Gerilla tipi rekabetle gücümüz ekonomik krizde daha yüksek

Güncelleme Tarihi:

Gerilla tipi rekabetle gücümüz ekonomik krizde daha yüksek
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2008 00:00

Günde ortalama 50 bin kişiye, yılda 18 milyondan fazla müşteriye hizmet veren Ankara’nın yerel firması "Meşhur Peynirci" Genel Müdürü Havuçoğlu, "gerille tipi rekabet" yaptıklarını belirterek, "Büyük firmalar, bir fiyatı değiştirmek için 10 yerden yazı bekliyor. Biz telefonla anlık ayarlamalar yapabiliyoruz. Onların işletme gideri yüzde 20’lere varırken, biz yüzde 10-13’te tutuyoruz, bu yüzden rekabet gücümüz daha yüksek" dedi.

GIDA perakende sektöründe Ankara’nın en önemli yerel markalarından biri olan "Meşhur Peynirci" adlı peynir firması, ekonomik krize rağmen 2009 yılında da en az yüzde 30 büyüme konusunda iddialı.

Günde ortalama 50 bin kişiye, yılda 18 milyon müşteriye hizmet veren firma, gelecek yıl Eskişehir, Bolu ve Kırıkkale’ye de şube açacak. Halen 45 şubesi bulunan, Ankara’nın ilçelerinde yedi şubesi daha yakında açılacak olan şirketin aylık cirosu ise 13,5-14 milyon YTL düzeyinde.

Meşhur Peynirci Genel Müdürü Serbülent Havuçoğlu, zorunlu gıda maddesi satmaları nedeniyle, krize rağmen, satışlarında bir daralma olmadığını, yıllık ortalama yüzde 30 büyüme hedeflerini sürdürdüklerini söyledi. Bu kapsamda, gerek Ankara içinde, gerekse çevre illerde yeni şubeler açmayı planladıklarını belirten Havuçoğlu, hiç banka kredisi kullanmadıklarını, kazandıkları paraya göre büyüme programı yaptıklarını vurguladı.

Rekabet gücümüz yüksek

Piyasada daralma olmamasına karşın, firmalar arasındaki rekabetin "kanlı" boyutlara geldiği nitelemesinde bulunan Havuçoğlu, şöyle konuştu:

"Yerel firmalar arasındaki rekabet, ’kanlı’ boyutlara ulaştı. Hepimiz bileklerimizi kestik, en fazla kim dayanırsa o ayakta kalacak. Artık, kuruşlu rakamlar üzerinden rekabet sürüyor. Bir firmanın 1,09 YTL’ye sattığı ürünü, diğeri 1,08’e, diğeri 1,07’ye satıyor. Şirketin büyüklüğü değil, kimlerle rekabet ettiğin önemli. Biz gerilla tipi rekabet yapabiliyoruz. Büyük firmalar, bir fiyatı değiştirmek için 10 yerden yazı bekliyor. Biz telefonla anlık ayarlamalar yapabiliyoruz. Onların işletme gideri yüzde 20’lere varırken, biz yüzde 10-13’te tutuyoruz, bu yüzden rekabet gücümüz daha yüksek."

Sebze-meyve ürünlerini tamamen peşin alarak, bunun avantajını tüketiciye yansıttıklarını, bu nedenle fiyatlarını diğer marketlere göre daha makul tutabildiklerini anlatan Havuçoğlu, "Karlılığımızı büyütmüyoruz, alış koşullarından sağladığımız avantajı doğrudan tüketiciye yansıtıyoruz. Süt ve et ürünlerinde ise avans yöntemi ile çalışıyoruz. Gelecek yıl alacağımız ürün için üreticiye para veriyoruz. Şu anda üreticilerde 5-6 milyon YTL paramız var" dedi.

Mağazalar pazar günü kapatılsın

ALIŞVERİŞ
merkezlerine (AVM) girmek istemediklerini, bunun satış maliyetini artıran bir unsur olduğunu vurgulayan Havuçoğlu, asgari ücretin netinin 500 YTL civarında olduğu bir ülkede, şehirde, ürünün satış maliyetini artıracak satış noktaları kurmanın doğru bir yaklaşım olmadığını, öncelikle AVM’lerden alışveriş yapacak ekonomik güçte insanların sayısının artırılması gerektiğini söyledi.

Havuçoğlu "Mağazalar, pazar günü ve her gün akşam saat 20.00’de kapatılsın. Gece 22.00’ye kadar çalışan biri ancak 24.00’de eve gidebiliyor. Aile hayatı yaşanamıyor, 30 bin çalışan mağdur oluyor. Ama büyük alışverişleri cirolarının yüzde 40-45’ini hafta sonu yapıyor. Ekonomik krizden bağımsız olarak, mağazalar pazar günleri kapatılmalı. Ama rekabet yüzünden biz uygulayamıyoruz."

Ankaralı tüketici eğitimli ama alım güçleri sınırlı

ANKARA
’daki tüketiciler hakkında da değerlendirme yapan Havuçoğlu, şunları söyledi: "Ankara, çok zor bir kent. Memur sayısı fazla. Eğitim seviyesi yüksek ama gelir sınırlı. Kaliteyi, hijyeni, ne almak, nasıl almak, nereden almak gerektiğini biliyorlar. Ama gelirleri sınırlı. Markalı ürünleri ucuza almak istiyorlar, bu da bizi zorluyor." Tüketici bilinçlenmesinin zaman zaman suiistimal boyutlarına da ulaştığını belirten Havuçoğlu, "Tüketici, kendisinin hatalı olduğu durumlarda bile cezayı satıcı çeksin istiyor. Bilinçlenmek demek, bir şeyi tartabilmek demek; ne istediğini, neyi satın aldığını, hangi kalitede ve hangi hizmet boyutunda aldığını bilen insan, neye bedel ödediğini bilir" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!