve kamuoyuna iletmeye başladık” dedi.

Türkiye ve yakın çevresinde meydana gelen depremlerde, güncel verilerin  daha hızlı ulaştırılarak can ve mal kaybının önlenmesi için yapılan çalışmaları  paylaşmak amacıyla Rasathanede düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan  Kalafat, bir deprem olduğunda P ve S dalgalarına bakıldığını anımsatarak,  depremin etkisinin, büyüklüğüne, süresine, depremin merkezinden uzaklığa, zemin  özelliklerine ve depremin odak derinliğine bağlı olduğuna dikkati çekti. 

Kalafat, Türkiye'deki depremlerin tamamının “sığ odaklı depremler”  olarak nitelendirildiğini ve bunun da etkisinin büyük olduğunu dile getirerek,  “Artık, sarsıntı haritaları dediğimiz hızlı, otomatik sarsıntı dağılımı ve  şiddet haritaları üretiyoruz” dedi.

Depremin ölçüm birimlerinin büyüklük ve şiddet olduğunu belirten Kalafat,  şiddet değerinin depremle ilgili binaların yapımı, eşyaların sabitlenmesi gibi  alınacak tedbirlerle azalacağını da ifade etti.

Şiddetin; depremin doğa, bina ve canlılar üzerindeki etkileri olduğuna  dikkati çeken Kalafat, binaların dayanıksızlığının şiddet değerini  artırabildiğini kaydetti.

Enstitünün Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı tarafından geliştirilen  “ELER” adı verilen Deprem Hasar Tahmin Programı'yla şiddet haritalarının kısa  bir zamanda üretildiğini ifade eden Kalafat, bir afete hızlı müdahalede en önemli  parametre olan şiddet dağılımının olası hasar ve can kaybının belirlenmesi, acil  kurtarma operasyonlarının hızlı bir şekilde başlatılması ve bunların başarısı  açısından hayati önem taşıdığını vurguladı.

 Kalafat, “Türkiye ve yakın çevresinde meydana gelen depremlerle ilgili  şiddet haritalarını en kısa zamanda üretiyoruz. Üretilen olası hasar ve can kaybı  haritalarını depreme ait parametrik bilgiler ile eş zamanlı olarak basına ve  kamuoyuna iletmeye başladık” diye konuştu.

Ürettikleri haritalar hakkında da bilgi veren Kalafat, 20 Ocakta  Gölcük'te meydana gelen 4.3 büyüklüğündeki depremle ilgili de şiddet haritaları  üretildiğini anlattı.

Kalafat, 17 Ağustos depreminin şiddet haritalarının anket yöntemiyle 2  ayda hazırlanabildiğini de belirterek, yeni sistemde ise bu haritaların 60  saniyede üretildiğini söyledi.
       
SORULARI YANITLADI
         
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kalafat, İngiltere merkezli  Uluslararası Deprem Tespiti Ağı Başkanı Prof. Dr. Elçin Halilov'un “2011-2015  arasında İstanbul ve İzmir'de şiddetli deprem olasılığının yüksek olduğuna”  ilişkin açıklamalarının hatırlatılıp, bu açıklamanın değerlendirilmesinin  sorulması üzerine, depremlerin önceden belirlenmesinin araştırma safhasında  olduğunu dile getirdi.

Kalafat, “Maalesef deprem olayı, kaotik bir olay. Bir depremde  gördüğünüzü diğer depremlerde göremiyorsunuz. Yapılan bu açıklamaların tamamı  hipotez olarak kalır” dedi.

Haberin Devamı

DEPREM OLASILIĞI YÜZDE 64
 
İstanbul'un deprem riskine ilişkin de Kalafat, “İstanbul'da 7  büyüklüğündeki bir depremin 2030'a kadar olma olasılığı yüzde 64. Önümüzdeki 50  yılda olma olasılığı yüzde 75, 90 yılda ise yüzde 95. Yani İstanbul'da 2090  yılına kadar büyük bir deprem olma olasılığı yüzde 95” diye konuştu.

Depremlerin önceden bilinmesine ilişkin söylemlerin hep olduğunu ve bazen  fısıltı gazeteleriyle bu söylemlerin yayıldığını kaydeden Kalafat, “İnsanlar  tedirgin oluyor. Bazen fısıltı gazetesi haberleri, sosyal ve ekonomik hayata  depremden daha çok zarar veriyor. Bizim öncelikle yapmak istediğimiz, afet  bilincini toplumda yerleştirmek ve deprem zararlarını en aza indirmek. Depreme  dayanıklı bina yapımının sağlanması ve can kayıplarını en aza indirmek çok  önemli” dedi.

Depremlerin önceden bilinmesine ilişkin bir teknolojinin olmadığını,  Japonya'nın bu konuyla ilgili çok para harcadığını da ifade eden Kalafat,  Japonların depremlerin önceden belirlenmesiyle ilgili çalışmalarını kısıtlayarak,  dayanıklı yapıların yapılması konusuna ağırlık verdiğini anlattı.

Kalafat, 5.5 büyüklüğündeki bir depremin Türkiye'de hasara yol açtığını,  bunun da yapı stokundan kaynaklandığını söyledi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü  Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral Özel de, afete hazırlanmada deprem  parametrelerinin güvenilir ve hızlı bir biçimde gerekli birimlere iletilmesinin  önemine işaret etti.

Enstitünün Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı tarafından geliştirilen ELER  yazılımı ile deprem parametreleriyle birlikte deprem bölgesine ait şiddet dağılım  haritalarının da hemen hazırlandığını belirten Özel, Enstitünün depremden hemen  sonra otomatik olarak sarsıntı, şiddet, tahmini hasar ve can kaybı haritaları  üretmeye başladığını kaydetti.

Özel, haritaların rutin olarak üretildiğini de ifade ederek, elde  ettikleri verileri basına ve kamuoyuna ulaştırmaya başladıklarını ve haritaların  faks, elektronik posta ve SMS ortamında gönderildiğini de kaydetti.

Enstitü Araştırma Görevlisi Yaver Kamer de, haritaların nasıl  oluşturulduğu hakkında bilgi vererek, haritaların 60 saniye gibi bir zamanda  üretildiğini belirtti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!