Arınç: "Otur oturduğun yerde"

Güncelleme Tarihi:

Arınç: Otur oturduğun yerde
Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2011 08:47

Çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Hatay’a gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 27 Nisan 2007'de Genelkurmay'ın internet sitesine bir açıklama konulduğunu söyledi ve ekledi: O sabah bunun cevabını verdik. Otur oturduğun yerde. Sen benim emrimde bir memursun, benim ne yapacağıma karışamazsın. O kadar...

Haberin Devamı

Dörtyol ilçesinde düzenlenen il divan toplantısında bakanlar için konulan iki deri koltuğu kaldırtarak milletvekilleri ve partililerin oturduğu plastik sandalyelere oturmayı tercih eden Arınç, Ak Partinin gücüne dikkat çekerek "Daha önceki gün  Demokrat Partinin kongresi oldu, ne hale geldiklerini görüyorsunuz. Kıratın süvarisi değişti diye bir karikatür var gazetenin birinde, ’Kıratın üstüne küçük bir kurt binmiş’ süvarinin değiştiği bu. Altı tane aday var hepsini de tanıyoruz, peki bu partinin genel başkanı nerede kardeşim. Salona bile gelmemiş" dedi.

POSTAL YALAMAKTAN BAŞKA MEZİYETİ OLMAYAN İKTİDAR GÖRDÜK

Arınç, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunun yapıldığı 27 Nisan  2007 günün akşamı bir internet sitesine Genelkurmay tarafından bir açıklama  konulduğunu ifade ederek, açıklamanın “Sakın ha Cumhurbaşkanını seçmeyin”  anlamına geldiğini söyledi.

Haberin Devamı

Arınç, şöyle devam etti:
“Bize aba altından sopa gösteriyor. Kime? Hükümete. Kime? Meclise? Kim  gösteriyor? Hiç de hakkı olmayan birisi. Hiç bir demokraside böyle bir  demokrasiyi kabul etmek mümkün değil. Ama zannettiler ki 'Ben böyle yazar ve  korkutursam, onlar teslim' olurlar. Çünkü hep öyle örneklerini gördüler. 'Hazır  ol' dendiği zaman başüstüne diyen sivil iktidar ile karşılaştı onlar. Veya da  'Bak geliyorum ha' dediği zaman zorla şapkasını bulup kaçanları karşılarında  gördüler. 'Gelirsem seni şöyle fena yaparım' dediler.
Nelerini biliriz biz; küçücük bir açıklamaya karşı, karşı beyanda bulunma  cesaretinden mahrum, elleri kolları titreyenleri biliriz. Üç gün daha iktidarda  kalmak için zilleti tercih edenleri biliriz. Milletin en çok nefret ettiği şeyi  yıllarca siyaset adına yapıp, postal yalamaktan başka hiç bir meziyeti olmayan  siyasal iktidarları gördük.”

SEN BENİM EMRİMDE MEMURSUN

Arınç, o dönemde, 70 milyonun gözünün Ak Parti üstünde olduğunu, ne  şekilde hareket edeceğini merak ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“O sabah bunun cevabını verdik. Otur oturduğun yerde. Sen benim emrimde  bir memursun, benim ne yapacağıma karışamazsın. O kadar. Bizim öğrendiğimiz  siyaset bu. Herkes işini yapacak. Herkes kendi işini güzel yapacak. Hiç kimse  kimsenin yetkisine hakkına karışmayacak. Hele hele 'Egemenlik milletindir'  dedikten sonra millete rağmen, onun istemediği hiç bir şeye cesaret etmeyecek.

Haberin Devamı

Sizler bize dua ettiniz biz de sizi mahçup etmedik. O yüzden 27 Nisan  akşamı yapılan bu suçlamaya 28 Nisan sabahında verdiğimiz cevap bize yüzde  47'leri nasip etti. Neden çünkü bu asil, kahraman, gazi ve tertemiz Anadolu'nun  hakiki sahibi olan bu millet, yiğit insanlara hep destek oldular. Onun için hala  üzerinden 40-50 yıl geçti Menderes'e rahmet diliyorlar ama onu asanlara selam  bile vermediler. Bakkaldan ekmek istediler 'Sana ekmek yok, katilsin sen'  dediler.
Kimse şimdi Salim Başol'ları hatırlamıyor, kimse Ömer Altay Egesel'lere  dilinin ucuyla bile bir teşekkür etmiyor. O üç mazlumun, o üç masumun, o üç  şehidin hatırasını 1961'den beri hala kalbinde yaşatan bu aziz millet, darbeler  döneminin bittiğini, AK Parti'nin sayesinde görüyor, 7'sinden 70'ine ona dua  ediyor.”

Haberin Devamı

BİZİ DÖVECEKSE MİLLET DÖVSÜN

Aradan 40-50 yıl geçtiğini, Menderes’e rahmet okunduğunu, ancak Menderes’i asanlara selam bile verilmediğine değinen Arınç, "Bakkaldan ekmek istedi, sana ekmek yok, sen katilsin dediler. Kimse Ömer Altay Ekeseller’e dilinin ucuyla bile bir teşekkür etmiyor. 3 mazlumun, 3 şehidin hatırasını 61’den beri hala kalbinde yaşatan bu aziz millet, darbeler döneminin bittiğini, Ak Parti’nin sayesinde görüyor, yedisinden yetmişine ona dua ediyor. Ben her zaman diyorum, bizi dövecekse millet dövsün. Başkasının tokat atmasına izin vermeyiz. Bizi getiren millettir, bizi götürecek olan da milletin ta kendisidir" diye konuştu.

REHAVETE KAPILMAYIN ÇALIŞIN

Şu andaki anketlerin Ak Parti için yüzde 47’leri gösterdiğini aktaran Arınç, "Yarın seçim olsa Ak Parti’nin oyu ne olur dendiğinde, temmuzdan daha yukarıdayız. Allahın izniyle. Bazı partiler baraj telaşında, bazıları tek başımıza bir anlam ifade etmiyoruz, 8-10 tanemiz bir araya gelsek, acaba %1 eder miyiz diye düşünüyorlar. Bazıları da yeni hazırlıklar ve tertipler içerisinde ama biz koskoca gürül gürül akan, bir nehir gibi önümüzde çağlayanlar halinde yürüyoruz. Bu başarının bir tek şartı var. Rehavete kapılmayacaksınız. Nasıl olsa kazanacağız, bizi zayıflatır. Kazanacağız, çok çalışacağız, her vatandaşa gideceğiz" açıklamasında bulundu.

BATAKLIĞI KURUTMAK KURŞUNA DİZMEKLE OLMAZ

Türkiye’de ve Kandil dağında yaklaşık beş bin militan olduğunu varsayarak dağa çıkışlar engellenmediği takdirde bunların sayılarının eksilmeyeceğini belirten Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

"10 tanesini yakalarsınız, aynı gün 10 tane dağa çıkar. Bataklığı kurutursanız sivrisinekler bir daha üremez. Bataklığı kurutmak herkesi kurşuna dizelim değildir. Öylesine siyasi, sosyal, toplumsal güvenlik tedbirleri alacaksınız ki, örgüt silahlı eylem yapamaz hale gelmeli. Çünkü nüfus var, örgütü besleyebilecek ölçüde. Sizin yanlışlarınız devam ederse bunların sayısı daha da artabilir. Her gün başlarına bombalar atalım, her gördüğünüzü kurşuna dizelim derseniz, elbette bu doğru hem de mümkün değil. Biz bir şey yapmak istiyoruz, dağa çıkışları vazgeçirelim. Dağdan inişleri de teşvik edelim. Terör örgütü bugün bu isimle devam ediyorsa yarın başka örgütler kurulacak veya başka kimlikler için mücadele edilecekse bizim şunu yapmamız lazım. Kürt kimliği ile kendisini tanımlayan kardeşimizi kucaklayacağız. Kürtler kahraman insanlardır. Maneviyatı güçlü insanlardır. Kendi kimliğine sahip çıkmak isteyenlere Anayasal haklarını vereceğiz. İnsani haklarını vereceğiz, kendi cebimizden vermiyoruz. Bunlar insanlık hakları vermemiz gerektiği için vereceğiz. Hakları olduğu için vereceğiz. Benim Kürtçe konuşmak isteyen arkadaşım evinde radyosunda televizyonunda konuşacak. Ama bir şeyi daha bilecek, Anayasamız var, anayasamızın üçüncü maddesi resmi dil Türk’çedir. Eğitimde ve resmi kurumlarda yazışmalar konuşmalar Türkçe yapılacak. Bu kötü bir şey değil çok doğru bir şey. Resmi dilin Türkçe olması bizim birbirimizi anlamamıza yol açıyor. Resmi kayıtlara bu girecek. Eğitimde ben fizik kimyayı ne Kürtçe öğretecek bir hoca bulabilirim, ne de bu dilde fizik kimya eğitimi yaptırabilirim. Bizim bir tane resmi dilimiz, bir tane eğitim dili olmalı o da güzel Türkçemiz."

TERÖR MAĞDURLARINA 4 KATRİLYON PARA DAĞITTIK

Başbakan Yardımcısı Arınç, terör mağdurlarına sahip çıktıklarını da belirterek, "1980 yılından belli bir zamana kadar terör sebebi ile benim evimi yaktılar çiftliğimi yaktılar araçlarım harap oldu diyenleri inceledikten sonra bugüne kadar 4 katrilyon para dağıttık. Köye dönüşleri teşvik ettik Güneydoğu’ya yatırım konusunda öncelikler verdik. Tarımdan ulaştırmadan sağlığa Doğu Anadolu bölgesine çok büyük destek verdik. Artık dağa çıkmak isterken ben dilimi konuşuyorum günlük hayatımda her istediğime sahibim niçin örgüt ile ben karşı karşıya kalayım diyen milyonlarca insanlar var. Örgüt eylem yapamaz hale geliyor artık silahlı eylemlerden vazgeçme noktasında. Halkımızın ne Dörtyol ne bütün Türkiye hiçbir endişesi olmasın ki terör örgütü ile müzakere eden bir hükümet değil terör örgütü ile akıllıca mücadele eden bir hükümet var" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!