Erdoğan sinsi yıkım projesi taşeronudur
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2008 00:00
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a bu kez, RP İstanbul İl Başkanı olarak imzaladığı ve "Kürt ulusal kimliğinin tanınması"nı isteyen raporla yüklendi. Bahçeli, "Erdoğan, şimdi Başbakan’dır ve bu görüşlerini hayata geçirmek için sinsi bir yıkım projesinin taşeronluğunu yapmaya soyunmuştur" dedi.
Erdoğan’ın bulunduğu yer
Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un, "Herkesi doğru yerde bulunmaya" çağırmasına, "Biz doğru yerdeyiz" cevabı veren Erdoğan’ın "bulunduğu yeri", "Sağınızda kardeşim dediğiniz Barzani ve Talabani, solunuzda konutlarda ağırladığınız bölücüler ve pazarlık yaptığınız Kandilciler, hemen arkanızda ise boyun eğdiğiniz çuvalcılar" diye tanımladı. Geçen haftaki grup konuşmasında, "Bölünmüş Türkiye haritası" ile yüklendiği AKP’ye, bu kez 18 Aralık 1991’de hazırlanan ve Erdoğan’ın imzası bulunan raporla yüklenen Bahçeli, dünkü grupta raporu okudu:
Devlet safında olmamak
Bu rapor diyor ki; ’Siyasi parti olarak, resmi ideolojiyi sorgulamalıyız. Kemalist devletin geleneksel zora ve silaha başvuru yöntemi artık iflas etmiştir. Devlet terörünü de kınamalıyız. PKK ile devlet çatışmasında devlet safında görünmemeliyiz. Bunun için devletin PKK’yı bölücü, terörist ve ayrılıkçı olarak nitelendiren söyleminden uzak durmalıyız. Yerel parlamentolar oluşturulmalı, merkezi devlet küçülmelidir.’ PKK’nın siyasi talepleri ile büyük ölçüde örtüşen bu raporun altındaki imza, Refah Partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a aittir.
Sizin gerçek kimliğiniz nedir
Geçmişten bugüne çizgisinin değişmediğini söyleyen Erdoğan şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve değişmeyen bu görüşlerini hayata geçirmek için sinsi bir yıkım projesinin taşeronluğunu yapmaya soyundu. Başbakan’a soruyorum: Bu raporu inkar edebiliyor musunuz? Bunu yapamayacaksanız, sizin gerçek kimliğiniz nedir? Gerçek yüzünüz hangisidir?
Gül, cesaret ve irade göstermedi
CUMHURBAŞKANI’nın bir yabancı dergiye verdiği mülakatta, geride kalan süreci suçlayıcı ifadelerle, geçmişte ayrımcılık yapıldığını söylemesi yakışan bir durum değil. Biz Cumhurbaşkanı’ndan kendi geçmişimizi şikáyet etmek yerine, açılışını yaptığı kitap fuarının alt katında açıkça sergilenen bölünmüş Türkiye haritalarına müdahale edecek cesaret ve iradeyi göstermesini beklerdik. Hükümet, büyük bir yanılgı ile terörün kaynağına, bölücülüğün merkezine, ihanetin odağına kadar yanaştı. Denize düştü ve yılana sarılıyor. Bunun adı ve tanımı ihanettir.
Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un, "Herkesi doğru yerde bulunmaya" çağırmasına, "Biz doğru yerdeyiz" cevabı veren Erdoğan’ın "bulunduğu yeri", "Sağınızda kardeşim dediğiniz Barzani ve Talabani, solunuzda konutlarda ağırladığınız bölücüler ve pazarlık yaptığınız Kandilciler, hemen arkanızda ise boyun eğdiğiniz çuvalcılar" diye tanımladı. Geçen haftaki grup konuşmasında, "Bölünmüş Türkiye haritası" ile yüklendiği AKP’ye, bu kez 18 Aralık 1991’de hazırlanan ve Erdoğan’ın imzası bulunan raporla yüklenen Bahçeli, dünkü grupta raporu okudu:
Devlet safında olmamak
Bu rapor diyor ki; ’Siyasi parti olarak, resmi ideolojiyi sorgulamalıyız. Kemalist devletin geleneksel zora ve silaha başvuru yöntemi artık iflas etmiştir. Devlet terörünü de kınamalıyız. PKK ile devlet çatışmasında devlet safında görünmemeliyiz. Bunun için devletin PKK’yı bölücü, terörist ve ayrılıkçı olarak nitelendiren söyleminden uzak durmalıyız. Yerel parlamentolar oluşturulmalı, merkezi devlet küçülmelidir.’ PKK’nın siyasi talepleri ile büyük ölçüde örtüşen bu raporun altındaki imza, Refah Partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a aittir.
Sizin gerçek kimliğiniz nedir
Geçmişten bugüne çizgisinin değişmediğini söyleyen Erdoğan şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve değişmeyen bu görüşlerini hayata geçirmek için sinsi bir yıkım projesinin taşeronluğunu yapmaya soyundu. Başbakan’a soruyorum: Bu raporu inkar edebiliyor musunuz? Bunu yapamayacaksanız, sizin gerçek kimliğiniz nedir? Gerçek yüzünüz hangisidir?
Gül, cesaret ve irade göstermedi
CUMHURBAŞKANI’nın bir yabancı dergiye verdiği mülakatta, geride kalan süreci suçlayıcı ifadelerle, geçmişte ayrımcılık yapıldığını söylemesi yakışan bir durum değil. Biz Cumhurbaşkanı’ndan kendi geçmişimizi şikáyet etmek yerine, açılışını yaptığı kitap fuarının alt katında açıkça sergilenen bölünmüş Türkiye haritalarına müdahale edecek cesaret ve iradeyi göstermesini beklerdik. Hükümet, büyük bir yanılgı ile terörün kaynağına, bölücülüğün merkezine, ihanetin odağına kadar yanaştı. Denize düştü ve yılana sarılıyor. Bunun adı ve tanımı ihanettir.