Ergenekon davası

Güncelleme Tarihi:

Ergenekon davası
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2009 02:42

Birinci “Ergenekon” davasında mahkeme heyeti, tahliye ve diğer taleplerin yarın yapılacak ara celsede değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 25 Ocak Pazartesi gününe erteledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanık ve avukatların talepleri alındı.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük, tutuklu sanık Osman Yıldırım'a çapraz sorgu sırasında kendi beyanı olmayan ve “gizli tanık 9”un beyanı olan sözleri savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorduğunu belirterek, “Madem biz burada hokkabazlık yapıyoruz, sayın savcım hakkında gizli tanık 9'u ifşa ettiği için suç duyurusunda bulunuyorum. Gizli tanık 9'u sayın savcı ifşa etti” diye konuştu.

Osman Yıldırım'ın kendisinin de “gizli tanık 9” olduğunu ifşa ettiğini belirten Küçük, “Artık bu kepazeliğe bir son verilsin. Ben burada Osman Yıldırım'ın sorgusunu yaparken utandım. Adaleti bu şekilde aramaktan utanıyorum. Biz bu salonda hakkı, hukuku böyle mi aramalıyız? Biz hukuku böyle mi bulacağız? Yıldırım'a defalarca soru soruyorsunuz. 'Onu sonra anlatırım' diyor. Ne zaman anlatacaksın? Sorgu bir defa yapılır” dedi.

Küçük, sorgu sırasında Yıldırım'a 220 soru sorduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Yıldırım, 'bunlara cevap verdim' diyerek 28, 'hatırlamıyorum' diyerek 49, 'bilmiyorum' diyerek 33 ve 'cevap vermiyorum' diyerek 36 soruya cevap vermedi. 220 sorudan 146'sını cevaplamamış. Biz böyle neye ulaşacağız? Bu mahkeme huzurunda konuşmak istemiyorum. Sadece vicdanen kendimi rahatlatmak için konuşuyorum. Soruşturma kapsamında ele geçirilen belgelerin örgüt belgeleri olduğu nereden belli? Polis belge verdi diye örgüt belgesi olamaz. Bu davada sanıkların neyle suçlandığı ikinci derece önemli. Burada önemli olan, neyi yargılıyoruz? İnsanların birbiriyle olan ilişkilerini, diyaloglarını eleştirebilirsiniz, kınayabilirsiniz ama yargılayamazsınız. Veli Küçük'ün ilişkilerini tasvip etmez kınayabilirsiniz, ama o ilişkilerden dolayı yargılayamazsınız.”

SAVCININ GÖRÜŞÜ

Duruşmada görüşünü açıklayan savcı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuksuz sanık Sami Hoştan'ın 29 Aralık tarihli yurtdışına çıkış izni isteğini içeren dilekçesinin reddini, tutuklu sanık Ümit Sayın'ın müdafiliğinden istifa eden Mehmet Aytekin'in istifasının kabulünü istedi.
Pekgüzel, tutuklu sanık Doğu Perinçek'in reddi hakim isteği sırasında sarfettiği sözlerle Türk yargısını aşağıladığı gerekçesiyle CMK'nın 205. maddesi uyarınca Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

Tutuklu sanık Sevgi Erenerol'un avukatı Vural Ergül'ün, savunmaları sırasında iddia makamına yönelik türlü suçlamalarda bulunduğunu, “rezil, ahlaksız” gibi sözler kullandığını, bu sözlerin savunma hakkı içinde olup olmadığının mahkeme heyetinin takdirine bırakıldığını ifade eden Pekgüzel, Ergül hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Tutuklu sanıklar Ümit Sayın ve Osman Yıldırım hakkında “Tanık Koruma Kanunu” gereğince koruma hükümlerinin yerine getirilmesini isteyen Pekgüzel, Ümit Sayın'ın tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların tutukluluklarının sürmesini istedi.

MAHKEMEYE GELEN EVRAKLAR

Mahkeme heyeti başkanı Köksal Şengün, daha sonra mahkemeye gelen evrakları okudu.

MİT, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan “Türk İntikam Tugayı”na (TİT) ilişkin bilgi notlarının geldiğini ifade eden Şengün, Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen yanıt yazısında, “Bizim görev alanımız dışında olduğu için elimizde TİT'e ilişkin bilgi yok” denildiğini söyledi.
Şengün, MİT'ten gelen bir yazıda, Alparslan Arslan'ın MİT'te herhangi bir kaydının olmadığının belirtildiğini bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen bir yazıda, Abdullah Öcalan'ın PKK'nın kurucusu olması dışında başka bir bilgi olmadığını dile getiren Şengün, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan mahkemeye gönderilen yazıda da “Karargah Evleri”ne ilişkin MİT'in bildirdiği rapor dışında ellerinde başka bir belge olmadığının ifade edildiğini kaydetti.
Şengün, MİT'ten gelen başka bir yazıda ise Muzaffer Tekin hakkında herhangi bir teknik veya fiziksel takibin yapılmadığının bildirildiğini dile getirdi.

TALEPLER ARA CELSEDE DEĞERLENDİRİLECEK

Mahkeme heyeti, daha sonra talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi. Verilen aranın ardından alınan kararı açıklayan Şengün, sanık ve avukatlarının tahliye ve diğer taleplerinin yarın yapılacak ara celsede değerlendirileceğini kaydetti.
Şengün, duruşmanın 25 Ocak Pazartesi günü saat 09.30'a ertelendiğini sözlerine ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!