Bize AKP diyenler edepsiz, iftiracıdır
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2009 00:00
Başbakan Erdoğan partisinin adının AK Parti olduğunu belirterek, "AKP diyenler edepsizdir. AK temizliği adalet ve kalkınmayı ifade ediyor. Söylemiyorsan eğer, o zaman iftira atıyorsun" dedi.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, partisinin isminin kısaltmasının ’AK Parti’ olduğunu belirterek, "AKP" diyenleri edepsizlikle suçladı. Erdoğan, partisinin belde belediye başkanları toplantısında, şunları söyledi:
"Partimin kısaltılmış adı AK Parti’dir. AKP değildir. AKP diyenler ne yazık ki, demokratik noktadaki etik kurallara uymadan, siyasi etiği hiçe sayarak, bunu edep dışı söylemektedirler. Bizim Yargıtay Başsavcılığı’ndaki kısa adımız AK Parti’dir. Herkes bunu böyle yazmaya mecburdur. Benim yasal olarak kısaltılmış adım neyse sen onu söylemelisin. Söylemiyorsan eğer, o zaman iftira atıyorsun. Bizi olmadığımız şekilde gösteriyorsun. Bizi olmadığımız bir şekilde anmaya çalışıyorsun. Şüphesiz bizim onlara saygımız olmaz. Oradaki AK temizliği, adalet ve kalkınmayı ifade etmektedir.
Fakire yatırım yapın
Akçeli işler bizim belediyelerimize karışmamalı. ’Bu benim akrabamdır al işe’ olmaz. Kelimenin tam anlamıyla tekeden süt çıkararak yolumuza devam edeceğiz. Festivaller, bunlardan kaçının uzak durun. Hani gelenekler var, ayrı mesele. Ama belediyeye yük getirecek harcamalardan kaçın. Gidin, fakir fukaraya yatırım yapın. Gelip geçici şeylerden uzak durun, kalıcı yatırımlar yapın. Telefonunuz açık olsun. Gece evde açık olsun. Belli olmaz ben de arayabilirim. Benim telefonum açık olduğuna göre sizin de açık olacak.
Mayın tasarısını engellemek isteyen CHP milletvekillerinin, önceki akşam TBMM’deki görüşmeler sırasında kürsüye yürümesini sert bir dille eleştiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Siyaset, ülkemizde bu kadar ucuzlatılmamış, Türkiye’de siyasetin üslubu hiç bu kadar aşağılara çekilmemişti. TBMM kürsüsünü, işgal edecek kadar, işgalcilerin oluştuğu bir Meclis olmamıştı. Ama şimdi bu da var. Çünkü, düşüncelerinin, dillerinin, fikir dünyalarının yetmediği yerde, Meclis’in kürsüsü işgal etmeye yönelecek kadar kavgacı, işgalci ruha sahipler. Yapacağınız bir şey varsa, zaten bütün muhalefet partileri olarak sadece muhalefet yapıyorsunuz, iktidardan daha fazla konuşuyorsunuz.
Zihinleri mayınlı
Kürsüye gelirsin konuşursun, gidip de kürsüyü niye işgal ediyorsun? Bunun demokraside yeri var mı? Ha var... Geri kalmış ülkelerde tepetaklak masaların üzerinde birbiriyle vuruşanlar var. Ama biz bunları yaşamak istemiyoruz. Çözüme yönelik tek cümleleri yok. Sadece ve sadece paranoyalarını dile getiriyorlar. MHP iktidarı, DSP ve ANAP’la millete yüzde 7 binlere varan faiz ödetti. Bir başka mayınlama da ekonomik mayınlamaydı, bu işte. Böyle mayınladınız bu milletin evlatlarını. Şu iş geçsin, kanun çıksın, uygulamayı yaptığımız zaman nereye gittiği o zaman daha iyi görülecek."
Neşeli sohbet
BAŞBAKAN Erdoğan, toplantı çıkışında önceden tanıdığı ve kavgalıyken barıştırdığı down sendromlu iki arkadaşla sohbet etti. İlhan Çapanoğlu, Erdoğan’dan bilgisayar istedi. Başbakan bu isteğe, "Ben bile kullanamıyorum, sen nasıl kullanacaksın?" diye karşılık verdi. Mustafa Önder de, "Evlenmek istiyorum, bana yardımcı olur musunuz?" diye sordu. Erdoğan, gülerek, "Bakarız" dedi.
"Partimin kısaltılmış adı AK Parti’dir. AKP değildir. AKP diyenler ne yazık ki, demokratik noktadaki etik kurallara uymadan, siyasi etiği hiçe sayarak, bunu edep dışı söylemektedirler. Bizim Yargıtay Başsavcılığı’ndaki kısa adımız AK Parti’dir. Herkes bunu böyle yazmaya mecburdur. Benim yasal olarak kısaltılmış adım neyse sen onu söylemelisin. Söylemiyorsan eğer, o zaman iftira atıyorsun. Bizi olmadığımız şekilde gösteriyorsun. Bizi olmadığımız bir şekilde anmaya çalışıyorsun. Şüphesiz bizim onlara saygımız olmaz. Oradaki AK temizliği, adalet ve kalkınmayı ifade etmektedir.
Fakire yatırım yapın
Akçeli işler bizim belediyelerimize karışmamalı. ’Bu benim akrabamdır al işe’ olmaz. Kelimenin tam anlamıyla tekeden süt çıkararak yolumuza devam edeceğiz. Festivaller, bunlardan kaçının uzak durun. Hani gelenekler var, ayrı mesele. Ama belediyeye yük getirecek harcamalardan kaçın. Gidin, fakir fukaraya yatırım yapın. Gelip geçici şeylerden uzak durun, kalıcı yatırımlar yapın. Telefonunuz açık olsun. Gece evde açık olsun. Belli olmaz ben de arayabilirim. Benim telefonum açık olduğuna göre sizin de açık olacak.
Mayın tasarısını engellemek isteyen CHP milletvekillerinin, önceki akşam TBMM’deki görüşmeler sırasında kürsüye yürümesini sert bir dille eleştiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Siyaset, ülkemizde bu kadar ucuzlatılmamış, Türkiye’de siyasetin üslubu hiç bu kadar aşağılara çekilmemişti. TBMM kürsüsünü, işgal edecek kadar, işgalcilerin oluştuğu bir Meclis olmamıştı. Ama şimdi bu da var. Çünkü, düşüncelerinin, dillerinin, fikir dünyalarının yetmediği yerde, Meclis’in kürsüsü işgal etmeye yönelecek kadar kavgacı, işgalci ruha sahipler. Yapacağınız bir şey varsa, zaten bütün muhalefet partileri olarak sadece muhalefet yapıyorsunuz, iktidardan daha fazla konuşuyorsunuz.
Zihinleri mayınlı
Kürsüye gelirsin konuşursun, gidip de kürsüyü niye işgal ediyorsun? Bunun demokraside yeri var mı? Ha var... Geri kalmış ülkelerde tepetaklak masaların üzerinde birbiriyle vuruşanlar var. Ama biz bunları yaşamak istemiyoruz. Çözüme yönelik tek cümleleri yok. Sadece ve sadece paranoyalarını dile getiriyorlar. MHP iktidarı, DSP ve ANAP’la millete yüzde 7 binlere varan faiz ödetti. Bir başka mayınlama da ekonomik mayınlamaydı, bu işte. Böyle mayınladınız bu milletin evlatlarını. Şu iş geçsin, kanun çıksın, uygulamayı yaptığımız zaman nereye gittiği o zaman daha iyi görülecek."
Neşeli sohbet
BAŞBAKAN Erdoğan, toplantı çıkışında önceden tanıdığı ve kavgalıyken barıştırdığı down sendromlu iki arkadaşla sohbet etti. İlhan Çapanoğlu, Erdoğan’dan bilgisayar istedi. Başbakan bu isteğe, "Ben bile kullanamıyorum, sen nasıl kullanacaksın?" diye karşılık verdi. Mustafa Önder de, "Evlenmek istiyorum, bana yardımcı olur musunuz?" diye sordu. Erdoğan, gülerek, "Bakarız" dedi.