Galatasaray gerçekleri

Dışarıdan bakılınca birçok şey olumsuz gibi görünüyor ama işin aslı kesinlikle öyle değil

1- Dünyanın en önemli 5 forvetinden biri mutlaka sarı kırmızılı formayı giyecek.
2- Luis Fabiano ve kaleci Muslera imza atmaya hazır, Galatasaray’dan haber bekliyor.
3- Chelsea, Arda Turan’a karşılık Didier Drogba ve Florent Ma-louda’yı bonservisleriyle teklif etti.

FORLAN’ın bir türlü ikna edilememesi ve ‘bitti’ gözüyle bakılan Reyes transferinin gerçekleşmemesi, doğal olarak bütün Galatasaraylılar’da hayal kırıklığı yarattı. Geleceğe karamsar bakan Galatasaraylıların sayısı oldukça fazla. Ama inanın bana gerçekler dışarıdan göründüğü gibi değil.

Galatasaray taraftarına söyleyeceğim en önemli şey rahat olmalarıdır. Bu noktada, vereceğim çok önemli haberler var... Bunlardan biri Galatasaray taraftarının, dünyaca ünlü isimleri Telekom Arena’da seyredecek olması. Diğeri ise Galatasaray’ın transfer yapma konusunda bütçe sınırlaması olmaması ve görüşmeleri yapanların önemli oyuncuları rahatlıkla alabilecek yetkiyi almış olması. Bunun yanında somut hale gelmiş haberler de var...

Öncelikle Galatasaray taraftarı şundan emin olsun; dünya futbolunda forvet olarak akla gelen ilk 5 isimden biri mutlaka sarı kırmızılı formayı giyecek. Hatta şu anda Luis Fabiano hemen imza atabilecek durumda. Drogba ve Forlan zaten herkesin bildiği üzere transfer olma ihtimali yüksek olan diğer oyuncular. Ama yönetim ve Fatih Hoca iyinin iyisini seçmek ve takıma kazandırmak istiyorlar.

Kilit isim Taffarel

İkincisi Galatasaray kalesini korumaya aday Fernando Muslera da hazır. Ama diğer bir alternatif üzerinde de çalışılıyor. Kaleci antrenörü Claudio Taffarel, kalecinin belirlenmesinde önemli rol oynayacak.

Üçüncüsü ise Jose Antonio Reyes’in transferinin gerçekleşmemesini hemen unutturacak iki ismin gündeme alınması. Bu isimlerden biri olan Florent Malouda, hem Reyes’i unutturur hem de Arda’nın G.Saray’daki yokluğunu hissettirmez.

Dolayısıyla az zaman olması zamanın azalıyor olması bir dezavantaj ama bir günde bile üç transfer yapılabilecek bir dönemde yaşıyoruz. Galatasaray taraftarının büyük transfer beklentisi de çok doğal. Benim de beklentim bu önemli isimlerden birkaçının gelmesi.

Chelsea Arda’yı bir yıldır takip ediyor

BİR de Arda Turan ile ilgili haberimiz var ki, birçoklarına göre bu diğerlerinden daha önemli gelişme... Ben de Arda’nın kalması gerektiğini düşünenlerdenim. Ama onu isteyen öyle bir kulüp ve öyle bir teklif var ki, ne Arda ne de Galatasaray ‘Hayır’ diyebilir. Bu kulüp Chelsea... Abramovich’in kulübü, Arda’yı yaklaşık bir yıldır takip ediyor. Arda’ya karşılık yaptıkları teklif ise Drogba ve Malouda. Yani, Galatasaray bu iki oyuncuyu alıp, karşılığında Arda’yı gönderecek. Chelsea teklifini yaptı. Şimdi top Galatasaray yönetiminde. “Evet” dedikleri an, son yılların en büyük transfer takası gerçekleşmiş olacak.

Hiddink’in bu transferle hiçbir ilgisi yok

Arda ve Chelsea demişken, bu olayın ayrıntılarına biraz değinmek istiyorum. Bu oyuncuyu Chelsea’nin gündemine sokan isim, Roman Abramovich’in en güvendiği menajer olan Vlado Lemic... Türk menajer Müjdat Gürel ile birlikte çalışan Lemic, geçtiğimiz yılın ağustos ayında, Türkiye’den bazı dostlarını arayıp, Arda’yı takibe aldıklarını anlattı ve onun hakkında bilgi istedi. Yani, bazılarının iddia ettiği gibi Arda’nın Chelsea’nin gündemine girmesinde Guus Hiddink’in hiçbir alakası yok. Bu, tamamen Abramovich’in ekibinin tercihi.

Drogba, Gökhan’a G.Saray’ı sordu

Didier Drogba’nın, Chelsea’den takım arkadaşı olan milli futbolcu Gökhan Töre’yi arayıp, Türkiye hakkında bilgi aldığı iddia edildi. Radyospor’a konuşan Gökhan’ın menajeri Bektaş Demirtaş, “Drogba, Gökhan’ı arayıp, Galatasaray’ı ve Türk futbolunu sordu. Gökhan’a göre Drogba’nın bu işle ilgili görüşleri olumlu” dedi.

Terim, ya ben ya Tulun diyebilir

SAYIN Ünal Aysal, G.Saray Başkanı seçildiği günden beri camiaya umut veriyor ve beklentileri hep yukarıda tutuyor. Transferlerin yapılması konusundaki verdiği büyük yetki ve ilgilenilen oyuncular bunun ispatı. Fakat sorun bu isimlerin şu anda gelmemiş olması ya da para değil (zira G.Saray şu anda bir oyuncuya 30 milyon Euro ödeyebilecek başkana sahip) sorun içeride.

Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan Ali Dürüst ile Bülent Tulun arasındaki kavga, sorunun asıl kaynağı. Daha doğrusu daha büyük sorunlara çanak tutacak bir problemlerin startı. Bu, sıradan bir kavga değil. Bu; yetki, sınır ve hiyerarşinin net biçimde ortaya konması gerekliliğini gözler önüne seren bir kavga. Erken olması aslında iyi de oldu. En azından daha başında bu işler yoluna konulursa ilerisi için daha sağlıklı bir çalışma ortamı sağlanır.
Şimdi asıl görev sayın başkan Ünal Aysal’a düşüyor. Bana göre Aysal’ın yapması gereken 2 operasyon var:

Tulun’un konumu belirlenmeli

Herkesin görev, yetki ve çalışma alanlarını çok net çizgilerle belirlemek. Burada kastım şu; öncelikle Tulun’un konumunu belirlemesi ve bunu belirlerken önce Terim’e, sonra diğer yöneticilere sorması gerekir. Çünkü su yüzüne çıkan bu kavga malumun ilanı ya da ileride yaşanacak daha büyük sorunların işareti. Sayın Aysal’ın buna şimdi ve çok kesin şekilde noktayı koyması lazım. Yoksa olacak şudur; nasıl ki Adnan Polat için Adnan Sezgin hep sorun oldu; Ünal Aysal için de Bülent Tulun aynı duruma sebep olacaktır. Sayın Aysal kendi Adnan Sezgin’ini istemiyorsa geç kalmadan bu işi çözmelidir.

Yetkiler belirlenmeli

Diğer taraftan Abdürrahim Albayrak ve Ali Gürsoy’un da yetkileri belirlenmeli ve ona göre herkes rahat çalışmalı. Kısacası sayın Aysal bu görevleri ya kendisi belirlemeli ya da Fatih Hoca’ya rahat çalışacağı isimleri belirlemesine izin vermeli. Benim tanıdığım Fatih Hoca bu durum karşısında çok net tavrını ortaya koyar. Nasıl mı? “Ya o ya ben” diyerek.

Kendi yanınıza alın

Benim naçizane tavsiyem Sayın Aysal’ın bu sorunları kökünden hallederek, Bülent Tulun’u Florya’dan alıp kendi yanında görev vermesidir. Eğer G.Saray’ın menfaati ve iyiliği düşünülüyorsa en doğru ve etkili çözüm budur. Ondan sonra yapılacak iş ise Florya’yı ve yetkileri Albayrak’a teslim etmek olmalıdır. Bu sayede en hayati yerde hem Fatih Hoca’nın hem de personelin rahat, huzurlu bir şekilde çalışmasını sağlanır. Zira Florya’da kaybolan sevgi, saygı ve huzur ortamının geri gelmesini sağlamasını sağlayacak yegane kişi Abdürrahim Albayrak’tır. Başarısız ve kötü geçen geçmiş sezonların altında yatan ana sebeplerden biri Florya’nın sıcak bir ortamdan çıkıp hapishaneye dönmüş olmasıydı. Sayın Aysal bu adımla kendisini de çok rahatlatmış olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları