‘Artık hata yapma hakkımız yok...’
Güncelleme Tarihi:
Şükrü KÜÇÜKŞAHİN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2010 01:19
CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile kürsüye çıkmadan hemen önce, dinlendiği odada uzun bir sohbetimiz oldu; bir bölümü aynen şöyle:“Nasıl buldunuz?”
“Bütün samimiyetimle söylüyorum; şaşkınım, şaşırdım.”
“Yani beklemiyor muydunuz bu ilgiyi?”
“Şöyle; özellikle adaylığımı açıkladıktan sonra büyük ilgi gördüm ve giderek de yükseldi. Ancak kurultay salonundaki havanın böyle olacağını hiç düşünemedim, beklemiyordum.”
“Salona ilk girişiniz sırasında bir ara düşecek gibi oldunuz?”
“Ya hiç sorma, zaten güç bela İstanbul delegemizin arasına ulaştık. ‘Size önde yer ayırdık, dediler. ‘Ya arkadaşlar buradan oraya biz nasıl gideriz’ dedim; ısrar ettiler. Hakkı Suha Okay’ın yanına götürecekler güya ama ben kendimi kürsüde buldum. Öyle bir dalga ki, sürüklenmemek mümkün değil. Tabii bu ilgiden büyük mutluluk duyuyorum. İktidara olan özlem bu. Bunu sürdüreceğiz. Artık hata yapma hakkımız yok. Yapmamak için her tedbiri alacağız. Bu insanların beklentisini boşa çıkaramayız.”
Parti Meclisi’ni (PM) konuştuk. Seçildikten hemen sonra liste üzerinde çalışacağını söyledi; ama yeni isimleri, tüzük engeli nedeniyle PM’ye alamamaktan yakındı. Yeniler arasında en çok da eski Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal’in öneriyi kabul etmemesine üzülmüş. Yılmamış ama anladığım Uğur Ziyal’le bir de kendisi konuşup ikna etmeye çalışacak. Umutlu da.
Kravatsızlık
ortak karar
Neden kravat takmadığını da sordum, yanıtı şöyle oldu:
“Ben böyle düşünmüştüm. Hem kendimi böyle rahat hissediyorum, hem de halka böyle daha yakın durduğumu düşünüyorum. Yine de tek başıma karar vermedim, arkadaşlar da böyle istedi, ortak kararımız yani.”
Bir de kendisini hangi büyük sivil toplum örgütleri aramıştı.
Türk-İş, DİSK başkanları, Türkiye İşverenler Sendikası Başkanı, TÜSİAD yönetimi aramış. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise henüz aramamıştı, “Acaba aradı da, benim haberim mi olmadı? Belki onların da kongresi var, işleri yoğun; ondandır” demekle yetindi.
“Yani beklemiyor muydunuz bu ilgiyi?”
“Şöyle; özellikle adaylığımı açıkladıktan sonra büyük ilgi gördüm ve giderek de yükseldi. Ancak kurultay salonundaki havanın böyle olacağını hiç düşünemedim, beklemiyordum.”
“Salona ilk girişiniz sırasında bir ara düşecek gibi oldunuz?”
“Ya hiç sorma, zaten güç bela İstanbul delegemizin arasına ulaştık. ‘Size önde yer ayırdık, dediler. ‘Ya arkadaşlar buradan oraya biz nasıl gideriz’ dedim; ısrar ettiler. Hakkı Suha Okay’ın yanına götürecekler güya ama ben kendimi kürsüde buldum. Öyle bir dalga ki, sürüklenmemek mümkün değil. Tabii bu ilgiden büyük mutluluk duyuyorum. İktidara olan özlem bu. Bunu sürdüreceğiz. Artık hata yapma hakkımız yok. Yapmamak için her tedbiri alacağız. Bu insanların beklentisini boşa çıkaramayız.”
Parti Meclisi’ni (PM) konuştuk. Seçildikten hemen sonra liste üzerinde çalışacağını söyledi; ama yeni isimleri, tüzük engeli nedeniyle PM’ye alamamaktan yakındı. Yeniler arasında en çok da eski Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal’in öneriyi kabul etmemesine üzülmüş. Yılmamış ama anladığım Uğur Ziyal’le bir de kendisi konuşup ikna etmeye çalışacak. Umutlu da.
Kravatsızlık
ortak karar
Neden kravat takmadığını da sordum, yanıtı şöyle oldu:
“Ben böyle düşünmüştüm. Hem kendimi böyle rahat hissediyorum, hem de halka böyle daha yakın durduğumu düşünüyorum. Yine de tek başıma karar vermedim, arkadaşlar da böyle istedi, ortak kararımız yani.”
Bir de kendisini hangi büyük sivil toplum örgütleri aramıştı.
Türk-İş, DİSK başkanları, Türkiye İşverenler Sendikası Başkanı, TÜSİAD yönetimi aramış. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise henüz aramamıştı, “Acaba aradı da, benim haberim mi olmadı? Belki onların da kongresi var, işleri yoğun; ondandır” demekle yetindi.