Türkiye'den banka alan bazı yabancılar piÅŸman oldu

Güncelleme Tarihi:

Türkiyeden banka alan bazı yabancılar pişman oldu
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 04, 2008 07:27

T-Bank Genel Müdürü Dinçer Alpman ile dün başlayan röportajımız bugün de devam ediyor.

Haberin Devamı

I. Bölüm: Konutta ciddi problem var, fiyatlar yükselmez

- İçerideki siyasi gelişmeler yabancılar üzerinde etkili oluyor mu?

Siyasi gelişmeler bence hiçbir şekilde yatırımları etkilemez. Ortadoğu'daki insanlar bizim ülke içerisinde manşetlere çıkardığımız ve çok büyüttüğümüz konuları son derece normal şeyler olarak karşılıyor. 'Kapatma davası filan var ama eğer kapama olursa Türkiye çöker' diye kimse düşünmüyor. 'O kapanır başkası açılır, ne var ki bunda' gibi değerlendirmeler yapılıyor.

Kimse 'aman kapatma davası açıldı bu iş bitene kadar Türkiye'ye gitmeyeyim, yatırım  yapmamayım' gibi şeyler düşünmüyor. Dediğim gibi biz bazı konuları biraz da kendi tarihimizden kaynaklanan şeylerle çok büyütüyoruz ve kutuplaştırıyoruz.

Eren GÃœLER YAZIYOR

- Türkiye'deki bankalara yabancı sermaye akışı sürer mi?

Haberin Devamı

Bence sürmez. Hatta bazılarının aldıkları için pişman olduklarını bile düşünüyorum. Ciddi bir pişmanlık içerisindeler. Yani verilen paralar çok yüksek bazı bankalara. Bu benim benim şahsi görüşüm.

Bazı yabancı bankalar bence 'fırsat kaçıyor' paniği ile son vagona atladılar. Bir de bazı yabancı bankaların Türkiye'deki bankacılık sistemini iyi tanımadığını ve tamamen önyargılarla, Türkiye'deki bankacılığı biraz aşağı gördüklerini düşünüyorum. Burada ürün eksikliği olabileceğini veya işte bir takım uygulamaları gelir gelmez başlatıp büyük paralar kazanacaklarını umuyorlardı.

-Ne oldu peki?

Geldikten sonra gördüler ki, özellikle bireysel bankacılıkta Türkiye ürün çeşitliliği, ürün zenginliği ve yaratıcı ürünler açısından ABD dahil her ülke ile boy ölçüşebilir. Ayrıca yabancıların dışarıdan bakıp bazı rasyolara göre yaptığı değerlendirmeler de çok gerçekçi değil.

TEBRÄ°K EDÄ°LECEK TEK BÄ°R CEO VAR

- Neler mesela?

" Bazı yabancı bankalar bence 'fırsat kaçıyor' paniği ile son vagona atladılar. "

Mesela şu mortgage olayı. İşte herkes hemen şu hesapları yapıyor: AB'de mortgage kredilerinin milli gelire oranı yüzde 30, Türkiye'de henüz yüzde 4, demek ki daha çok yol var. Türkiye'nin milli geliri 600 milyar dolar, o zaman bu pazarın büyükklüğü 180 milyar dolara ulaşacak. Şimdi yabancı mantığı böyle. Siz Türkiye'de bu kadar büyük bir mortgage piyasasını çıkarın da ben bir göreyim. Kime satacaksınız, kim ödeyecek bu taksitleri?

Haberin Devamı

Yabancılarda Türkiye'yi hâla gelişmekte olan piyasa olarak görüp 'biz biliriz siz bilmezsiniz' havası var. Çünkü ben Denizbank'ta genel müdür yardımcısı iken bu işin içinde bulundum. Görüşmeye gelen bankacıların sorduğu soruların ve inceledikleri şeylerin ne kadar yüzeysel olduğunu biliyorum.

'Siz nasıl olsa bu işi bilmezsiniz. Biz alırız ve patlatırız' havası ile yapılmış alımlar var.

- Siz patlatamadılar diyorsunuz...

" Siz Türkiye'de bu kadar büyük bir mortgage piyasasını çıkarın da ben bir göreyim. "

Valla bence tebrik edilmesi gereken tek CEO var, o da HSBC'nin CEO'su. 2001'de Demirbank gibi bir altyapıyı neredeyse bedavaya aldılar. 2001'de Türkiye'de   yatırım yapma kararı veren bir CEO'yu alkışlamak lazım. Yoksa 2006'da herşey tavana vurmuş, gelip bir bankayı 1'e 4'le almışsınız, bilmem kaç milyar dolar vermişsiniz. 50-10 milyon dolar değil, milyar dolarlardan bahsediyoruz. Verilen paralar dünyadaki her CEO'nun başını götürür.

Haberin Devamı

- Biraz moda olduğu için mi geldiler o zaman?

Moda yanlış bir kelime ama ben şöyle olduğunu düşünüyorum: Gelişmekte olan bir piyasa ve önümüzdeki 5 yılda daha da patlayacak. 'Aman fırsat kaçmasın' deyip bu vagona atladılar...

KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE BELLİ DEĞİL

- Ben şunu merak ediyorum. Bu bankalar alınıp satılırken bu kadar büyük riskler alınıyor, böyle büyük pralar ödeniyor vs... Peki hiç kimse dünyadaki bu mortgage krizini öngöremiyor mu?

Kim gördü ki önceden...

" Valla bence tebrik edilmesi gereken tek CEO var, o da HSBC'nin CEO'su. "

- Görülemez bir kriz miydi?

/images/100/0x0/55eb3659f018fbb8f8b2a66c
Ee kolay değil tabii. Neden görülemez biliyor musunuz? Eskiden dünyadaki bazı şeyleri öngörmek çok kolaydı. Çünkü ekonomilerin ve pazarların birbiri ile bağlantısı yoktu. Dolayısıyla herhangi bir pazara gitiğiniz zaman, 3-5 tane major veriye baktığınızda yorum yapabiliyordunuz.

Haberin Devamı

- Åžimdi ne oldu?

Artık kimin eli kimin cebinde belli değil. Adam bir tahvil çıkarmış, dönmüş onu başka birisine satmış, öteki onu sigortalamış, sigortalayan başka bir şey yapmış... Siz sabit getirili bir bono aldığınızı sanıyorsunuz ama onun arkasından derivativler, türev ürünler bilmem neler çıkıyor. Artık öyle iki üç şeye bakarak tahmin yapamazsınız ve krizleri öngörmek hiç kolay değil.

ZİRRAT BANKASI ÖZELLEŞTİRİLMESİN

- Bankacılıkta yabancı sermayenin bir sınırı olmalı mı?

" Artık öyle iki üç şeye bakarak tahmin yapamazsınız ve krizleri öngörmek hiç kolay değil. "

Sonuçta ben de yabancı sermayeli bir bankanın genel müdürüyüm ve genel olarak yabancı sermayeden bir çekincem yok. Önemli olan bu sektörün TMSF ve BDDK gibi kurumlar tarafından iyi regüle edilmesi. Eğer bu iyi yapılmazsa bazı sıkıntılar olabilir. Ve böyle bir tehdit var da... Çünkü bazı sektörlerdeki Türk firmaları artık dünya çapında. Yarın öbür gün gerçekten dünya çapındaki projelerde, buradaki bir yabancı banka kendi ülkesine ait bir şirket lehine aksiyon alabilir. İşte bu tür durumların iyi regüle edilmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Her halükarda mutlaka belirli bir oranda yerli sermaye banka kalmalı. Mesela hiç bir şekilde Ziraat Bankası gibi bir banka özelleştirilmemeli. Güçlü ve iyi yönetilen bir devlet bankası olarak kalmalı. Böyle bir güç Türk sermayesine ait olmalı.

- Ekonomideki daralma sürer mi?

Bu sene bir daralma olacak. Orası kesin. Seneye de çok kolay açılmaz. 2009'un ilk yarısı böyle sürer.

" Ziraat Bankası gibi bir banka özelleştirilmemeli. Güçlü ve iyi yönetilen bir devlet bankası olarak kalmalı. "

- Çok deneyimli bir bankacı olarak sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Â
Bankacılık sektörü ÅŸu anda çok saÄŸlam. 2001 krizi Türkiye'ye 40 milyar dolara mal oldu ama bankacılık sektörü olması gerektiÄŸinin de üzerinde saÄŸlam bir altyapıya dayanıyor. Â

Ben sektör için herhangi bir risk görmüyorum. Zaten bu şartlar altında olması da mümkün değil. Çünkü bankacılık sektörü BDDK tarafından çok iyi izleniyor.

PARASI OLAN FAÄ°ZE

- Elinde parası olana ne tavsiye edersiniz?

Şu anda faizler çok yüksek ve elinde parası olan TL'de kalsın. Eğer biz kendimiz bir kriz çıkarmazsak dolar da bir yere gitmez. TL'de kalan kazanır. Dünyanın en yüksek reel faizini veriyorsunuz. Eğer kısa vadede paraya ihtiyacınız yoksa, arada dolardan bir vurgun bile yeseniz TL'de kalarak her zaman iyi bir kazanç elde edersiniz.

YARIN: Bireysel kredi tarafındaki tehlike ne? Konut kredilerinde bir problem var mı?  Körfez sermayesinin Türkiye'ye bakışı nedir? Türkiye Körfez sermayesinden yeterince yararlanabiliyor mu? Kredi kartı faizleri sabitlenmeli mi?


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!