Güncelleme Tarihi:
"Garip" ÅŸiir akımının öncüleri arasında yer almasıyla sesini duyuran Melih Cevdet Anday, 87 yıllık yaÅŸamının ardında sayısız yapıt bıraktı.Â
 Â
"Garip" akımı, 1940'ların Ankara'sında filizlendi. Adını Orhan Veli Kanık'ın 1941 yılında yayınladığı ilk kitabı "Garip"ten aldı. Ancak Kanık kitapta, 1939-1940 yıllarında "Varlık" dergisinde çıkan "Şiire Dair" yazılarını, "Şiir Hakkında Düşünceler" başlığı altında "Önsöz" olarak aldı; ayrıca Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat'ın şiirlerine de yer verdi.
Önsözde, adı geçmemesine karşın Nazım Hikmet'in siyasal içerikli ÅŸiirine, hem geleneksel hem hece vezinli ÅŸiire karşı çıkılıyordu. Üç ÅŸairin gündelik yaÅŸamdan konu edinmeleri ve serbest nazım kullanmaları, onların "Garipçiler" olarak anılmalarına yol açtı. Her ne kadar kitabın 1945'teki ikinci baskısında Melih Cevdet ve Oktay Rifat'ın ÅŸiirleri yer almasa da bu onların bir akımın temsilcileri olarak görülmelerini deÄŸiÅŸtirmedi.Â
O yıllarda; Orhan Veli Kanık'ın yayınladığı "Yaprak" dergisinin 1 Åžubat 1950 tarihli 19'uncu sayısında çıkan "Çürük" baÅŸlıklı ÅŸiirinin ilk dizelerinde Anday, "Akasya aÄŸaçları akasya kokuyor/ Bahçelerde güller gübreler kokuyor/ Geçen otomobil benzin kokuyor / Otomobilin içindeki kadın lavanta kokuyor/ Kadının lavantası dehÅŸet kokuyor/ Bu lavanta kokusunu koklayan adam ne kokuyor/ Rakı kokuyor...'' diye yazıyor ve ÅŸiiri ÅŸu dizelerle bitiriyordu: ''Mahalleler ÅŸehirler memleketler kıtalar kokuyor/ Çürüdükçe kokuyor/ Kokuyor dostlar bu ölü kokuyor/ Duymuyor musunuz kokuyor/ Kokuyor kokuyor kokuyor kokuyor."  Â
    Â
BÄ°LÄ°NÇLE ŞİİR Ä°ÅžLEMEKÂ
    Â
Şiirin yanı sıra deneme, oyun ve romanlarıyla da ünlenen Melih Cevdet Anday'ın şiiri için Şükran Kurdakul, "Şairler ve Yazarlar Sözlüğü"nde, "şiirinin iki döneminde biçim ve öz yönlerinde değişik özellikler gösterdiği söylenebilir" diyor: "1- Genellikle çarpıcı buluşlara, zaman zaman espri ve taşlamaya dayanan, biçim yönünden çok yalın şiirlerin ağır bastığı 1936-1954 arası. 2- Daha çok insan ve doğa karşısında çeşitli sorunların, bakış açılarının, değerlendirmelerin yoğunlaştırıldığı şiirlerde soran, arayan düşünür kişiliğinin çıktığı 1955 sonrası..."
Melih Cevdet Anday da 1978'de Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü kazandığı, bütün ÅŸiirlerini topladığı "Sözcükler" kitabıyla ilgili olarak DoÄŸan Hızlan'ın (Kitaplar Kitabı) bir sorusuna; "Åžiirlerime topluca bakmak, benim için sanırım öğretici oldu. Büt yaÅŸamım boyunca iki üç ana tema içinde dönüp durmuÅŸum. Bu temalar baÅŸlangıçta belki biraz sezgi durumunda; ama gide gide onları daha bilinçle iÅŸlemeye baÅŸlıyorum" karşılığını veriyor. Â
    Â
Melih Cevdet Anday, 1998 yılında kendi adına Ankara'da Opera binasındadüzenlenen ve iki gün süren toplantı sonrasında ünlü ÅŸair Can Yücel'in ikizi Canan Yücel Eronat'ın isteÄŸi üzerine, kendi el yazısı ile bir ÅŸiir yazarak Eronat'a armaÄŸan eder. Edebiyat çevrelerinden uzmanların; Anday'ın "YaÄŸmurun Altında" adlı son ÅŸiir kitabının 1995 yılında çıktığına iÅŸaret ederek, yayınlanıp yayınlanmadığından emin olmadıklarını belirttikleri "Yıldızlar" adlı ÅŸiir ve "ithaf" yazısı şöyle:Â
Â
"Sevgili dostum Canan Yücel  hanıma en içten sevgilerle, Â
        Â
 Gözkapağı bir yeryüzünün Â
  Deniz kıyıya vurur belleÄŸimizde Â
  Belki yaÄŸmur yaÄŸar gündüzün Â
  Ama damlalar hani, toprak nerde? Â
    Â
  En çabuk ormanı unuttum Â
  MeÄŸer ben bir ormanmışım eskiden Â
  Düş'müşüm de meÄŸer düş görüyorum Â
  Öteki berikiymiÅŸim ben Â
    Â
  Gece ölülerin anı gülüdür Â
  Ay unutulmuÅŸ ilk gününde Â
  Ama bize eÄŸer gök verilirse Â
  Bakarsın yıldızlar görünür. Â
 Â
 Melih Cevdet Anday Â
 18 Ocak pazar 1998Â
  Â