Çubukçu'dan cinsiyet eşitliği raporu açıklaması

Çubukçu, çeşitli etkinliklere katılmak üzere geldiği Sakarya'nın Hendek ilçesinde gazetelerin soruları üzerine, Dünya Ekonomik Forumunun yayınladığı yıllık kadın erkek eşitliği sıralamasında Türkiye'nin 130 ülke arasında 123. gösterilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Geçen yıl da bu istatistiklerin oluşturulması sırasında itirazları olduğunu belirten Çubukçu, bugün de aynı şeyleri söylediklerini ifade ederek, “Bu göstergelerin hazırlanışındaki yöntemleri de sorguluyorum. O listede öyle ülkeler var ki, Türkiye'den daha ileri olduklarını kabul etmem mümkün değil. Yani o ülkelere bir kez gitmiş olsanız. Hatta bir saat o ülkede dolaşmış olmanız Türkiye ile kıyaslanmayacak durumda olduğunu anlarsınız” diye konuştu.

Türkiye'nin seçme ve seçilme hakkını uzun yıllardır kullandığını hatırlatan Nimet Çubukçu, şöyle konuştu:
“Türkiye onlarla kıyaslanamayacak bir durumda. Bu arada zannediyorum ki cinsel suçlarla ilgili göstergelerde 4 istatistik kullanılıyor. Ama bir ülkede kadınların her şeyden önce özgür bir ortamda soluk alıp vermeleri, haklarını eşit olarak kullanıyor olmaları bu konudaki gelişmişlik endeksinde çok önemlidir. İstatistikler bu anlamda bence her zaman gerçeği yansıtmayabilir. Türkiye'nin geride gösterildiği ülkelerin ismini zikretmeyeceğim. Bu anlamda bir nezaketsizlik yapmak istemem. Türkiye'nin o ülkelerden ilerde olduğunu biliyoruz. Ama Türkiye cinsiyet eşitliği konusunda halen daha mesafe kat etmesi gereken bir ülke. Sorunlarımızın da farkındayız.”

Bakan Çubukçu, gazetecilerin İzmir'de bir koruyucu ailenin yanında kalan ve başka bir aile tarafından evlat edinilen çocukla ilgili soruları üzerine, koruyucu aile kavramının çocuk ile aile arasında hukuki bir bağı içermediğini söyledi.

Koruyucu aile kavramını çok önemsedikleri, Türkiye'de 1400 koruyucu aile bulunduğunu kaydeden Çubukçu, şöyle konuştu:
“Bir anne olarak gerçekten ailenin duygularını hassasiyetini ve üzüntülerini hissediyorum. Keşke böyle bir şey olmasaydı. Ama Biz koruyucu aile kavramının ne manaya geldiği konusunda da sürekli insanları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Bu aileler, her şeyden önce çocuğu koruyucu aile olarak aldıkları, imzaladıkları sözleşmede buna vakıf oldukları, çocuğun herhangi bir şekilde evlat edindirmeye uygun bir aile bulunduğu zaman, kendilerinden alınması gerektiği konusunda yeteri kadar bilgi sahibi ediliyorlar ve sözleşme imzalıyorlar. Eğer bir aile çocukla kendi arasında hukuki bir bağ kurulmasını istiyorsa, onun kendi evladı olmasını istiyorsa, her şeyden önce evlat edindirme başvurusu olması gerekir.”

ÇOCUKLARIN ÜSTÜN YARARI GÖZETİLMELİ

Kurumların duygusallıkla yönetilemeyeceğini dile getiren Devlet Bakanı Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada kurum çok suçlanıyor sorgulanıyor. İnsanların yetiştirdikleri veya baktıkları çocuklara duygusal olarak bağlanmalarını bir anne olarak çok yakından hissedebilirim ve bunu anlayabilirim. Ama burası duygularımızla yönettiğimiz bir kurum değil. Her şeyden önce evlat edindirmeyle ilgili koruyucu aileyle ilgili düzenlemeler var. Bu, çocukların üstün yararı gözetilerek yapılmaktadır. Her şeyden önce bu çocuk şu anda kendisini evlat edinen ailenini yanındadır. Onunla arasında hukuki bir bağ kurulmaktadır. Dolayısıyla hem çocuğun üstün yararı hem onun geleceği için bence bu haberler ele alınırken biraz daha düşünerek hareket etmemizde yarar var. Bu açıdan da dikkatli olmak zorundayız.”

Bu tür olaylarla daha önce de karşılaştıklarını ve istisnai bir durum olduğunu ifade eden Çubukçu, ailenin evlat edinme başvurusunda bulunmadığını, bulunsa dahi yaş farkı nedeniyle evlat edinme olanaklarının mümkün görünmediğini sözlerine ekledi.