ErdoÄŸan: Hükümet istifa etmeli

Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısındaki konuşmasında, 1.5 ayda 23 ili dolaştıklarını belirterek, "Türkiye, bayram coşkusunu yaşayamıyor. Halk ümitsiz, çaresiz, bezgin ve gelecekten ümidini kaybetmiş. Halkın aras katıldık. Sofrayı gördük. Sofranın dili rakamların diliyle konuşmuyor. O başka konuşuyor" dedi.

Ankara`da 20 milyon liradan aşağı doğalgaz satılmadığını, bunun Washington Post Gazetesi`nde``gülmece`` unsuru olarak kullandığını ifade eden Erdoğan, Türkiye`nin geldiği noktayı göstermesi bakımından önemli olduğunu söyledi.

Erdoğan, ``Yaşanan acılar madem milletimizin hesabına yazılıyor; bu durumun utancı da Hükümet`in hesabına yazılmalı. Bütün bunların sorumlusu olan Hükümet`i, kalplerin yumuşadığı bugünlerde insafa, izana ve sağduyuya çağırıyor ve bir kez daha istifa etmeye davet ediyorum. Bu millete saygınız varsa seçim sandığını halkın önüne koyun`` diye konuştu.

SAYIÅžTAY RAPORU...

Hükümet`in yaptıklarının hesabını veremediğini, Sayıştay`ın 8 Ekim 2001 tarihli Uygunluk Bildirimi Raporu`nda, 5 adet hazine raporunu reddettiğini kaydeden Erdoğan, bunların hayati önem taşıyan dış borçlar, kredi anlaşmaları, kullanılan dış krediler, genel bütçe dışındaki daire ve kurum borçları ile genel bütçe dışındaki dairelerin sermaye hesabı olduğunu ifade etti.

Bu raporların, ``Türkiye`nin dış borçlarının tam olarak bilenmediğini`` gösterdiğini  belirten Erdoğan, Sayıştay`ın Hükümet`ingeçmiş hesaplarını onaylamadığını savundu. Erdoğan, görüşlerini şöyle ifade etti:

``Böyle yaptırımlarla karşılaşan Hükümet hala iş başındaysa bu vahim demektir. Derneklerde bile ibra olmayan yönetimler derhal çekilir. Aynı hassasiyeti Hükümet`ten beklemek halkın ve bizim hakkımızdır. Hükümet siyasi ahlak gereği bir an önce görevden çekilmeli. Bu Hükümet siyaseten meşruiyetini kaybetmiştir. Ülkenin yönetimini IMF`nin eline bırakmıştır.``

Erdoğan, yönetim erkinin kendi beceriksizliği ve hortumlanan paraları halkın sırtına yüklediğini ileri sürerek, aklıbaşında, halkın mutluluğu ve refahını kendi yandaşları, ahbap çavuşlar ve hortumcuların isteklerinden önde tutan bir iktidarın işbaşında olması halinde IMF ve Dünya Bankası`ndan son bir yılda alınan paralar ile Türkiye`nin sıçrama yapabileceğini söyledi.

BİZ İKTİDARA GELDİĞİMİZDE, GELİYORUZ İNŞALLAH...

Erdoğan, IMF`ye bakış açılarını ise şöyle dile getirdi: ``Şimdiden ilan ediyorum; biz iktidara geldiğimizde...Geliyoruz. inşallah...Devlette devamlılık ilkesi ve dünya gerçekleri gereği IMF ve Dünya Bankası ile olan ilişkilerimiz tabiki devam edecek. Ülkemizinözel şartlarını ve sosyal göstergelerini dikkate alarak, stand-by sürecinin bazı noktalarını karşılıklı görüşerek yeniden gözden geçirmemiz kaçınılmaz olacak. Aşırı şişirilmiş vergiler ve zamlar mutlaka düşürülecek.``

Erdoğan, grup toplantısının ardından bir gazetecinin, ``Cumhurbaşkanı`nın sözlerini nasıl buluyorsunuz?`` sorusuna karşılık,``Biz de süratle erken seçim diyoruz. Millet artık (illa seçim) diyor.Sayın Cumhurbaşkanı, milletin bu temennisini aynen dile getirmişler. (Demokrasilerde çare tükenmez) diyoruz ya, tek çare millete gidilmesidir. Millet Hükümet`e (devam) derse devam edecek. Millete rağmen devam edilmez`` dedi.

Ä°ZGÄ°'YE ELEÅžTÄ°RÄ°

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM  Başkanı Ömer İzgi`yi Seçim Kanunu hakkındaki görüşlerinden ötürü eleştirerek, ``Demokrasi konusunda samimi iseler, lütfen ayrımcılığa prim veren yolları açmasınlar`` dedi.

Erdoğan, grup toplantısında, TBMM Başkanı Ömer İzgi`nin  Seçim Kanunu konusundaki görüşlerine değindi. İzgi`nin ``barajı indirmeyelim, bölücüler ve azınlıklar Meclis`e girer`` dediğini ileri süren Erdoğan, şunları söyledi:

``Düşünebiliyor musunuz? Yasaya ve yönetmeliklere uygun olarak kurulmuş bir siyasi parti seçime girmiş olacak ve yüzde 6, 7, 8, 9 seviyesinde oy almış olacak ve sonrada Meclis Başkanı sıfatını taşıyan birisi bunlar hakkında (bölücü) ve (azınlıklar) gibi aşağılayıcı ifadeler kullanabilecek...

Demokrasinin saygınlığını koruması gereken Meclis BaÅŸkanımızın demokrasiye biçtiÄŸi konumu dikkatlerinize çekmek istiyorum. Türkiye busıkıntıları çok çekti, çok yaÅŸadı. Ama bundan sonra çekmemelidir. Bedelini ülke olarak ödüyoruz. Hissi olarak bazı ifadeler kullanmak suretiyle, millete bu bedelleri ödetmeye kimsenin hakkı yoktur. Demokrasi konusunda samimi iseler, lütfen bu ayrımcılığa prim veren yolları açmasınlar.`` Â