SBS kalkıyor, okullara özgür saatler geliyor

Güncelleme Tarihi:

SBS kalkıyor, okullara özgür saatler geliyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2010 10:38

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Seviye Belirleme Sınavının (SBS) 6 ve 7. sınıflarda kademeli olarak kaldırıldığını, sınavın sadece 8. sınıfta gerçekleştirileceğini bildirdi. Bakan Çubukçu ayrıca okullarda bazı derslerin ders saatlerinin azaltılacağını, öğrencilerin yeteneklerini ve okula bağlılıklarını arttırmak amacıyla serbest saatlerin artacağını ifade etti.

Haberin Devamı

Yapılan çalışmalar ve hazırlanan raporlar doğrultusunda SBS'nin genel  olarak olumlu yönleri olmakla beraber olumsuz etkilerinin bulunduğunun da tespit  edildiğini kaydeden Çubukçu, şunları söyledi:

“Seviye Belirleme Sınavını 6 ve 7. sınıflarda kademeli olarak  kaldırıyoruz. Sarmal bir yapı içeren müfredat doğrultusunda SBS sadece 8. sınıfta  gerçekleştirilecek, bundan sonra ve 8. sınıf konularından sorumlu olacaklar.  2010-2011 eğitim-öğretim yılında 6. sınıfa başlayan öğrencilerimiz sınava  girmeyecekler. Bu öğrenciler 2011-2012 yılında da 7. sınıf öğrencisi olarak  sınava girmeyecekler.

Fakat bu yıl Seviye Belirleme Sınavı'nda 6. sınıfta olup eski sisteme  uygun olarak sınava giren öğrencilerimiz 7 ve 8. sınıflarda da sınava girecekler.  Bu yıl 7. sınıfta olup SBS'ye katılan öğrencilerimiz eski sisteme uygun olarak 8.  sınıfta da sınava girip bu şekilde ortaöğretim kurumlarına yerleşecekler.”

Haberin Devamı

Çubukçu, orta öğretimde gerçekleştirilecek yeniden yapılanma ile gelecek  yıllar içerisinde genel liselerin tamamının Anadolu Liselerine ve Meslek  Liselerine dönüştürüleceğini, okullar arası niteliksel farklılıkların bu şekilde  ortadan kaldırılacağını, okul çeşitliliğinin de en aza indirileceğini bildirdi.

"GERİYE DÖNÜŞ DEĞİL"

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Seviye  Belirleme Sınavının (SBS) 6. ve 7. sınıflardan kaldırılarak sadece 8. sınıfta  uygulanması kararının “geriye dönüş” olarak algılanmaması gerektiğini  bildirdi.

Ortaöğretime Geçiş Sistemi ve bundan üç yıl önce uygulamaya konulan SBS  konusunda yaptıkları yeni düzenlemelerle ilgili kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla  bu toplantıyı düzenlediklerini belirten Çubukçu, yaklaşık 15 milyon öğrenci ve  ebeveynleriyle toplumun neredeyse tümünü ilgilendiren her soruna büyük  duyarlılıkla yaklaştıklarını söyledi. En büyük zenginliği genç nüfusu olan  Türkiye'nin kalkınması ve ilerlemesinin yaygın ve kaliteli bir eğitimle mümkün  olduğuna işaret eden Çubukçu, bu çerçevede çağdaş bir eğitim için uygun şartlar  ile ortamı hazırlama yolunda yoğun bir çaba gösterdiklerini ifade etti.
Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak hem eğitimin kalitesini yükseltme hem de ortaöğretimi yeniden  yapılandırma çalışmalarının arzu edilen sonuçlar doğurabilmesi ve çocuklarımıza  bilginin yanında değer de kazandırması sınava odaklı bir sistemde mümkün  görünmemektedir. Eğitim sisteminin farklı kademelerinin çocukların  gereksinimlerini karşılayacak ve onlara yaşam becerileri kazandıracak şekilde  yeniden yapılandırılması için sınavların sistem üzerinde yarattığı baskının  ortadan kaldırılması şarttır.

Hepimizin bildiği gibi uygulanan üç sınavlı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş  Sisteminin okul dışı kaynaklara yönelimi artırdığına, okulun eğitim sistemindeki  merkeziliğini kaybetmesine yol açtığına ve çocukların sosyo-psikolojik  gelişimlerini olumsuz yönde etkilediğine yönelik kamuoyunda geniş bir uzlaşı  bulunmaktadır.”

Katıldığı tüm toplantılarda eğitimcilerin, sivil toplum kuruluşlarının,  medyanın, öğretmen, öğrenci ve velilerin SBS'nin 11-14 yaş aralığındaki çocukları  olumsuz etkilediği konusunda fikir birliği içinde olduklarını gördüğünü  vurgulayan Çubukçu, bunun yanı sıra Bakanlığa ve kendisine konuyla ilgili sayısız  mektup geldiğini anlattı. Çubukçu, bunun, sistemi gözden geçirmeye, olumlu ve  olumsuz yönleriyle SBS'nin eğitim sistemi içindeki yerini tespit etmeye yönelik  Bakanlıkça başlatılan çalışmaları pekiştiren bir husus olduğunu belirtti.

Araştırmaların uzun vadeye yayıldığını ve yaklaşık bir yıldır bu konu  üzerinde çalışıldığını ifade eden Çubukçu, başta Bakanlık bürokratları olmak  üzere tüm paydaşlarla konunun değerlendirildiğini ve görüş alındığını söyledi.

Yapılan bütün bu çalışmalar sonucunda ve hazırlanan raporlar  doğrultusunda Seviye Belirleme Sınavının genel olarak öğrenci, veli, öğretmen ve  okul sistemi üzerinde olumlu yönleri olmakla beraber olumsuz etkilerinin de  bulunduğunun tespit edildiğini kaydeden Çubukçu, araştırmaları akademisyenlerden  oluşan bilimsel bir heyet ve Bakanlığın üst düzey bürokratlarının katılımıyla tüm  paydaşlara ulaşarak gerçekleştirdiklerini anlattı.

Çubukçu, “Bakanlığımızca, akademisyenler ve sivil toplum örgütlerince  yapılan bilimsel araştırmalar ve raporlar doğrultusunda genel olarak öğrenci,  veli, öğretmen, okul ve eğitim sistemi üzerinde olumlu etkileri olmakla birlikte  olumsuz etkilerinin de olduğu tespit edilmiştir. Bunların en önemlilerinden biri  ise çocuklarımızın sınav odaklı yaşamaktan sosyal etkinliklere vakit  ayıramamalarıdır” diye konuştu.

Haberin Devamı

“AŞIRI STRES VE KAYGIDAN UZAKLAŞACAKLAR”

Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, bu veriler ışığında getirilen yeni  düzenlemeyi şöyle anlattı:
“Seviye Belirleme Sınavını 6. ve 7. sınıflarda kademeli olarak  kaldırıyoruz. Sarmal bir yapı içeren müfredat doğrultusunda SBS sadece 8. sınıfta  yapılacak ve 8. sınıf konulardan sorumlu olacaklar. 2010-2011 eğitim-öğretim  yılında 6. sınıfa başlayan öğrencilerimiz sınava girmeyecekler. Bu öğrenciler  2011-2012 yılında da 7. sınıf öğrencisi olarak yine sınava girmeyecekler.

Fakat bu yıl Seviye Belirleme Sınavında 6. sınıfta olup eski sisteme  uygun olarak sınava giren öğrencilerimiz 7. ve 8. sınıflarda da sınava  girecekler. Bu yıl 7. sınıfta olup SBS'ye katılan öğrencilerimiz önümüzdeki yıl  yine eski sisteme uygun olarak 8. sınıfta da sınava girip bu şekilde ortaöğretim  kurumlarına yerleşecekler.

Böylelikle öğrencilerimizi sınavdan değil ama sınav odaklı bir sistemden,  aşırı stres ve kaygıdan uzaklaştırmış olacağımızı ümit ediyorum. Velilerimizin  sırtındaki büyük ekonomik yükü kaldırmayı da hedefliyoruz. Bu karar sadece SBS  ile ilgili düzenlemeyi değil aynı zamanda Bakanlığımızın eğitim politikaları  doğrultusunda ortaöğretimin yeniden yapılandırılması çalışmalarını destekleyici  yönde olmuştur. Dolayısıyla SBS'de yapmış olduğumuz bu düzenleme bir geriye dönüş  olarak algılanmamalıdır.

Yaklaşık 8 yıl önce hükümet olduğumuzda eğitim en önemli konu olarak,  Sayın Başbakanımızın da ifadesiyle 'Türkiye'nin en önemli problemlerinden birisi'  olarak ele alınmış ve eğitime ayrılan bütçe, Türkiye bütçesinin en büyüğü olarak  bu konuya verilen önemin altı çizilmiştir. Yaklaşık 8 yıldır Türkiye'de çok uzun  yıllardır, onlarca yıllardır eğitimde ihmal edilmiş olan fiziki ve teknolojik  altyapı gibi çalışmalara hız verilmiştir.

Arzu edilen odur ki tüm ortaöğretim kurumlarımızın fırsat eşitliği  sağlayacak şekilde, akademik başarıları yüksek olan okullar haline dönüştürmek.  Bunları yapabilmek için her şeyden önce fiziki altyapıları yeterli okullara  ihtiyacımız vardı. Bugün derslik başına düşen öğrenci sayısı 50-60'lı sayılardan,  yaklaştığımız noktada, en geç 5 yıl içerisinde Türkiye'de eğitim ve öğretim  sistemimiz içerisinde batının standartlarını yakalamış olacağız.”

Eğitimin uzun bir süreç olduğuna işaret eden Çubukçu, dolayısıyla sınav  sistemi üzerinde değerlendirmeler yaparken ortaöğretim sistemindeki yeniden  yapılanmayı göz önünde bulundurduklarını kaydetti. Sınav sisteminin toplumda  yarattığı baskıyı dile getiren Çubukçu, velilerin birbirlerine SBS'den  çocuklarının kaç puan aldığını sorduğunu aktardı. Bakan Çubukçu, sınavlardaki  başarının hayat başarısı gibi algılanmasından rahatsızlık duyduğunu ve bunun  ortadan kaldırılması gerektiğine inandığını söyledi.

Haberin Devamı

“SINAVLARA DUYULAN İHTİYAÇ MİNİMUMA İNECEK”

Sınavlardaki başarının hayatta başarılı olma anlamına geldiği yönünde  toplumda oluşan yanlış algının ortadan kaldırılması ve okullar arası kalite  farkının giderilmesine yönelik çalışmalara Bakanlıkça hazırlanan “2010-2014  Stratejik Planı”nda yer verildiğini ifade eden Çubukçu, öğrencilerin kişisel  gelişimini ve sosyal katılımını öncelikli kılan, genel ortaöğretim ile mesleki  ortaöğretim arasında yatay ve dikey geçişleri sağlayan daha esnek bir yapıya  gereksinim duyulduğunu vurguladı.

Ortaöğretimde gerçekleştirilecek yeniden yapılanmayla önümüzdeki yıllarda  genel liselerin Anadolu liseleri ile meslek liselerine dönüşeceğini belirten  Çubukçu, böylece okullar arası niteliksel farklarla birlikte okul çeşitliliğinin  en aza indirileceğini kaydetti. Çubukçu, böylece sınavlara duyulan ihtiyacın da  minimuma ineceğini söyledi.

Kaliteli bir eğitimin tüm çocukların hakkı olduğunu ve Bakanlığın da  onlara en iyi fırsatları sunmakla sorumlu bulunduğunu dile getiren Çubukçu, bu  kapsamda gelecek Kasım ayında yapılacak 18. Milli Eğitim Şurası'nın gündeminin  “Ortaöğretimin Güçlendirilmesi ve Ortaöğretime Erişimin Sağlanması” olarak  belirlendiğini kaydetti.

Haberin Devamı

“BAYRAM HEDİYESİ”

6 ve 7. sınıflarda SBS'yi aşamalı olarak kaldırdıklarını ve gelecek  eğitim-öğretim yılında 6. sınıfa başlayacak öğrenciler için SBS yapılmayacağını,  yeni düzenlemenin kademeli olarak uygulamaya konulacağını yineleyen Çubukçu,  şöyle konuştu:
“Böylelikle 6. ve 7. sınıflarda okul başarısına göre yapılacak bir  değerlendirme ön plana çıkmış olacaktır. Bu kararın eğitimde kaliteyi artırma  yolundaki çabamıza önemli bir katkı sağlayacağını, her şeyden önemlisi  çocuklarımızı mutlu kılacağını umuyoruz. Hedefimiz her çocuğumuzun kaygıdan ve  stresten uzak, mutlu bir okul ortamında eğitim alması ve hayallerini  gerçekleştirmesidir.

Geçtiğimiz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda çocuklarımız  benden bayram hediyesi olarak SBS'nin kaldırılmasını istemişlerdi. Anıtkabir'deki  törenlerde de çocuklarımız bunu istemişlerdi. Çalışmalarımız sonucunda yapmış  olduğumuz bu yeni düzenlemenin çocuklarımızın gelişimine ve eğitimlerine olumlu  bir katkı sağlayacağı ümidiyle eğitim sistemimize ve ülkemize hayırlı olmasını  diliyorum.”

Haberin Devamı

BAZI DERSLERİN SAATİ AZALTILACAK

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, bugüne  kadar SBS'ye giren öğrencilerin hiçbir hak kaybı olmayacağını bildirdi.

Çubukçu, gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren ders çizelgeleri ile  ders saatlerinin yeni sisteme odaklı olarak belirleneceğini ifade ederek, bu  çerçevede bazı derslerin saatlerinin azaltılacağını kaydetti.

Yeni sistemin öğrencilerin dershanelere yönelmesini etkileyip  etkilemeyeceği konusunda Çubukçu, yeni sistemin amacının “okulu merkeze alan ve  okulun rolünü güçlendiren bir sistem olacağını” ifade etti. Çubukçu, “okul dışı  kaynaklara” yönelmesi halinde çocukların okullarda aldıkları eğitime güven  duymaları ve bu eğitimle geleceğe hazırlanmaları konusunda bir endişe  yaratılacağını vurguladı. Çubukçu, “SBS'nin sadece 6. ve 7. sınıflarda  uygulanmıyor olmasının dahi ben aileler açısından önemli olacağını düşünüyorum.  Çünkü göreli olarak 4. ve 5. sınıflarda da aileler çocuklarını okul dışı  kaynaklara yönlendiriyorlar. Dolayısıyla biz çocuklarımızı okulu merkeze alan bir  sistem içinde eğitmeyi hedefliyoruz” dedi.

Toplumda, “Çok sık sistem değişiyor. Çocuklarımız bu sisteme uygun bir  şekilde eğitilemiyorlar. Daha üç yıl önce bu sisteme geçilmişti, şimdi yeniden  eskiye dönüş mü?” yönünde eleştiriler yapıldığını kaydeden Çubukçu, sözlerini  şöyle sürdürdü:
“Bu, OKS'ye bir dönüş olarak kesinlikle algılanmamalı çünkü SBS'de  çocuklarımızın başarılarını aynı zamanda ölçme ve değerlendirme amaçlı yaptığımız  için bu sınav sistemi 8. sınıflarda uygulanmaya devam edecek.

Eğitim çok canlı bir süreç. Dünyada da bu böyle. 'Çok sıklıkla değişiyor'  eleştirisine ben, hızla değişen bir dünyada, bu açıdan baktığımızda eğitimimizi  çok dinamik bir şekilde, sürekli sorgulayan bir yönetim anlayışıyla yönetmek  zorundayız. Gerçekten 2 yıl önce Avrupa'da bir ülkede getirilen bir sistem 2 yıl  sonra uygulama örneklerine bakılarak yeniden değerlendirilerek ortadan  kaldırılıyor. Bu bir kaldırma değil. Bir değerlendirme ve değerlendirme  sonuçlarına göre hareket etme. Çünkü eğer biz bir sistemde hatalı yönleri  gördüğümüz halde bunu sürdürme konusunda ısrarlı olursak aslında bu ısrar  bizlere, çocuklarımıza, eğitim sistemimize çok şey kaybettirir. Bu süreçler çok  hızlı değişiyor. Dünya çok hızlı değişiyor, eğitim sistemimiz de çok hızlı  değişiyor. Biz bir yeniden değerlendirme üzerine bu çalışmayı yapıyoruz. Bu  OKS'ye dönüş olarak algılanmamalı.

Açıkçası getirdiğimiz sistemin dershanelere yönelimi minimuma  indireceğini düşünüyorum. Bizim bu inancımızı velilerimiz de paylaşır ve bu  doğrultuda olumlu gelişmeler olur diye düşünüyorum. Zaten liselerimizin tamamının  Anadolu liselerine dönüştürülmesinden sonra ortaöğretime herhangi bir şekilde  sınav sistemiyle geçiş olmayacak, okul başarı sistemiyle geçiş olacak. Önümüzdeki  yıllarda bunun gerçekleştirilmesi yönündeki tüm stratejik planlarımızı,  bütçemizi, hedeflerimizi koyduk, bunu gerçekleştireceğiz.”

Tüm liselerin Anadolu lisesi ve meslek lisesine dönüştürülmesinin 4 yıl  içinde tamamlanmasının hedeflendiğini belirten Çubukçu, bunun için daha fazla bir  bütçeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Çubukçu, liselerin Anadolu liselerine  dönüştürülmesinin ortaöğretim kurumları arasındaki kalite farkını ortadan  kaldıracağını ve fırsat eşitliğini sağlayacağını ifade etti.

“HAK KAYBI OLMAYACAK”

Soru üzerine, daha önce sınava giren öğrencilerin hiçbir hak kaybı  olmayacağını vurgulayan Çubukçu, “Daha önceki sisteme göre başlamış öğrenciler,  yani bu yıl 6. sınıfta sınava girmiş öğrenciler 7. sınıfta da girecekler.  Önümüzdeki yıl 7. ve 8. sınıflara yapacağız. Bu yıl 6. sınıfa başlayacak çocuklar  SBS'ye girmeyecekler. Sınava girenlerin hiçbir şekilde hak kaybı olmayacak”  dedi.
SBS'ye girmenin mecbur olmadığını, bu konuda herhangi bir zorlama  bulunmadığını söyleyen Çubukçu, şunları kaydetti:
“6. ve 7. sınıflardaki okul başarı puanları 8. sınıfta da etkileyecek.  SBS'de öğrencilerimizin okulda öğrendiklerinin dışında bir sistemle soru  sorulmadı. Biz tamamen müfredatta ve okulda öğrendikleri bilgilerle ölçeceğiz.  Dolayısıyla okul dışı kaynağa yönelimi gerekli kılmayan bir sistem. Tabii ki  okulda öğrencilerimizin elde ettiği başarıların ölçü olarak alınmaması okulun  dışında bir sistemi yerine paralel olarak geliştirir. Dolayısıyla yüzde 30 okul  başarısı, yüzde 70 de sınavdan elde ettikleri başarılar etkileyecek.”

“EĞİTİMLERİNİ BU SİSTEME GÖRE PLANLADILAR”

“Şimdiye kadar sınava giren çocuklara bir mesajınız olacak mı?” sorusu  üzerine Çubukçu, “Biz aslında kendi aramızda da çok tartıştık, 7. sınıflarda da  bu yıl sınav yapıp yapmama konusunda ama bu yıl 6. sınıfta sınava giren  öğrenciler üç yıllık eğitimlerini bu sisteme göre planladılar ve bu planlamanın  ve hesaplamaların, diğer meselelerin daha az sorun olacağını düşündük” diye  konuştu.

“Çocukların okuldaki ve sınavlardaki başarılarının hayattaki  başarılarına endekslenerek onların stres altında tutulmasına gönlünün razı  olmadığını” dile getiren Çubukçu, üç aşamalı olan SBS'nin “çok içe dönük,  çocukları fazla strese sokan, ailelerin de hayat memat meselesi haline getirdiği  bir konu olduğunu” belirtti.
Çubukçu, şöyle devam etti:
“Ben de bir çocuk yetiştirmiş anne olarak açıkçası hayatım boyunca  çocuğumu bu endişelerle, bu kaygılarla yetiştirmemeye özen gösterdim.  Çocuklarımız okula ayakları geri geri giderek değil koşarak gitmeliler,  okullarında oyunlar oynamalılar. Farklı beceriler kazandırmalıyız ve onlar için  okul bir mutluluk kaynağı haline dönüşmeli. Asıl hedefim bu. Çocuklarımız severek  ve isteyerek okula gitmeli. Öğrendiklerinin onlara hayatta bir mutluluk  katacağını, mutlulukla birlikte de başarı getireceğini algılatmak durumundayız.

Önümüzdeki eğitim-öğretim yılında da tamamen bu sisteme odaklı ders  çizelgeleri ve saatlerini belirleyeceğiz. Mümkün olduğu kadar da bazı derslerin  saatlerini indirip, çocuklarımızın değişik yeteneklerini geliştirebilecekleri  serbest zamanları okulda oluşturmaya başlayacağız.”

OKULLARDA SERBEST KIYAFET

Okullarda “serbest kıyafet uygulamasının ne zaman başlayacağı”  konusundaki soruyu Çubukçu, şöyle yanıtladı:
“Bu uygulamadan ne tamamen vazgeçildi ne de çok uzun vadeli bir plan.  Çocuklarımızın okullarda her şeyden önce severek, isteyerek; kendilerini mutlu  hissedecekleri şekilde bulunmalarını hedefliyoruz. Dolayısıyla eğitim sistemimizi  gözden geçirirken eğitimin içerisinde bulunan her meseleyi değerlendirmeye tabi  tutuyoruz. Bu değerlendirmeleri yaparken ben bugüne kadar sadece eğitimcilerle  değil, veliler ve öğrencilerle de eğitimin tüm paydaşlarıyla da meseleleri  görüşmeyi, bunu onlara sormayı uygun buldum.

Son dönemde kendi web sitemizde bir anket yaptık, okullardaki üniforma  uygulamasına ilişkin ayrıca bu konuda bir çalıştay yaptık. Zorunlu ve üniforma  sisteminin öğrencilerimiz, eğitim sistemimiz üzerinde bir baskı oluşturup  oluşturmadığını, onlar üzerinde olumlu veya olumsuz etkilerini ölçmeye çalıştık.  Dolayısıyla elde ettiğimiz sonuçlardan, çok kısa bir sürede, yani bu yıl,  önümüzdeki yıl itibarıyla uygulamaya koyabileceğimiz bir sistem olmadığını  öngördük. Dolayısıyla önümüzdeki yıl da biz bu konuda bazı illerimizde bazı pilot  çalışmalar sürdürmek suretiyle, eğitime etkisini ölçmek suretiyle; takdir  edersiniz ki 16 milyon öğrencisi olan bir ülkede yaşıyoruz, böylesine önemli bir  kararı alırken de hemen hemen her alanda yaratacağı etkileri olumlu, olumsuz  yönlerini ölçmek ve değerlendirmek durumundayız. Önümüzdeki yıllarda her şeyden  önce belki de mavi önlüğün kaldırılmasıyla hızlı bir şekilde başlayarak, fakat  ailelerin de bunu almış olduklarını öngörerek herhangi bir ekonomik yük  getirmeden bu geçiş sistemini sağlayacağız.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!